Büyümede yüzde 5 ile mücadelemiz

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Klasik olduğu üzere gecikmeli bir şekilde Eylül ayının orta dönemlerinde ikinci çeyreğe ait büyüme verisini takip ettik. TÜİK tarafından açıklanan veri, genel olarak piyasa beklentilerine paralel bir performans sergiledi. Temmuz-Ağustos gibi mevcut seviyeler konuşulmaya başlanmıştı. Zincirlenmiş endekste yıllık %5.1, arındırılmışta ise %6.5’lik bir performans söz konusu. Peki, büyüdük ama nasıl? Devamı gelir mi? Aynı hızı görme şansımız nedir? Tartışalım.

Darbe girişimi sonrası 27 çeyrek sonra ilk kez daralma gösteren Türkiye ekonomisinde açıklanan teşvik önlemlerinin en ciddi etkileri ikinci çeyrekte görüldü. Bu, beklenmeyen bir durum değildi. Kaldı ki, ihracatın desteği, gecikmeli TL’deki değer kaybının yaratacağı kısmi olumlu ortam, Avrupa ekonomilerinin, PMI datalarının, Macron etkisinin de büyümeye sağlayacağı pozitif ortamı bekliyorduk. Öncelikle hikayenin buraya kadar olan kısmının adını koymak önemli. Detayları tartışmak ise daha önemli.

En son sorulacak soruya en başta yanıt arayalım; mevcut seviyelerde büyüme sürdürülebilir mi? Bunun cevabını vermek şu aşamada güç. Önemli teşvik setinin Eylül sonrasında ortadan kalktığını göreceğiz. Üçüncü çeyrek verisinde baz etkisinin getireceği avantajla büyüme %6-7 bandına taşınma potansiyeline sahip. Bu soruya yanıt aramak için en erken son çeyrek, 2018’in ilk yarısını beklemek gerek. Kaldı ki, o dönem geldiğinde de yüksek baz etkisini tartışacağız. Bu nedenle mevcudun üzerinde bir büyüme performansı şart. Şayet, bugün konuştuğumuz kompozisyonu koruyacağımızı bekliyorsak, dış alem koşullarının da aynı olmasını beklememiz gerek. Yani, sorunun yanıtı ne sadece bizde, ne de mevcut veri setinde. Beklemekten başka bir şansımız yok. Büyümenin yapısal dönüşümle olmadığı konusunda neredeyse çoğunluk hem fikir.

Kompozisyon tartışmasına girmekte fayda var. Sıklıkla tartıştığımız, eleştirdiğimiz “kamu tüketiyor, ülke büyüyor” savı ikinci çeyrek için geçersiz. Yüksek ihtimalle yatırımların desteklenmesi kısmında kamunun etkisi var. Tarım, sanayi, inşaat ve hizmetler kesiminde yıllık değişimlerin tamamı pozitif. Grubun içerisinde en kötü performans %4.7 ile tarımda. Tüketim tarafında gerek özel tüketimin gerekse de kamunun payları ilk çeyreğe kıyasla düştü. Yatırımlar artarken, ihracat ve ithalatta da düşüş oldu.

Kim, nereden, ne kadar katkıda bulundu? Tüketim tarafındaki katkılarda özellerin ve kamunun birlikte düşüşü var. Fark, kamudaki katkının eksiye dönmüş olması. İlk çeyrekte 2.13 yüzde puan katkıda bulunan iç tüketim 1.88’e, 1.46 katkıda bulunan kamu ise -0.61’e geriliyor. Sabit sermaye oluşumu 0.87’den 2.97’ye yükselirken, net ihracat katkısı da 1.96’ya gerilemekle birlikte pozitif düzeyde gerçekleşiyor. Stoklar, 5.1’lik büyümeden 1.15 yüzde puan çalıyor. Stok kalemi son üç çeyrekten bu yana büyümeden götürüyor. Büyük ihtimalle gelecek dönemler için umutlanma nedeni olabilir. Bugünün azalan stok kalemi yarının artış potansiyeline sahip. Yatırımdaki yükseliş ise inşaat temelli. Problem midir? Bence evet.

Net ihracatın pozitif katkısında üst üste ikinci çeyrek içerisindeyiz. Bundan önce 2016’daki dört çeyrekte de eksi performans sergilemişti. Zaten uzun dönemli seride de baktığımızda –gerek eski, gerek yeni seri- net ihracatın uzun dönemli pozitif katkısı sürdürülebilir düzeyde değil. Avrupa kritik önemde. Paritenin yükselişi üçüncü çeyrek için de katkıda bulunacaktır. Belki kısmen son çeyrek için de. Sonrası için dinamikler yalnız değil. Farklı başlıklar var.
Son olarak gelelim arındırılmış verilere. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış çeyreklik serideki büyüme performansı %2.1. Söz konusu rakam 2016’nın son çeyreğindeki %3.9’dan bu yana görülen en yüksek düzeye işaret ediyor. Kümülatif bazda 2017’nin arındırılmış performansı %3.3. 2016’nın son çeyreğinden bu yana toplam büyüme %7.2, ortalama ise %2.4. Ayrıca, son dört çeyreğin ortalama büyümesi %1.51. Son üç çeyrekten bu yana ortalamanın üzerindeyiz.

Net/net: Büyüme performansına bugün için sevinmek doğal ve hakkımız. Çok tartışılan nitelik konusu da kısmen düzelmiş durumda. Devamlılığı önemli. Değişmez gerçek ise şu an için gelişmiş ülkeler ortalamasının üzerinde, gelişenlerin ise ekseninde olmamız. Hikaye satın alındığından piyasa tepkisi sınırlı kaldı. Şu anda da üçüncü çeyrek alınıyor. Son çeyrek henüz fiyatlamalara dahil olmadı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ECB hamleleri ve riskler 14 Eylül 2019
GOÜ heyecanı her yerde 07 Eylül 2019
Beklemekle oluyor mu? 17 Ağustos 2019