Gıdada tanzim satış fiyatları düşürdü, iklim değişikliği artırdı

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN aey@dunya.com

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Şubat 2019 enflasyon verilerini açıkladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Ocak ayına göre Şubat'ta yüzde 0.16 artarken, yıllık bazda fiyatlar yüzde 19.67 arttı. Gıda fiyatlarındaki yıllık enflasyon ise yüzde 29.25 olarak gerçekleşti.

Üretici Fiyat Endeksi’nde (ÜFE) ise aylık artış yüzde 0.09, yıllık artış yüzde 29.59 olarak gerçekleşti.

Genel olarak bakıldığında Şubat 2019'da gıda fiyatları ile ilgili iki önemli unsur ön plana çıkıyor.

Birincisi; Ankara ve İstanbul'da açılan 100 civarındaki tanzim satış noktasında devlet destekli, düşük fiyatla satılan ürünlerin fiyatının düşmesi.

İkincisi ise, iklim değişikliğine bağlı aşırı yağışlardan en çok etkilenen marul, maydanoz gibi yeşilliklerin ve kış sebzelerindeki fiyat artışı.

Fiyatı en çok artan, yeşillik ve kış sebzeleri

TÜİK’in verilerine göre, Şubat ayında fiyatı en çok artan ürünler sıralamasında ilk sıralarda yeşillikler ve kış sebzeleri yer aldı. Fiyatı en çok artan ürün yüzde 35.19 ile marul oldu. Maydanozun fiyatı yüzde 23.97, Kırmızı Lahananın yüzde 18.66, dereotunun fiyatı ise yüzde 13.62 arttı.

Salatalıkta bir aylık fiyat artışı yüzde 13.02 olurken, sarımsakta yüzde 11.24, portakalda yüzde 10.99 ve pırasada ise yüzde 9.25'lik fiyat artışı gerçekleşti. Üretim maliyetlerini etkileyen mazot fiyatı da yüzde 2.81 artışla fiyatı en çok artan ürünler listesinde yer aldı.

İklim değişikliği üretimi olumsuz etkiledi

Fiyatı en çok artan yeşillikler ve kış sebzeleri birçok bölgede yetiştiriliyor. Fakat pazara yönelik en çok üretimin yapıldığı merkezlerin başında İzmir, Adana, Mersin var. Bu merkezlerde Ocak ayında ve Şubat'ın ilk günlerinde yaşanan olumsuz hava koşulları üretimi olumsuz etkiledi.

İklim değişikliğine bağlı olarak, artan yağışlar, fırtına, hortum gibi olumsuz hava koşulları nedeniyle yeşillik ve kış sebzeleri üreten çiftçilerin bir bölümü ürünü hasat edemedi. Ürünler su altında kaldı. Bir bölümü ise, ürünü ekemedi. Hasat dönemi gelen ürün toplanamayınca ve yeni ürün ekimi olmayınca piyasaya sınırlı miktarda arz edildi.

Üretim olmayınca fiyat arttı. Daha önce pazarda maydanoz, dereotu, roka, tere gibi yeşilliklerin iki üç demeti 1 liradan satılırken, ürün pazara gelmeyince hem demeti küçüldü hem de fiyatı arttı. Yarı yarıya küçülen 1 demet maydanoz 2 liraya kadar çıktı. Normalde 1.5-2 liraya satılan marul 5-6 liraya satılmaya başlandı. Manav, pazarcı esnafı bu ürünleri alamadıklarını söylüyor. Çünkü ürün yok.

Fiyatı düşen ürünlerde "tanzim satış" etkisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı ile İstanbul ve Ankara'da açılan sayıları 100 civarında olan tanzim satış noktalarında satılan ürünlerin fiyatında ise genel olarak düşüş kaydedildi.

Şubat ayında gıda ürünlerinden fiyatı en çok düşen ürünlerin başında yüzde 14.66 düşüşle domates oldu. Çarliston biberde yüzde 7.35, kuru soğanda yüzde 7.17, patlıcanda yüzde 6.97 ve karnabaharda yüzde 4.19 fiyat düşüşü oldu.

