Fed ve 2019’u Powell üzerinden anlamak

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Geçtiğimiz günlerde bu köşe üzerinden ben de konuya müdahil olmaya çalışmıştım; şimdilerde ana konu son bir ay içerisinde rüzgarı terse çeviren Fed ve 2019’a dair öngörüde bulunabilmek. Son olarak Başkan Powell’ın NY açıklamalarını Perşembe akşamı takip ettik. Zaten karmaşıklaşma yolunda emin adımlarla ilerleyen konu farklı bir boyuta geçti. Anlatmaya çalışalım.

Başkan Powell biz dahil çoğu kesimi ters ayakta yakaladı. Bir ay önce –Ekim konuşmasında- nötr faiz seviyesine ulaşmak için biraz daha yol olduğu mealindeki açıklamalarının ardından tartışmalara ortadan girdi ve hemen altında-yakınında bir noktada olunabileceğini belirtti. Söz konusu gelişmeyi piyasa işlemcileri elbette pozitif okurken, majör ABD endekslerinin tamamında ciddi ölçekte ralli gerçekleşti; dolar endeksi gerilerken tahvillerin fiyatları yükseldi. Yani, alım talebi arttı. Ancak…

Hikayenin bu kısmı sanılan kadar basit ve tek nefeste tartışılacak derecede önemsiz değil. Mayıs 2013’teki meşhur Bernanke çıkışından bu yana normalleşme sürecini doğru diyalog ile yürütme çabası içerisinde olan Fed duruşu takip ettik. Bugün, federal fonlama oranının yüzde 0’dan yüzde 2’nin üzerine yükseldiği süreçte henüz cılız tartışmalarla gündeme gelen; i) Finansal koşulların yeteri ölçekte sıkılaşmaması, ii) Beklentilerin Fed’in gerisinde kalması ve iii) Enflasyonun nihayetinde ancak toparlanabilmesi gibi sayısı artırılabilecek farklı başlıkların tamamını doğru diyalog sürecine borçluyuz. Yani, belirsizlik katsayısının düşük olmasına. Peki, fiyatlamaların rallisinden uzak, eğilimi daha sağlıklı arındırarak konuya yaklaştığımızda ortada potansiyeli olan risk ortamından bahsetmek mümkün mü? Henüz olmasa da evet, mümkün.

Eylül ayında yapılan son yönlendirmede global piyasaların oynaklığı gelişmekte olan ülke varlıkları üzerinden gerçekleşiyor, henüz gelişmişler sürece dahil olmamıştı. Ekim ayında yaşanan çalkantının ardından bu kez gelişmişler oynaklık ile karşılaşırken, daha önceki harekette darbe alan gelişmekte olanlar portföylerde kendisine yer bulmuştu. Kasım ayı ile birlikte global yavaşlamanın beklentilerin ötesinde olabileceğine dair tartışmalar gündemde kendisine daha sık yer bulmaya başladı. Eldeki yol haritamız Aralık FOMC toplantısına dek 2019 için 3x25bp faiz artışı medyan beklentisini göstermeye devam edecek. Muhtemel revizyon durumunda gerekçelerini de yakından incelemek, detaylandırmak gerekiyor.

Piyasa fiyatlamaları belirsizlik kadar sürprizi de sevmez. Kısa vadenin cazibesi orta-uzun vadenin tecrübeli yaklaşımını hiçbir zaman saf dışı bırakamaz. Eğer Fed’i daha yavaş adımlarla, hatta sürecin sonuna çizilen haritadan daha erken gelindiği şekilde göreceksek aynı zamanda dünyanın en büyük ekonomisinin verilerin ötesinde yavaşlama süreci içerisinde olduğunu da düşüneceğiz. Denklemi biraz daha çözümlediğimizde hikaye şirket karlılıklarına dek uzanacaktır. Hatta gelişmekte olan ülkelerin de ilk etapta pozitif, devamında ise bozulacak algı ile negatif etkileneceği de göz ardı edilmemeli.

Son olarak hatırlatma açısından; Eylül ayında yapılan yönlendirmede 2019 yılı için yüzde 2.5 büyüme, yüzde 3.5 işsizlik oranı, yüzde 2.1 çekirdek PCE ve yüzde 3.1 federal fonlama oranı medyanları yer alıyordu. Nötr faize dair sadece bir ay içerisinde yapılan dönüşün ardından makro tarafın da güncellenmesi üzerine kafa yormadan yorum yapmak sağlıklı olmayacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ECB hamleleri ve riskler 14 Eylül 2019
GOÜ heyecanı her yerde 07 Eylül 2019
Beklemekle oluyor mu? 17 Ağustos 2019