Çiğ sütün fiyatını da Başbakan mı açıklayacak?
Hayvancılıkta çağ atladığı söylenen Türkiye, aylardır 1 litre çiğ sütün fiyatını belirleyemiyor.
Aslında bir ay önce Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker İzmir'de "Gıda ve Tarım Zirvesi"nde bir fiyat açıkladı. Dedi ki, "çiğ sütün 90 kuruş olan referans fiyatı yarından itibaren 95 kuruş olacak."
Fakat, büyük bir müjde olarak açıklanan bu fiyatı kimse takmadı. Piyasa daha doğrusu süt sanayicileri yine bildiğini okudu.Okumaya da devam ediyor. Aylardır üreticiden ortalama 70-75 kuruştan süt alınıyor.
Ulusal Süt Konseyi defalarca toplandı fiyatı açıklayamadı. Bakan,açıkladı, itibar eden olmadı. Bakanın açıkladığı fiyata da itibar edilmeyecekse çiğ sütün fiyatını kim belirleyecek?
Süt fiyatının geçerli olması için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mı açıklaması gerekiyor?
Bugünlerde çiğ sütün fiyatı yine tartışma konusu.
Fiyat ne olacak?
Fiyatın belirlenmesi için gerekli temel argüman, veri nedir?
Maliyet hesabı. Bir ürünün fiyatı maliyetinin altında olamaz. Olursa üreten zarar eder ve üretimi sürdüremez.
Çiğ sütte belirlenen maliyet nedir?
Ulusal Süt Konseyi tarafından yapılan ve üreticinin, sanayicinin, bakanlığın ve bilim insanlarının ortak kararı ile açıklanan bir maliyet var. Bölgesel bazdaki bu maliyet hesabı Ulusal Süt Konseyi'nin internet sayfasında duruyor.
Bir kez daha yazalım.
Marmara Bölgesi'nde 1 litre çiğ sütün maliyeti 1 lira 187 kuruş.
Ege Bölgesi'nde 1 lira 6 kuruş.
İç Anadolu Bölgesi'nde 974 kuruş.
Karadeniz Bölgesi'nde 1 lira 256 kuruş.
Türkiye ortalaması 1 lira 106 kuruş.
Bu çıplak maliyet. Bunun üzerine üreticinin refah payının eklenmesi gerekiyor. Çünkü maliyetine satış yapan bir üretici de üretimi sürdüremez.
Bakanın açıkladığı 95 kuruşluk fiyat maliyetin altında.Süt sanayicileri bu fiyatı bile yüksek diye uygulamıyor.
O zaman fiyat ne olacak?
Bir başka hesaplama yöntemi de tereyağına göre yapılan hesaplamadır. Avrupa'da da yağ oranına göre hesaplanıyor.
Tereyağı toptan fiyatları baz alınarak yapılan hesaplamaya göre, çiftlik sütünün taban fiyatının en az 98 kuruş olması, buna 35 kuruşluk kalite priminin eklenmesi ve fiyatın 1.33 lira olması gerekiyor.
Bu hesaplamaların hiç biri işe yaramıyor. Bir tarafta binlerce üretici, diğer tarafta bir elin parmakları kadar süt sanayicisi.
Üretici güçlü olmadığı için sütü işleyecek tesislere sahip olmadığı için süt sanayicilerinin istediği fiyata satmak zorunda. Onları ancak devlet koruyabilir. Bunun için destek veriliyor. Sıcak süte 4 kuruş, soğutulmuş süte 9 kuruş destekleme primi ödeniyor. Bu çok yetersiz. Fakat destek ne kadar artsa sanayici o oranda fiyat düşürüyor. Üreticiye yansımıyor.
Devletin, yani bakanlığın etkin olarak piyasayı düzenlemesi gerekiyor. Et ve Süt Kurumu bunun için oluşturuldu. Fakat aylar geçti hala piyasaya müdahale edemiyor.
Bu gelişmeler olurken hammaddesi ithalatla karşılanan yem fiyatı istikrarlı bir biçimde yükseliyor. Üretici yeme para yetiştiremiyor.
Çiğ süt fiyatı 3-5 ineği olan küçük çiftçinin sorunu değil. Büyük işletme kuran, hergün binlerce hayvan sağan üreticinin de sorunu. Küçük çiftçi 3-5 ineğini kesip kurtuluyor. Ama devletten sıfır faizli kredi alıp milyonlarca lira yatırım yapan ve binlerce baş hayvanı olan işletmeler de çiğ süt fiyatı nedeniyle tam bir çıkmazda.
Özetle, "hayvancılıkta çağ atladık" diyenler aylardır 1 litre sütün fiyatını belirleyemiyor, belirledikleri fiyatı kabul ettiremiyor. Üreticiden çiğ süt alan sanayiciler, maliyetleri de, tereyağına göre yapılan hesapları da, süt-yem paritesini de ve maliyetin altında belirlenmiş Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in de fiyatını takmıyor. Ama üreticiden aldıkları çiğ sütten elde ettikleri kutu süte ve süt ürünlerine istedikleri fiyatı koyarak tüketiciye satıyorlar. Böyle bir güç kimsede yok.