Değişen gündemi yakalamak

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Geride bıraktığımız haftanın başlangıcında ana tema olarak iki başlık ön plana çıkmıştı; Pazar günü Erbil ve Berlin’de gerçekleştirilen oylamalar. Erbil’de anayasaya aykırı olduğu halde bağımsızlık referandumu yapılırken, Almanya’da ise genel seçim için sandığa gidildi. İkisinin de farklı yönlerden fiyatlama davranışlarına etkide bulunması bekleniyordu. Öyle de oldu.
Haftanın bir diğer önemli başlığı ise yoğun gündemde esas “oyun değiştirici” olarak tanımlanan ABD Başkanı Trump’ın açıklayacağı vergi reformu paketiydi. Tarih olarak da hafta ortası belirtilmişti. Bu da işlemciler, analistler ve yatırımcılarda hafta ortasına odaklanılmasına neden olmuştu. Konu, dışarıda da içeride de aynı önemde değerlendirildi.

Yerel varlıkların fiyatlanmasında da aynı sıralamada haber akışı izlendi. Bir tek farkla; aynı gün içeride 2018-2020 dönemine ait Orta Vadeli Program (OVP)’ı takip ettik. Malumunuz olduğu üzere OVP, gelecek üç yıllık döneme ait ekonomik projeksiyonlardan oluşuyor. Ankara’daki siyasi otoritenin ekonomide nasıl bir yol haritası izleyeceğini kamuoyu ile paylaştığı zengin bir içerikten bahsediyoruz. Dışarıda Başkan Trump’ın açıklayacağı vergi paketini takip etmek için işe geldiğimiz günde, akşam ofisten çıkışımız OVP ile birlikte açıklanan vergi ayarlamalarıyla oldu. Beklenmeyen bir durumdu. Fiyatlama tepkisi de beklenmedik şekilde gerçekleşti. Anlatmaya çalışalım.

OVP’ye göre 2018-2020 döneminde GSYH artış hızı yıllık yüzde 5.5 seviyesinde belirlenmiş durumda. Bir önceki OVP’ye kıyasla 2018 GSYH beklentisi 0.5 yüzde puan, enflasyon 2 yüzde puan ve işsizlik oranı ise 0.4 yüzde puan yukarı yönde revize edilirken, cari işlemler dengesi/GSYH ve bütçe dengesi/GSYH oranları da genişleme yönlü eğilim içerisinde tutulmuş. Büyümenin yüzde 5.5 olarak hedeflendiği dönemde (2018), enflasyon yüzde 7, işsizlik oranı ise yüzde 10.5 seviyesinde belirlenmiş. Yüzde 5 seviyesinde enflasyona 2020 projeksiyonunda ulaşılacağı paylaşılırken, işsizlik oranında tek haneye de 2019 ve 2020’de yüzde 9.9 seviyesi ile gelinmesi beklenmekte.

OVP’nin satır aralarından çıkarılan mesaj net; bütçe açığı yüzde 2 seviyesine yakınsamaya 2018 ve 2019’da devam edecek, 2020’de ise yüzde -1.6’ya daralacak. Bu da bizi bir süre daha Hazine’nin yüksek borçlanma eğilimi içerisinde kalmaya devam edeceğini gösteriyor. Düşünceden hareketle “2018’in ilk çeyreğinde, hatta yarısını kapsayacak şekilde enflasyon düşüşü gerçekleşir, TCMB para politikası gevşeme eğiliminde olur, bu da bizi bugüne kıyasla tahvil piyasasında daha düşük faiz seviyelerine taşır” fikri sorgulanmaya başlayabilir.
Öte yandan paket içerisinde ciddi ölçekte vergi ayarlamaları yer alıyor. Finans sektörünün kurumlar vergisinden, binek otoların motorlu taşıt vergisi ve sistem değişikliğine, gelir vergisinin üçüncü diliminden, şans oyunlarından alınan vergiye dek geniş bir yelpazede artış gerçekleşecek. Bütçe açığındaki genişlemenin bir kısmı vergi ayarlamaları ile önlenmek istenirken, jeopolitik konum nedeniyle bölge risklerinin getirdiği savunma harcamaları gereği de paketten tek seferlik bir yararlanma durumunu öne çıkarmış.

Çıkarımlarımıza göre mevcut risk iştahı ve portföy akışının OVP döneminde devam edeceği beklentisi hakim. Riskler, beklenenden daha hızlı sıkılaştırma süreci, jeopolitik riskler, korumacılık eğilimi ve yüksek borçluluk oranları olarak ifade edilse de iyimser taraf hakim izlenimi edinmekteyiz. Hedeflere yaklaşma durumu esasen dış gelişmeler kaynaklı olacak. Ancak OVP, hedeften ziyade yol haritasıdır. Bekleyip görmekten başka şansımız şu aşamada yok.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ECB hamleleri ve riskler 14 Eylül 2019
GOÜ heyecanı her yerde 07 Eylül 2019
Beklemekle oluyor mu? 17 Ağustos 2019