Dolar tutanı hapse mi atacağız?

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS amurat@etu.edu.tr

Türk Lirası (TL) cinsi varlıklardaki fiyat hareketleri baş döndürüyor. Dolardaki, hisse senedi fiyatlarındaki, tahvil ve eurobond fiyatlarındaki gün içinde gözlenen yükseliş ve düşüş hareketleri başka bir boyuta geçti. USD/TL’nin oynaklık (volatilite) seviyeleri, 2008’de yaşanan küresel finansal kriz seviyelerine çıktı. Güçlü bankalarımızın eurobond fiyatlarındaki düşüşler, diğer bir deyişle yabancı para cinsinden çıkarılan borçlanma araçlarının faizlerinin geldiği seviyeler akla zarardır. Bunların faiz ödemelerinin dolar cinsinden olduğunu belirteyim. Türkiye ekonomisinin farklı sorunları vardır. Türkiye algısı son dönemde genel olarak zedelenmiş olabilir. Fakat bu uç fiyatlamaları hak etmiyoruz. Geçen cuma sabahı ve pazar gecesi Asya piyasaları açılınca yaşananlar ‘‘temerrüt’’ fiyatlamalarıdır. Bir ülkenin mali yükümlülüklerini yerine getiremeyeceği düşünüldüğünde görülen hareketlerdir.

Bu konuyu aylardır vurguluyorum. Türkiye borcuna sadık bir ülkedir. Osmanlı’dan kalan borçları Cumhuriyeti kuranlar mecbur olmadıkları halde devralmıştır. Devlet, 1994 krizinde özel sektörün borçlarını dahi üstlenmiştir. 2001’de tarihimizin en büyük finansal ve ekonomik krizini yaşadık. Yirmi dört banka battı. Finansal sistem çöktü. Temerrüde yine düşmedik. Borç yapılandırması yapmadık. En büyük sorunlarımızdan birisi apolitik olamamak yani ekonomi ve finans yorumlarına siyasi görüş karıştırmaktır. Bugün yine bunu yaşıyoruz. Örneğin bankalardaki mevduatlara el konacağı spekülasyonu uzun süredir yapılıyor. Bakan Albayrak pazar gecesi kesin bir dille yalanladı. 2001’de o kadar banka battı. Vatandaşın parasına el mi kondu? O dönemde parasını kim kaybetti? USD/TL’nin belli bir kurdan sabitleneceği de şehir efsanesi gibi aylardır dillendiriliyor. Bu senaryoda insanlar dolarları gizlice tutmak zorunda kalır. Dolar tutmak bir nevi suç olur. Böyle bir şey mevzubahis olamaz. Türkiye’de 1980’lerde mali piyasalar üzerindeki kısıtlamalar kaldırıldı. Bir üretim faktörü olarak sermayenin dolaşımı hızlandı. O günlere dönülemez. Enseyi bu kadar karartmayalım.

Türkiye ekonomisinin dış finansman ihtiyacı açıktır. Avrupa ve ABD ile gerginlik işimize gelmiyor. Para bu bölgelerden geliyor. Son iki yılda Avrupa’da kapışmadığımız ülke kalmadı. Şu an ilişkiler ‘‘dengeli’’ gözükebilir. Ancak Türkiye algısı kademe kademe bozuldu. ABD ile yaşananlar ortadadır. Uluslararası ilişkidir. Yarın iki taraftan olumlu açıklamalar da gelebilir. Her tansiyon yükselişinde Türkiye tarafına bir çentik atılıyor. Bagajımız doldu. Öncelikle iyi diplomasiye ihtiyaç var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019