Eğitim reformundan önce vade sorunu bitmeli

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS amurat@etu.edu.tr

Geçen hafta bizim üniversitenin İşletme Yüksek Lisans (MBA) programına başvuran adayların mülakatlarını yaptık. Sonda söyleyeceğimi başta belirteyim. Türkiye'nin iyi üniversitelerinden dereceyle mezun olan gençlerin sorgulama ve analiz özelliklerinin zayıf olduğu gözleniyor. Ezbercilik üzerine kurulu, bilimsellikten uzak eğitim sisteminin sonuçları böyle oluyor. Programın burslu kontenjanına başvuran ekonomi bölümü mezunu bir aday Türkiye ekonomisiyle ilgili bir soruya, önemli iktisatçı Keynes'in "Uzun vadede hepimiz ölmüş olacağız" ifadesinden esinlenerek cevap verdi. Keynes'in bu cümleyi hangi kitap bölümü içinde ne amaçla kullandığını bilmiyordu. Gerçi Keynes'in bu meşhur sözünü anlı şanlı iktisatçılar bile yanlış kullanıyorlar.

Yirminci yüzyılın en etkili iktisatçısıyla ilgili hatalı değerlendirmeler yapılır. Mesela Keynes'in bir sosyalist olduğu zannedilir. Keynesyen ekonomi ve sosyalizm kavramlarını eş anlamlı olarak kullananlar bile vardır. Oysa Keynes açık biçimde bir kapitalist olduğunu belirtmiştir. Hatta Marksizm eleştirisinde işçi sınıfını deyim yerindeyse hor görmüştür. Sosyalistlerden ve komünistlerden hiçbir zaman haz etmemiştir.

Ekonomik ve finansal krizlerden sonra yorumcuların diline pelesenk olan, "Devlet sisteme hakim olmadan işler yürümüyor. Keynesyen ekonomiye dönüş lazım" argümanının aksine, Keynes devletin sisteme egemen olmasını istememiştir.

İktisadi dalgalanmalarda devletin bir araç olarak kullanılabileceğini belirtmiştir. Keynes, "Uzun vadede hepimiz ölmüş olacağız" cümlesini kullandığı bölümde esasen çoklu-geçici yaklaşımları benimseyen iktisatçıları eleştirmiştir ki ekonomistlerin ekseriyeti bugün bile bu perspektifi kullanır. Bu işin gurusu Nobel ödüllü iktisatçı Milton Friedman'dır. Friedman eş zamanlı olarak çoklu pozisyon alırdı. Bu çoklu pozisyon yöntemiyle, görüşlerindeki zaman dilimlerini rahatlıkla değiştiriyordu. Bu şekilde farklı tezler çalışıyordu. Mesela, "Paranın dolaşım hızı kısa vadede etkili olmuyor. Ancak benim kapsamlı verilerim, uzun vadede, para arzındaki artışın paranın dolaşım hızını ve enflasyonu artıracağını gösteriyor" derdi. Aynı zamanda iki ayrı tez oluşturmak ve haklı çıkmak böyle oluyor. Bu durum, "Tahminim bu zamana dek yanlış çıktı. Ama yeteri kadar beklersek doğru çıkacak" olarak da açıklanabilir. İktisatçılar bugün de bu kolaycılığa kaçıyorlar.

Tabii sadece iktisat alanında değil, finansta da bu suistimal durumu görülüyor. Gerçeklikten uzak modeller üzerine inşa edilmiş bir modern finans teorisi var. Finansta da vadeler birbirine karışmış durumda. Örneğin kısa vadeli ve uzun vadeli yatırımlarla kastedilen nedir? Ben beş yıl vadeye kadar finansal varlık getirilerindeki gelişigüzellik derecesinin yüksek olduğuna inanıyorum. Uzun bir süre bile olmayan beş yılda finansal piyasalarda çılgınca olaylar yaşanabilir. Türkiye'deki yatırımcılar açısından beş yıl bir 'ömür' olarak görülebilir. Yatırım vadeleri konusunda böylesine karışıklık olduğu için finansal savların temeli sağlam olmuyor. Bilimsel temel güçlü değilse, sorgulama ve analiz açısından zayıf öğrenciler yetişiyor. Teorik ve pratik formasyonu yetersiz olan insanların kendilerini geliştirme şansları düşük oluyor. Bir eğitimci olarak hatayı kendi sistemimizde arıyorum. Ülkede hemen her konuda kafa karışıklığı varken eğitim reformuna sıra gelir mi, merak ediyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019