GOÜ fiyatlamasının arka planı

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Önemli para politikası yönlendirmelerinin değişikliğe uğradığı bir süreçten geçiyoruz. 2018’in son çeyreği ile 2019’un ilk çeyreği arası dönemde bu yıl için düşünülen yol haritalarında güncellemeye gidildi. Bayrak taşınması önde Fed ile olurken son olarak ECB katılımı da hem alanı genişletti hem de kafalardaki soru işaretlerini artırdı. Bu karmaşa içerisinde sanılan eksende hareket etmeyen grup ise GOÜ para birimleri oldu. Nedenini, nasılını konuşmak gerekiyor.
29-30 Ocak tarihlerinde gerçekleştirilen yılın ilk FOMC toplantısının ardından GOÜ para birimleri sanılan ölçekte değer kazanımı sergileyemiyorlar. Burada sürprizin ilk aşaması dolar endeksinin 95 bölgesine yaklaştıkça gösterdiği yükseliş tepkisi oldu. Toplantıya dek zayıflama eğilimi içerisinde olan endeks, toplantı sonrasında kapanış bazında 97.66 seviyesine dek yükseldi. Sanılan gibi olmadı kısmı burada başlıyor. GOÜ primlenmesinde işler beklendiği gibi gitmedi.

Peki, neden?

Ocak ayında önemli bir ralli yaşandı. 3 Ocak sonrası dönemde gelişmiş ülke varlıklarının toparlanması zaten değerlemeler itibarıyla ucuz çarpanlara işaret eden gelişmekte olan ülke fiyatlamalarına da sirayet etti. Hisse ve borçlanma senetlerinde gerçekleşen pozisyonlanma IIF hesaplamalarına göre yılın ilk ayında 60.6 milyar dolar, Şubat’ta ise 25.5 milyar dolar olmak üzere toplamda 86.1 milyar dolar düzeyine ulaştı. Sanıyorum kritik aşama burası; Ocak ayının ciddi pozisyonlanması ve sonrasında yeni oyun alanı açılmaması. Yoğunlaşmanın negatif geçen 2018 4Ç sonrasında tek bir ay özeline yığılması yatırımcılara ek hareket için imkan tanımadı. Özellikle de GOÜ grubu nezdinde.

Konuyu biraz daha genişleterek devam edelim. Hikayenin ekseninde para birimleri yer alıyor. Özellikle de yüksek carry avantajı sağlayan gruptan diğerlerine doğru portföylerin güncellenmesi isteği. 31/1-14/3 arası dönemde GOÜ para birimlerini gösterir 24 üyeli grupta Amerikan dolarına karşı değer kaybeden ilk 3 üye ZAR, ARS ve TRY. Sonrasında ise liste BRL ile devam ediyor. ZAR ve ARS’nin kaybı yüzde 8’in üzerinde. TRY ve BRL ise yüzde 5’lerde. Burada bir şehir efsanesine de değinmek gerek. Türk lirası yapılan yanlış yorumların aksine emsallerinden dönem bazında negatif ayrışmıyor. Bu gibi karşılaştırmalarda tarih aralıklarına nereden bakıldığını bilmekte fayda var. Alt grupta performanslar yüzde 2’lerde oluşup sona eriyor. Üst kısımlardaki üyelerin kendilerine has hikayeleri son dönemde bir hayli tartışma konusu oldu. Güney Afrika’da ESKOM skandalı, Arjantin’de seçim yılı içerisinde politik endişeler, artan enflasyon, pezonun baskılanması ve merkez bankasının ortalama faizleri yukarı yönde sıkıştırmak zorunda kalması, Türkiye’de ise TCMB beklentileri ve son dönem bir kez daha yüksek sesle tartışma konusu olan S400 konusu ilk üçte yer alan üyelerin hikayelerini oluşturuyor.

Öte yandan GOÜ açısından temeldeki hikaye ise yüklü pozisyonlanma ve carry avantajı sağlayan gruptan diğerlerine çeşitliliğe gidilmesi olarak tanımlanabilir. İlk neden piyasa güncellemesi. İkincisi ise ECB kaynaklı. Zira tahmin edilenin ötesinde takınılan güvercin duruş ve bölge belirsizliklerinin aşağı yönde tanımlanması sonrasında zayıflayan euro doğal olarak daha düşük carry avantajı sunan Doğu Avrupa para birimlerine kaymaya neden oluyor. Bu da listedeki diğer önemli ayrıntı.

Net/net gelişmeleri değerlendirdiğimizde, Fed’in duruş değişikliğinin sanılanın aksine Amerikan doları fiyatlamalarında zayıflamaya imkan tanımadığını bunun da GOÜ paritelerine yansımadığını görüyoruz. Fiyatlanan kısım ise ABD-Çin ticaret görüşmelerinin sakinlemesi, Mart ayı için verilen son tarihin ötelenmesi, Nisan ayında yapılması beklenen liderler görüşmesi ve Çin’de yavaşlayan büyümeye karşı atılan adımlar. O halde Fed’e rağmen içinden geçilen süreci sorgulamak doğru olmaz mı? Olur elbet. Buna da dış dünya riskleri ve kötülerin içinde iyinin bir adım önde tutulma düşüncesi deniyor. Yani, Amerikan dolarının.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ECB hamleleri ve riskler 14 Eylül 2019
GOÜ heyecanı her yerde 07 Eylül 2019
Beklemekle oluyor mu? 17 Ağustos 2019