Gelişen ülkelere para yağıyor

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS amurat@etu.edu.tr

Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişen ülkelere tam 13 hafta sonra para girişi oldu. Küresel yatırımcıların dönüşü deyim yerindeyse muhteşem oldu. Buradaki temel faktörler; Fed’in faiz artırımından uzaklaştığı düşüncesi ve Çin piyasalarındaki toparlanmadır. Görünen o ki, ülkelerin spesifik risklerinden bağımsız olarak, dış faktörler dengeli kaldıkça gelişen ülkelere para girişi devam edecek.

Fed konusuna farklı bir açıdan bakalım. Ağırlıklı olarak ABD’nin enflasyon göstergelerine, istihdam sektörünün durumuna bakılarak yorum yapılıyor. Fed’in önemli makro verilere göre bağımsız kararlar aldığına inanılıyor. Hatta TCMB’nin bağımsızlığı konusu gündeme geldiğinde, Fed güzellemeleri yapılıyor. Kurumun sınırsız özgürlüğünden dem vuruluyor. Gelişen ülke, gelişmiş ülke, fark etmez. Merkez Bankaları, siyasetçiler tarafından zamanı geldiğinde kullanılır. Kanımca dünyada tam anlamıyla özgür olan son Merkez Bankası, Avrupa Merkez Bankası idi. Ancak bu kurum, Yunanistan krizindeki pazarlıklarda siyasetçilerin maşası oldu. Kredibilite kaybetti. Amerika’daki Merkez Bankacıların, siyasetin girift ilişki ağında yer almaları da yeni bir durum değildir. Fed eski Başkanı Bernanke, 13 Eylül 2012’de, yani Başkanlık seçiminden sadece 1.5 ay önce, 3. tahvil alım programını açıkladı. O hamle büyük bir sürpriz oldu. Tahvil alım programlarının, reel ekonomiye katkısı hala tartışılan bir konudur. Ama bu programların, piyasaların moralini yükselttiği gerçeği yadsınamaz. Aynı dönemden devam edelim. Eylül 2012’de yayımlanan ABD istihdam raporunda, işsizlik oranı yüzde 8.1’den yüzde 7.8’e düştü. Bu rapordaki rakamların makyajlandığına dair iddialar hala konuşulur. Geçen hafta Fed Guvernörleri Brainard ve Tarullo, Fed’in bu yıl faiz artışı yapmasına karşı olduklarını söylediler. Guvernörler, bölgesel Fed Başkanları gibi değiller. Uzun süreli atanıyorlar. Tarullo’nun görev süresi 2022’de, Brainard’ınki 2026’da doluyor. Her iki ismi de Obama seçti. 

Amerikan ekonomisi hız kesiyor. Üçüncü çeyrek büyümesi beklentilerin altında kalabilir. Çok iyi bir ekonomik gösterge olan haftalık işsizlik maaşı başvuruları iyice düştü. Bu veri, faiz artırımı isteyenleri destekliyor. Öte yandan, büyüme ve ücret verileri alarm sinyalleri veriyor. Fed’in eylülde faiz artırımını pas geçmesinin en büyük nedeni buydu. Fed üyeleri emin olamadılar. Önümüzde aralık toplantısı var. Aralıkta alınacak bir faiz artırım kararı, Başkanlık yarışını da etkiler. Cumhuriyetçilerin en güçlü aday adayı, emlak kralı Donald Trump, Amerikan ekonomisinin resesyona gireceğini söylüyor. Büyüme ve ücretler üzerinde oluşan baskının artması, Demokratlar açısından seçim yarışında olumsuz bir gelişme olur. Açıkçası Amerikan ekonomisinde bir durgunluk olasılığını düşük görüyorum. Büyüme hızının düşmesi ayrı, resesyon farklıdır. Fakat kabul etmek gerekir ki, yüzde 2 civarındaki ortalama büyüme, bu küresel konjonktürde riskleri barındırıyor. Bu yıl başarılı tahminler yapan Atlanta Fed’in üçüncü çeyrek büyüme tahmini yüzde 0.9. Ekonomideki zayıflığın bu çeyreğe özgü olup olmadığı kritiktir. Fed faizi artırmaya başladıktan sonra ekonomi daha da hız keserse, bunun faturası Demokratlara çıkar. Başkan Obama bir demokrattır. Doğal olarak partisinin kazanmasını ister. Fed Guvernörleri Brainard ve Tarullo’nun faiz artırımına karşı çıkmalarını bu minvalde de değerlendirmek gerekir. Temel konu ekonomi olsa da, siyasi hesapları göz ardı etmemek gerekir.

Çin ekonomisinin durumu da en az Fed’in faiz politikası kadar önemlidir. Çin Komünist Partisi, ay sonundaki 5. Plenum toplantısında beş yıllık ekonomik planını açıklayacak. Reform beklentileri piyasaları destekliyor. Shanghai endeksi, on günde yüzde 15 yükseldi. Çin’de morallerin yüksek olması, küresel risk iştahını destekliyor. Emtia fiyatları yükseliyor. Çin’le iş yapan emtia ihracatçısı ülkelerin piyasalarında bayram havası esiyor. Dördüncü çeyrekte, Çin ekonomisinin beklenenden daha iyi bir performans göstereceğini düşünüyorum. Para politikası, maliye politikası, her şeyi kullanıyorlar. Bunun, ekonomik performans anlamında bir karşılığı olur. Dış etkenler ağustos sonuna kadar piyasalarımızı çok hırpaladı. Yatırımcıların negatif algısında yumuşama var. Dış faktörler lehimize dönüyor. Önümüzde bir seçim olmasa, daha iyimser düşünebiliriz.  

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019