E-ticaret hevesi ve gerçekler

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ sefik@utided.org

Geçen hafta yayınlanan sohbetimizi okuyan bir dostumla yaptığımız konuşmada “Hoca, sen bu e-ticaret işini pek sevmişe benzersin” diye bana takılmıştı. Doğrudur, ben bu e-ticaret işini pek sevdim amma bu aşk pek de yeni değil. Bu işlerin yurt dışı örneklerini gördüğümden bu yana, biraz endişe ve şüphe ile biraz da keyif ile izler olmuştum. İlk kitabımı aldıktan uzun bir süre sonra, domatesimin de internetten sipariş ile gelmesiyle beraber, açlığımızı yatıştırmaktan ziyade karnımızı doyurmanın da pek bir kolaylaştığını görmek, aşkımız arttırdı demek daha doğru olur. 

E-ticareti B2C tarzında yani işletmelerin doğrudan tüketiciye hizmet verdiği tarzda yapan sitelerden alışveriş yapanların çoğu, bu işlerin sadece “Hizmet Alım” sürecine tanık olduklarından, işin mutfağında neler olduğunun pek farkında değiller. Hele şimdi e-ticaret yapmak isteyen işletmelere bu platformları sağlayan hizmet sağlayıcıları daha uygun olan şartlarla hizmet teklif ettiğinden, e-ticaret işleri oldukça kolay para kazanma yolu olarak görünür oldu. 

Geçen hafta da söylediğimiz gibi, Anadolu iş insanlarının bu konuya ilgisi artmakta. Üretimi veya dükkanı olan bazıları, internet üzerinden satış yaparak cirolarını artırmaya çalışıyorlar. Hatta, bu yolla yurt dışına mal satmaya çalışarak ihracat peşinde koşan çok kişi ile karşılaştığımızı belirtmek isterim. bunlar güzel olmasına güzel de iş bununla bitmese gerek. Zira üç beş ürün satarak günlük satışların biraz kımıldatılması veya müşterinin dükkandan almaya çekindiği veya çarşıya çıkmaya üşendiği ürünleri almasıyla sağlanmaya çalışılan hareket ne getirir ciddi bir soru işareti olsa gerek. 

Ancak, geçen hafta sözünü ettiğimiz TÜSİAD tarafından yayınlanan e-ticaret raporunda açıklandığı gibi, internet kullanımının son on yılda 6 kat arttığı göz önüne alınırsa e-ticaretin geleceği kaçınılmaz bir şekilde parlak görünmektedir. Zira önümüzdeki üç yıl içerisinde, küresel e-ticaret hacminin %100’e varan bir artış sergilemesi ve bir trilyon ABD Doları’nı geçmesi beklenmektedir. 

Raporda Türkiye e-ticaret pazarına bakıldığında 36 milyon internet kullanıcısının 10 milyonunun e-ticaret yaptığını görüyoruz. 2008’den bu yana yılda %35.5 büyüyen sektörün 2016’ya kadar yılda %16.8 büyüyeceği tahmin ediliyor. Öte yandan e-ticaretin Türk perakende piyasasında, 2013 yılında %2 olan payının 2017 yılında %4’e vararak %100 artacağı tahmin edilmekte. İhracata faydası ne derseniz, zaten küresel çerçevede Türkiye pazarından daha fazla artacak olan e-ticaretin, özellikle mikro ihracat ile brüt 150 kiloya ve 7 bin 500 euroya kadar ürünlerin gümrük müşaviri kullanmaksızın ihraç edilebilmesi, tekerleği döndürür derim. 

KOBİ’lerin teknolojik alt yapısının güçlendirilmesi, yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması sonucu, hem ürün kalitesine ve firmaya yönelik güven sorununun hem de ödeme ile kişisel bilgilere yönelik güvenlik endişelerinin giderilmesi sektörü mutlaka hızlandıracaktır. 

Ancak şunu da unutmayalım ki e-ticaret madalyonunun alıcı tarafından görünen yüzü gibi bir de tedarikçi yönünden görüneni vardır. Bu yüzü, ciddi cirolar sağlayabilmek amacıyla temiz ve sorunsuz çalışır tutmak için bilgi, teknoloji, yatırım ve ekip gereklidir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019