Tanzim satış noktalarında satılan ürünlerdeki fiyat düşüşü sadece arz talep veya ekonomik nedenlerle açıklanamaz. Burada devlet ciddi bir zararı üstlendi. Ürünler maliyetin altında yani zararına satılıyor. Ayrıca, marketler üzerinde kurulan yoğun baskı sonucu özellikle domates, biber, kuru soğanda fiyat düşüşü sağlandı. Bu kalıcı olabilir mi? Bu haliyle mümkün değil.

Tanzim satışa rağmen fiyat yüksek

Yaş sebze meyve fiyatlarını düşürmek için İstanbul ve Ankara'da açılan tanzim satış noktalarında satılan ürünlerin fiyatlarında belirgin bir düşüş olsa da aslında bu ürünlerdeki fiyat hala yüksek. Yani kuru soğanın 5-6 liradan satılması, biberin sadece bir çeşidinin 6-7 liradan satılırken, diğerlerinin 10-15 lira civarında olması normal mi? Elbette değil. Tanzim satış ile "ucuzluk sağlandı" algısı yaratılsa da bu ürünlerin fiyatı hala yüksek.

Kaldı ki, salatalık, patates gibi üretimi azalan, piyasada yeterince olmayan ve tanzim satışlara taşınamayan ürünlerde fiyat düşmedi, arttı.

"Mevsiminde tüket" söylemi işe yaramadı

Gıda fiyatlarının artmasına neden olan üretimdeki düşüş, yüksek girdi fiyatları, iklim değişikliği, lojistik, dağıtım kanallarındaki sorunlar ve yüksek fire oranlarına çözüm bulmak yerine; tüketiciyi ürün almamaya yönlendiren "mevsiminde tüketin" söylemi işe yaramadı.

"Mevsiminde tüketin" önerisi sağlık yönüyle değil, sadece fiyatı düşürmeye yönelik olarak başta Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli olmak üzere birçok siyasetçi, uzman tarafından dile getirildi. Fakat gördük ki fiyatı en çok artanlar zaten mevsim ürünleri.

Artan tüketim talebi, seracılık teknolojisindeki gelişmeler ve iklimlendirme çalışmaları ile birçok üründe mevsimselliğin kaybolduğu gerçeğini de unutmamak gerekir.

Gıda fiyatlarını artıran nedenleri ortadan kaldırmadan sadece fiyat odaklı politikalarla, "mevsiminde tüket" gibi içi doldurulamayan önerilerle fiyatların kalıcı olarak düşmesi mümkün değil.

Et ve süt ve domates fiyatına dikkat!

Geçen haftanın tamamını sahada geçirdim. Aydın Nazilli'de hayvan pazarında üreticilerin süt ineklerini satmak zorunda kalmalarına tanıklık ettim. Cuma günü Antalya'da Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, Başkan Yardımcısı Halil Bülbül, Sayman Üye Cüneyt Doğan ile yaş sebze meyve piyasasını değerlendirdik. Aynı gün Abalıoğlu Yem'in 50. Kuruluş yıldönümü için düzenlenen toplantıda ülkenin her bölgesinden gelen, hayvancılık sektörünü en yakından izleyen bayilerle konuştuk.

Görünen o ki, önümüzdeki günlerde domates fiyatında yeni bir  artış bekleniyor. İhracat talebinin artması, üretimin istenilen seviyede olmaması fiyatları artıracak.

Asıl büyük fırtına ise önümüzdeki Nisan-Mayıs döneminde et ve süt fiyatında kopacak. Süt ineklerinin kesilmesi, döviz artışı nedeniyle ithalatın yapılmaması, iç piyasada yeterli hayvan olmaması nedeniyle aylardır baskı altında tutulan et fiyatında büyük artış bekleniyor.

Özetle, önümüzdeki aylarda et ve süt fiyatında ciddi bir artış bekleniyor. Enflasyon rakamlarında et ve sütü daha çok göreceğiz

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar