Faizler neden indirilemiyor?...

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA nevzatsaygilioglu@atilim.edu.tr

Faiz konusu, aslında söylem itibariyle sevilmeyen ve fakat eylem itibariyle sevilen bir olgu.

Herkesin her zaman üzerinde laf edebileceği bir konu. Özellikle de siyasiler için çok iyi bir malzeme.

Son günlerde de bir yandan Cumhurbaşkanının yüksek faizle mücadeleye yönelik söylemleri ve bir yandan da ana muhalefet liderinin faiz lobisinin etkin bir şekilde çalıştığına yönelik karşıt atakları…

Her neyse…

Hepimiz ve özellikle ekonomistler çok iyi bilirler ki “ekonomi gerçeklerle ilgilenir, ekonomi politik de gerçekçiliği sever”.

Onun için faiz olgusuna ve faizlerin niçin yükseldiği gerçeğine de bu gözle bakmalı.

Şimdi dilerseniz birkaç gelişmeye bakalım…

1. Özel sektör dış borç stokundaki gelişmeler:

Aşağıdaki tablo, sebepleri ne olursa olsun, son 15 yılda reel sektörün dış borçlarının seyrini ortaya koyuyor.

Görüldüğü gibi 2002 sonunda reel sektörün toplam dış borcu 43 milyar dolar ve Türkiye’nin toplam 130 milyar dolar dış borcunun üçte biri ve GSYH’nin de yüzde 55’i dolayında.

Bu rakam 2005 sonunda artmış ve toplam dış borcun yarısına ulaşmış olsa da GSYH’nın yüzde 34’üne (yaklaşık üçte birine) kadar gerilemiş durumda.

Şimdi de 2017 sonu itibariyle toplam dış borcun ulaştığı tutar 316 milyar dolar ile toplam dış borcun yüzde 70’ine ve GSYH’nın yüzde 53’üne sıçramış.

Yani 15 yılda reel sektör borcu yaklaşık 7.5 kat artmış ve GSYH’ya oranı da 2002 yılı düzeyine yeniden yükselmiş.

2. Gelişmiş ülke merkez bankalarının yeni politikaları:

Özellikle 2005 sonrası yaşanan dünyadaki likidite bolluğu ve arkasından ABD’de yaşanan mortgage krizi ile merkez bankalarının ezberi bozuldu. Artık para politikaları yanında maliye politikaları da politika tedbirleri olarak öne çıktı.

Aşırı büyüyen merkez bankaları bilançoları ve piyasalardaki aşırı likidite, yerini, bilanço küçültmeye ve faiz artırmaya bıraktı.

FED bu işin bayraktarlığını yapıyor, ECB ve diğer gelişmiş ülke merkez bankaları da bu gelişimi aynı politikalarla izliyor.

Artık faizler artıyor, döviz de gelişme yolundaki ekonomilerden daha çok gelişmiş ekonomilere akıyor.

3. Son yıllarda çevremizdeki jeopolitik gelişmeler:

2001 yılından beri devam eden ve bir türlü durulmayan Irak’taki gelişmeler yetmiyormuş gibi, şimdi deson 4-5 yıldan beri şiddeti artan Suriye’deki gelişmeler var.

Türkiye’nin terör belasıyla mücadelesinin son dönemde kazandığı boyut ortada.

15 Temmuz darbe girişiminin yıkıcı etkileri ekonomiyi sarsmış durumda.

İç politikadaki hareketlilik her türlü gelişmeye gebe.

Sonuç olarak; biliyoruz ki para güvenli liman ister, güvensizliğin artması halinde risk primi artar; yani faizler yükselir. Böyle bir ortamda da faizleri indirmek kolay olmaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar