Componenta Döktaş çalışanlarına emanet

Ömer Faruk ÇİFTÇİ
Ömer Faruk ÇİFTÇİ BURSA'dan omer.faruk@dunya.com

Bursa’nın Orhangazi ilçesinde faaliyet gösteren Türkiye’nin önde gelen otomotiv yan sanayi tedarikçilerinden Componenta Döktaş ile ilgili gelişmeleri bu köşede birkaç kez paylaşmıştım. Son yazımda Döktaş’ın özüne döndüğünü dile getirmiş, Finli Componenta’dan ayrıldığını ve yoluna Döktaş olarak devam edeceğini belirtmiştim. Bu yazı üzerine Componenta Dökümcülük AŞ’nin daveti ile Orhangazi fabrikasında Yönetim Kurulu Başkanı Tezcan Yaramancı, Genel Müdür Sabri Özdoğan ve Genel Müdür Yardımcısı (CFO) Sibel Binici ile bir araya geldik. Firmada yaşanan gelişmeleri ve son durumu enine boyuna konuştuk.

Firmanın kuruluşundan başlayacak olursak; Türkiye’nin sıkıntılı yıllarında özellikle otomotiv sanayinde vasıfl ı çelik temini için Koç Grubu tarafından 1973 yılında Bursa’nın Orhangazi ilçesinde kurulan Componenta Dökümcülük, 1999 yılında Manisa Alüminyum dökümhanesini de bünyesine katar. Fakat 2006 yılında Koç Grubu stratejik olarak belirli büyüklüğün altındaki üretimlerden çekilme kararı alır ve Döktaş’ın da satışı gündeme gelir. O tarihte Avrupa’nın ikinci büyük döküm firması Finli Componenta 200 milyon dolar karşılığında yüzde 54’lük bir hisse ile Döktaş’ı satın alır. İsveç, Finlandiya ve Hollanda’da üretim tesisleri bulunan Componenta’nın alımı Türkiye’deki Döktaş açısından da faydalı olur. Üretim yüzde 100 artar. Müşteriler arasına Caterpillar, Volvo, Scania gibi firmalar katılır. Firma Avrupa’daki bazı üretimlerini de Türkiye’ye kaydırır.

Bu satın almada yalnız Finlandiyalıların yüzde 54’lük Koç Grubu’nun hissesini satın alma doğrultusunda yaptıkları finansman planı daha sonra SPK’nın borsada kote hisselere de çağrı yapma sorumluluğu dolayısıyla finansal olarak onları zora sokar. Çünkü bunu hesap etmezler. Çağrı muafiyeti alamayınca piyasadan gelen yüzde 46 hisseyi de almaları gerekir ve bu onlara bir anda 80- 90 milyon euroluk ilave bir yük getirir. Onu finanse etmek için hesapta olmayan bir borçlanmaya giderler. Fakat 2011 yılında Avrupa’da otomotiv sektörü krize girince haliyle durum buraya da yansır. Avrupa’daki borcu vadesinden erken ödeyebilmek için Türkiye’de Döktaş üzerinden borçlanırlar. Ama 2015 yılında Componenta’nın kendi ülkelerindeki başka problemleri dolayısıyla Döktaş’a olan borçlar ödenemez hale gelir. Türkiye fabrikaları zor duruma düşer. Bu arada Finlandiya’daki şirketin ortaklık yapısı ve mülkiyeti değişir. Grubun Türkiye’ye ilgisi azalır ve Döktaş ana ortağından alacağını tahsil edemeyince bankalara ödeme yapamaz.

Gelinen noktada yönetim kurulundaki Türk üyeler yönetime el koyar. 2016 başında bağımsız bir şirket gibi yeniden yapılandırılır. Firma her konuda bağımsız, kendi göbeğini kendi keser hale gelir.

Bursa’nın 4. büyük ihracatçısı

Componenta Döktaş, otomotiv sektörü için hayati bir kuruluş. 250 milyon euro ciro, 200 milyon euro ihracatı var. Bursa’nın 4’üncü büyük ihracatçısı. Yöneticiler, “Böyle bir kuruluşun sırf ana ortağının kötü yönetimi dolayısıyla batmasına müsaade edemezdik. Kendimizi sorumlu hissettik. Kurtarmak için gereken ne varsa yapmaya karar verdik. Sonuçta Finliler bunu kabullendi. O mantık içinde gerek ana şirketten olan alacaklarımızın tahsili, gerek müşterilere olan satışlarımızı direkt hale getirdik. Burada personel yapılandırmasıyla bir dizi tasarruf tedbirleri uyguladık. 2016 yılında karlılıkta ciddi bir hasar almamıza rağmen, 2017’yi tekrar düzene getirdik” diyerek neden böyle bir sorumluluk altına girdiklerinin gerekçesini dile getiriyorlar.

Sahnede artık Döktaş Metal Sanayi var

Bu arada tüm iyi niyetli gayretlere rağmen ana ortağın art niyetli yaklaşımıyla da karşılaşılır. Grup, Döktaş’a bilgi vermeden geçtiğimiz Ağustos ayında Finlandiya, İsveç ve Hollanda’daki kuruluşlarında iflas ilan eder. Döktaş, kendi içinde çok sağlıklı yapılandırmaya giderken ana ortağı müflis bir şirket konumuna düşünce Türkiye’deki bütün kredibilite de zarar görür. Bunun üzerine Türk yöneticiler borçlara karşılık Döktaş’ın hisselerini almayı teklif eder. Muhtelif taliplerle konuşulur. Fakat Türkiye’nin o dönemdeki şartları, referandum öncesi durum dolayısıyla stratejik bir alıcı bulunamaz. Bunun üzerine de bankalarla mutabık kalınarak burada çalışanların yönetiminde yeni bir şirket kurulur. O şirket bu rolü üstlenir. Döktaş Metal Sanayi ve Tic. AŞ Componenta’nın Türkiye’deki yüzde 93 hissesiyle birlikte borcunu da devralır. Bu yapı içinde bankalar da krediler 10 yıllık vade ile (yaklaşık 140 milyon euro) revize edilir.

Bankalar kredilerini çalışanlar iş yerlerini kurtardı

Sonuç olarak Döktaş ile Türkiye’de bir ilk yaşandı. Çalışanlar ana ortağın “batarsa batsın” demesine rağmen yönetim ve üst yönetim olarak fabrikalarına sahip çıktılar, şirketi kurtardılar. Bu örnek bir vakıadır. Okullarda ders olarak okutulabilecek bir modelle Componenta Türkiye, bugün yeni bir sahibin mülkiyetinde, yüzde 100 yerli, finansal olarak da yeniden yapılandırılmış, güvenli ve sağlıklı nakit akışına kavuşmuş bir noktaya geldi. Tabi burada bankaların desteği ve duyulan güveni de göz ardı edemeyiz. Bankalar kredilerini, çalışanları iş yerini, müşteriler tedarikçilerini kurtardı. Ve ülke ihracatı da 200 milyon euroluk kayıptan kurtuldu.

Genel kurul yapılmadığından firmanın adı Componenta Döktaş olarak geçse de yakın zamanda yapılacak değişiklikle Döktaş Metal Sanayi olacak. Döktaş Dökümcülük AŞ de onun altında yer alacak. 2 bin 508 kişi istihdam eden şirketin hisseleri Borsa İstanbul’da da işlem görüyor.

Sonuç olarak böylesine büyük bir sorumluluğun altına imza atarak firmayı ayakta tutan yöneticiler/ yeni sahipler de takdiri hak ediyorlar. Yolları açık olsun.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar