Halka yeni arz olan şirketler için tavsiyeler

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM bertan.kaya@dunya.com

Halka arz konusu finansmana erişimin zorlaştığı bu dönemde, sermayeyi güçlendirmek ve yatırımlar dahil tüm faaliyetleri finanse etmek açısından önemli bir strateji haline geldi.

Bildiğiniz üzere halka arz, şirketlerin sermaye piyasalarına açılarak hisse senetlerini bireysel ve kurumsal yatırımcılara sunmaları anlamına geliyor. Bu sürecin ardından şirketin hisseleri borsada işlem görmeye başlıyor.

Halka arz sonrası yönetim yapınız ve tarzınız değişecek

 İşin finansman kısmı keyifli. Zor olan kısmı halka açıldıktan sonra yönetim tarzınızın değişmesi gerekliliği. Çünkü hakim ortak siz de olsanız, artık yatırımcı ortaklarınız var. Onlara karşı hem SPK hem TTK açısından sorumluluklarınız ortaya çıkıyor. Halka açık şirketlerin faaliyetlerini ve raporlamalarını daha şeffaf yapmaları, paydaşlarına karşı sorumlu ve adil davranmaları, belirli süreçlerle yatırımcılara hesap vermeleri gerekiyor.

Yani işler eskisi gibi olmuyor. Yeni durumda, artık yönetimden, yönetişime geçiş yapmış oluyorsunuz. Bu konuda SPK Kurumsal Yönetim Tebliği son derece net bir çerçeve çiziyor. Yakın zamanda halka arz edilmiş veya edilmek üzere olan şirketlerin yönetim yapıları ve tarzlarını artık kurumsal yönetim çerçevesinde yapılandırmaları gerekiyor. İşte bu noktada daha ilk günden işi sıkı tutmanızı öneririm.

Halka yeni arz olmuş veya olacak şirketler için öncellikli konular neler?

 En önemli konu yönetim kurulunun güçlendirilmesidir. Yönetim kurulu şirketi yönetişim prensiplerine göre yönetebilecek, strateji geliştirebilecek, icrai faaliyetler üzerinde gözetim sağlayabilecek yeterlilikte üyelerden oluşmalıdır. Bağımsız üyelerin seçimi de önemlidir. Şirketinizin bağımsız üyelerinde sektör tecrübesinden ziyade, yönetişim, finans, strateji, iç denetim, iç kontrol gibi alanlarda tecrübe arayın. Sektör tecrübesi yüksek olan güvenilir kişileri, bağımsız değil, normal üye olarak almanız daha doğru olur. Uygulamada yapılan en büyük hata budur.

Bağımsız üyelerden sektörel değil, yönetim kurulu çalışma sistematiği, komite yönetimi, iç denetim, gözetim gibi konularda destek almanız daha doğru olacaktır. Sonraki adım, yönetim kurulu ve icrai yönetim arasında bir ayırıma gitmeniz olacaktır. Bir iç yönerge ve yönetim kurulu görev beyanı ile yetki ve sorumlulukları netleştirmeniz de faydalı olur. Yönetim Kurulu’nu strateji, yönlendirme, gözetim tarafında aktif hale getirip, icrayı stratejiyi uygulama, operasyonel yönetim ve iş sonuçları üzerinde konumlandırmak yönetişimi güçlendirecektir.

Bir diğer önerim, Tebliğde belirtilen gruplardan üçüncü grupta yer alsanız dahi, gönüllü olarak, istisna kapsamında olduğunuz maddeler de dahil uygulamanız olacaktır. Bu ilk etapta zorlayıcı olabilir ama bir üst gruba geçmeniz halinde hazır olmanızı sağlar.

Komiteler oluşturun

 Şirketinizin yönetişimini güçlendirecek en önemli organizasyon, yönetim kuruluna bağlı olarak oluşturulacak denetim, risk ve kurumsal yönetim komiteleridir. Bağımsız üyelerini ne kadar yetkin ise, o kadar verim alırsınız. Risk komitesi şirketin stratejik, finansal ve operasyonel risklerini değerlendirmek ve tedbir almak üzere çalışır. Denetim komitesi, iç denetimin oluşturulması ve gözetimi ile iç kontrol ve muhasebe süreçlerinin gözetimini yapar.

Kurumsal yönetim komitesi ise, şirkette kurumsal yönetim ilkelerinin uygulanıp uygulanmadığını, uygulanmıyor ise gerekçesini ve bu prensiplere tam olarak uymama dolayısıyla meydana gelen çıkar çatışmalarını tespit eder ve yönetim kuruluna tavsiyelerde bulunur. Ayrıca, yatırımcı ilişkileri bölümünün çalışmalarını gözetir. Bu çalışmalara halka arz öncesi ya da arz sonrası en kısa sürede başlamak yönetsel dönüşümü ve SPK uyum sürecinizi hızlandıracaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar