İhracat yine düştü...

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ sefik@utided.org

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Nisan 2015 ihracat rakamlarını Bayburt’ta açıkladı. TİM internet sayfasında yer alan habere göre, ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9.8 gerileyerek 11 milyar 823 milyon dolar oldu. Yılın ilk 4 ayında toplam ihracat yüzde 8.1 gerileme ile 48 milyar 951 milyon dolar olarak gerçekleşti. İhracat son 12 aylık süreçte ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1.6 gerileme ile 153 milyar 66 milyon dolar oldu.

ABD Doları'nın sert değer kazanması ve euro ile çapraz kuru keskin bir şekilde aşağı çekmesi, ihracatının dikkate değer bir oranını euro ile yapan Türkiye’nin, pariteye göre kayıplar yaşamasına sebep oldu. Sayın Mehmet Büyükekşi de Bayburt’ta yaptığı açıklamada “Geçtiğimiz yılın nisan ayına göre ortalama 1.38 seviyesinden yüzde 22 düşüşle 1.08 seviyelerine inen paritenin negatif etkisi aylık 1.5 milyar doları buldu” demiş. TİM’in hesabına göre, kümülatif bazda bakıldığında sadece AB-28 ülkelerine euro-dolar paritesi kaybı sebebiyle yaşanan ihracat düşüşü ilk 4 ayda 4.5 milyar doları aşmış. 

Bu parite çalkalanmaları bile, yıllar önce yaşadığımız ve ABD Doları / evro paritesinin 0.86 seviyelerine indiği günleri hatırlattı. O yıllarda ABD Doları üzerinden işlem gören hammaddelerin kullanıldığı bir ürünü euro ile satmak durumundaydık. Sohbetlerimize katılan dostlarımızın hatırlayacağı üzere, bu konuyu ocak ayı içerisinde de işlemiştik.

Bağlantı yapmanın heyecanı ile veya piyasalarda sert değişimlerin olmayacağı tahminleri ile girilen işlerde sıkıntıların yaşanmaması diye bir durum hiç olmamıştır. Genellikle “Kervan yolda dizilir” mantığı ile hareket ederek, “Önce işi alalım, sonra gereğini yaparız” diyerek hareket ettiğimiz için, ilerleyen günlerde ortaya çıkmasını tahmin edemediğimiz ve dolayısıyla kontrol edemediğimiz olaylarla karşılaşınca, sonuçlar üzücü olabiliyor.

Bir dostumuzla sohbet esnasında bana “Hoca de bakem, şu Amerikan düşünce tankları ne işler“ diye şaka yollu, ABD düşünce kuruluşlarının ne yaptığını tartışalım istemişti. Ben de ona meşhur “Akbaba Dosyası / Condor File” filmini hatırlatmıştım. Daha önce de atıfta bulunduğum için filme ait detayı atlıyorum. “Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz” diye biraz matrak bir deyişimiz vardır. Buradan hareketle işletmelerimizin, işe başlarken biraz da komplo teorileri üretmeleri gerektiğini düşünenlerdenim. Yanlış anlaşılmak istemem yani demek istediğim o ki işimizi yoluna koyarken, her türlü olasılığı öngörmeye ve en olmadık şey bir anda gerçekleşecek olursa ne yapabilirizi düşünelim diyenlerdenim.

Bu düşünce geliştirme kuruluşları bizlerde de başlar gibi de daha çok politika üzerine durum tespitleri yapılıyor havası var. İhracat konusunda ise böyle bir düşünce ve tartışma platformunun eksikliği bize göre had safhada. Uzman kişilerin, kurum ve kuruluşların, mevcut statülerinin gölgesinden çıkarak ve etkilerinden sıyrılarak bir araya gelmeleri ve küresel gelişmelerin yanı sıra, olası senaryoları ve hatta komplo teorilerini masaya koyup tartışmaları gerektiğine inanıyorum.

Ortaya koyacakları olası senaryoları kendi aralarında özümledikten sonra kamuya açıklayıp, genel tartışma ve eleştiri ortamına bırakabilirler. Tartışmaktan ve fikir üretmekten zarar gelmez, bakarsınız oralarda üretilen fikirler birilerinin ve hatta ki istenilen odur, ülkenin işine yarayabilir.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019