Finansal piyasalarda yeni düzenlemeler

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

Geçen hafta Amerikalı bir bankacı arkadaşım aradı. İşten çıkarmışlar. Yaklaşık bir yıldır işsizim dedi. "Mortgage" yoluyla ev satın almış. Kredinin taksitlerini ödemek için birkaç aylık tasarrufunun kaldığını, üç ay kredi taksitini ödemez ise bankanın ailesi ile birlikte kendisini kapının önüne koyacağını söyledi. Doğal olarak üzüldüm. Ancak anlattıkları benim için tam bir ironi. Bankacı kredi alıyor, ödeyemiyor ve bir bankacı tarafından evi elinden alınıyor.

Kendisine dünyanın en iyi bankacılarının, iktisatçılarının ve finansçılarının ABD'de olduğunu, bankaların bu kadar yüksek beşeri sermayeye sahip olmasına rağmen, nasıl bu kadar büyük yanlışlıkların içine düştüğünü sordum? Bana herkes kendi çıkarını düşündüğünde işin içine muhasebe hileleri girdiğini söyledi. Peki düzenleyici kurumlar bu bilanço oyunlarını nasıl göremedi diye sordum? (Bunu özellikle sordum. Çünkü bizdeki düzenleyici kurumlar, ABD güdümündeki IMF tarafından kurduruldu. Şu anda da özellikle BDDK'ya sürekli övgüler düzüyoruz.) Bana düzenleyici kurumların incelemelerinden önce sürekli bilançolarla oynadıklarını, denetim yapanlarından bunları görmediğini ya da görmek istemediğini söyledi.

Tüm bu bilgilere sahip olan bir bankacı kredi riskini bilemiyorsa sıradan yurttaş nasıl olurda rasyonel düşünüp kredi kararı verecek. Yeni klasik iktisatçıların ve onların kuramları üzerine model kurup "en iyi iktisat politikası hiçbir iktisat politikası uygulamamaktır" diyen iktisatçıları düşündüm.

Hadi iktisatçılar bilim adamı, farklı olasılıklar üzerine modeller kurabilirler. Peki iktisat politikası üretenler henüz kuram olduğu bile şüpheli hipotezler üzerine nasıl politikalar oluşturdular? Doğrusu bunun altında Neo Klasik iktisadın doğal düzen felsefesinin altında yatan inanç olgusuna bağlıyorum.

Yazıya böyle başlamamın nedeni bu hafta Avrupa Merkez Bankasının (ECB) bankaları rahatlatmak için yapacağı yardım tutarını (170 milyar Euro dolayında ) öğrenmem oldu. ABD bankaları krizin başında hemen döküldüler. ABD yönetimi baktı ki, domino etkisi devreye giriyor. Bankalara yardıma başladı. Avrupa Birliği bu işi daha ağırdan aldı. Üstelik bankaların kredi ve portföy risklerini doğru tahmin edemedikleri için bugün iflas noktasına gelmiş olan Yunanistan, İspanya ve Portekiz tahvillerine adeta saldırarak aldılar. Almakla kalmadılar bu senetleri riskten korunma (hedge) işlemlerinde kullanarak gerçekte risklerin daha artmasına neden oldular.

Tüm bu döngü düzenleyici kurumları ve yaptıkları düzenlemelerin sorgulamasını gerektiriyor. Özellikle de sermaye hareketlerinin kontrolüne yönelik yeni düzenlemelerin ayrı bir önemi var. Bu konuda ABD, Almanya, İngiltere gibi ülkeler sermaye hareketlerini kontrol etmeye yönelik bazı yeni düzenlemelere gittiler. Ancak bunların sadece bu ülkelerle sınırlı kalmaması gerekiyor. Sermaye hareketleri ile ekonomilerini finanse eden, adına çoğu zaman yükselen ekonomiler (emerging markets) olarak tanımlanan ülkelerinde artık bu sermayeyi kurtarıcı olarak görmekten vazgeçip, büyümenin finansmanı için tasarruf oranını artırmanın yolunu bulmalılar. Aksi taktirde olası yeni krizlerden en çok bu ülkeler etkilenecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019