Genç bir insan neden intihar bombacısına dönüşür?…

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA nevzatsaygilioglu@atilim.edu.tr

Ekonomi ile ilgili o kadar çok gündem konusu varken insanın bunları yazmaya eli varmıyor. Çünkü; ülke daha sıkıntılı konularla adeta cebelleşiyor. Daha Kayseri katliamının şehitleri defnedilmeden, önceki akşam Ankara’da Rusya Federasyonu Büyükelçisi Karlov’un suikasta kurban gitmesi her şeyi unutturuyor. Büyükelçi, bundan kısa bir süre önce Atılım Üniversitemize gelip açılış dersi vermişti, özgeçmişi ve tecrübesiyle muhteşem bir analiz yapmıştı. Çeşitli görüşleri temsil eden gazetecilerin sorularını olağanüstü ustalıkla atlatmıştı.
Türkiye’de neler oluyor, niçin oluyor, nasıl oluyor, yetkililer ne yapıyor soruları biri birini izliyor.

Malum, Türkiye’nin en önemli iki sorunu “terör” ve “işsizlik”. Son yılların tüm araştırma ve anketleri bu sonucu ortaya koyuyor. Özellikle de terör sorunu gündemdeki yerini artırarak korumaya devam ediyor. Ekonomi ise, toplumun gündem sıralamasında oldukça altlarda yerini alıyor; ama tek tek bireylerin gündeminde ilk sırada yerini koruyor. Zira; canı yananları anlamak kolay değil, ateş düştüğü yeri yakıyor. Terör belasıyla ilgili olarak özellikle görsel medyada kanal kanal dolaşan aynı güvenlik uzmanları (!) ile aynı hoca takımı ilginç analizler yapıyorlar. Kimileri damar yapıyor, kimileri sosyolojik veya sosyo-politik değerleme yapıyor, kimileri de ekonomi yönüyle konuya yaklaşıyor.

Bunların yaptıkları adeta “körün fili tarif etmesi” gibi bir şey… Kim fili neresinden tutuyorsa fili ona göre tanımlıyor. Şöyle ki bunlar terörü;

■ Türkiye Cumhuriyetine karşı sürdürülen 35 yıllık stratejik bir mücadele,

■ Orta doğudaki gelişmelerin doğal sonucu,

■ Kürt sorunu,

■ Batı’nın İslam düşmanlığı,

■ İŞİD denen hormonlu düşman eylemleri,

■ Uluslararası konjonktürün yeni yöntemleri,

■ Rejim sorunu,

gibi açılardan irdelemeye çalışıyorlar. Ne yazık ki bu yaklaşımlar, tanımlar, teşhisler, çözümler, milli refleksler pek sonuç vermişe benzemiyor. Hele hele hamaset hiç para etmiyor. Sanki bir takım odakların ekmeğine yağ sürülüyor.

Galiba teröre biraz daha farklı pencereden bakmak, belki de konuya “felsefik” bir yaklaşım getirmek gerekiyor.

Yazının başlığı böyle bir yaklaşımı biraz da zorunlu kılıyor: Genç bir insan neden intihar bombacısına dönüşür?...”. Gerçekten de 8-10 yaşında okul çağındaki bir çocuğun, 20 yaşındaki bir gelinlik kızın, 30’una henüz gelmemiş evlilik çağındaki bir delikanlının “canlı bomba” olması nasıl izah edilebilir? Aslında bu soruyu bundan birkaç ay evvel soranlar ve değerlendirenler olmuş. Yakın bir geçmişte İstanbul’da düzenlenen bir uluslararası kongrede bu soru sorulmuş.

Kadıköy Belediyesi’nin ev sahipliğinde 6-9 Eylül 2016 tarihleri arasında İstanbul’da Uluslararası Felsefe Enstitüsü tarafından “Uluslararası Felsefe Günleri” kongresi düzenlenmiş ve konu başlığı “Değer, Değerler ve Anlam” olarak benimsenmiş. Çok sayıda felsefeci ve bilim adamının yer aldığı kongrede; Romanya Millî Eğitim ve Bilimsel Araştırma Bakanı Prof. Dr. Mircea Dumitru “dünyanın sessiz bir kriz içinde olduğunu” söylemiş. Siyasetçilerin, “sorunları ekonomik bir takım çözümler üreterek çözebileceğini düşündüğünü” belirten Dumitru bunun büyük bir yanılgı olduğunun altını çizmiş. Ekonomik büyümenin demokrasiyi sağlamlaştıracağını düşünmenin çocukça olduğunu belirten Dumitru, modern özgür ulusların gelişmesinde insan bilimlerinin önemli bir rol oynadığı hususuna vurgu yapmış.

Aynı toplantıda; Uluslararası Felsefe Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. İoanna Kuçuradi, “Genç bir erkeğin ya da kadının neden bir intihar bombacısına dönüştüğünü hiç düşündünüz mü?” sorusunu sorarak analizini sürdürüyor. İntihar bombacılarının sayılarının giderek arttığına ve dünyaya yayıldıklarına dikkat çeken Prof. Kuçuradi, “Zamanımızın bu olgusunu derinlemesine düşünmeli ve açıklamalıyız. Bu insanların neden insanları rastgele öldürürken kendileri de ölmekten çekinmediğini açıklamak zorundayız” diyor.

İntihar bombacılarının durumunun “anlam arayışı” olduğunu söyleyen Kuçuradi, “Doğrudan ve çok basitleştirerek söylemek gerekirse, intihar bombacıları olgusunu, temelde, kafalarında değer kavramlarına dair kavramsal karmaşaların hüküm sürdüğü insanların anlam arayışının bir ifadesi olarak görüyorum” tespitini yapıyor.

“Her şey mübah” ilkesi ile “her şey makbul’ ilkesi birleştiğinde canice terörizm yaşandığını belirten Kuçuradi, “İnsan ilişkilerinde genellemelerden kaçınmamız gerektiğini unutmadan, birçok intihar bombacısının zihinsel durumunu yaratan ve onları öldürmeye ve ölmeye sevk eden temel faktörün, anlam arayışı olduğunu“ ifade ediyor.

Sonuç olarak; terör belası hüküm sürerken ekonomide olumlu iklimin oluşamadığı gerçeğinin ne yazık ki yeniden ve yine kanıtlandığı ülkemizde, konuya, felsefik ve sosyolojik bakış açılarıyla yaklaşmak gerektiği anlaşılıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar