Buzdağının üstü ve altı

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Muhammed SATILMIŞ

Buzdağı metaforu sıkça karşımıza çıkar. Konuşmalarda, sunumlarda, eğitimlerde veya çeşitli iletişim platformlarında bu metafora rastlarız. Buzdağının görünen kısmı olan “üstünün” aslında görünmeyen ve daha büyük olan “altı” üzerinde yükseldiği ifade edilmek istenir. Örneğin bir başarı hikayesi varsa arkasında çok çalışmak, disiplin, türlü fedakarlıklar, uykusuz geceler vs. vardır mesajı verilir.

Burada görmediğimiz bir şey daha var. Bu metaforda tüm gayretlere rağmen elde edilen başarısızlıkları göremeyiz. Buzdağının altına özetle “çok çalışmak” dersek, çok çalışmanın mutlaka sonuç getireceğini iddia edenler olsa da, gerçek durum maalesef öyle değil.
Çok çalışan kişiler ve şirketler her zaman başarılı olurlar mı? Cevabımız net, hayır.

Neden mi?

Siz veya şirketiniz hangi konuda yeteneklisiniz? Diğer alanlarda çok çalışarak ne kadar mesafe alabilirsiniz.

Verimli olduğunuzu düşünüyor musunuz, neden? Zaman herkes için eşit, imkanlarda genelde ciddi bir farklılığın olmadığını varsayarsak, verimsiz çalışarak neticeye ulaşabilir misiniz?
Herhangi bir kriz anında, organizasyonun zamanında ve etkin kararlar alması zararı hafifletebiliyor. Bu kriz yönetiminin en önemli unsurudur. Çok çalışırken bu duruma dikkat edilmezse, risk ve kriz yönetim süreçleriniz yoksa ne olur?

Çalışmalar bu faktörleri dikkate alınarak yapılmalı diyebilirsiniz. Evet ama;
Uzmanlık alanıyla alakası olmayan bir sektöre girip büyük zararla çıkan şirket gördünüz mü? Örneğin şirketlerde işler yolundayken, yatırım yapılacak yerler aranırken, şirketin uzmanlık alanı olmayan sektörlere girip, bir süre sonra “odaklanma” stratejisiyle bu alanlardan tekrar çıktıklarına şahit oluruz. Yani bu alanlarda “çok çalışmak” işe yaramamıştır.

Birey olarak baktığımızda, Ar-Ge yeteneği olmayıp bu alanda çalışanlara rastladınız mı? Bu yeteneğin olup olmadığının tespiti ilk sırada kişinin, sonrasında da İK yönetiminin sorumluluğundadır. Ancak bu süreç her zaman sağlıklı işlemeyebiliyor. Tanıdığım bir Ar-Ge çalışanının yenilikçi düşünme becerisi neredeyse yok gibiydi, uzun yıllar Ar-Ge’de çalıştı, çok istemesine rağmen hiç terfi edemedi, daha çok iş hayatının ilk yıllarında tecrübe kazanma amaçlı yapılan işleri yaptı. Halen de bu şekilde devam ediyor. Yani Ar-Ge’de “çok çalışması” işine yaramamıştır.

Güzel sanatlara veya spora ilgisi ve yeteneği olan çocuklarının ille de doktor, mühendis, yönetici olmasını masumca arzulayan ebeveynlere rastladınız mı?

Buzdağının altını stratejik bakışla doldurmadığımızda istediğimiz neticeye ulaşmamız mümkün değildir. Hem bireyler ve hem de şirketler açısından değerlendirdiğimizde, çok çalışmaya ama bilinçli çok çalışmaya, ardında mutlaka stratejilerin olduğu “çok çalışmaya” ihtiyacımız var.
Buzdağının üstünü görebilmemizin yolu buradan geçiyor. Bazı insanlar ve şirketlerde buzdağının daha büyük kısmı olan “altı”nın olup, buzdağının “üstü”nün bina edilemediğini, çoğunlukla bu durumun fark edilmediğini düşünmek üzüntü verici. Bu anlayışı paylaşmak için elimizden geleni yaparak üzüntümüzü bir nebze de olsa hafifletebiliriz.

Son sözler;

"Eğer merdiven doğru duvara yaslanmamışsa, attığımız her adım bizi daha hızlı yanlış yere götürür." Stephen Covey

"Yönetim işleri doğru yapmaktır; liderlik doğru işleri yapmaktır." Peter Drucker
"Stratejisiz icra amaçsız, icrasız strateji faydasızdır." Morris Chang

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ufuk çizgisi 03 Nisan 2024