İlginç hafta

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Bazen tek bir haftanın içine birden fazla ilginç olay sıkışıyor. İçinde bulunduğumuz haftayı ilginç kılan da böyle bir raslantı. Bu hafta içinde her biri kendi çapında önem taşıyan üç olay var. Fed toplantısı, TCMB’nin PPK toplantısı ve Fitch açıklaması peş peşe geliyor. Bunlardan sonuncusu en az önemli olanı. Haftanın son günü yapılacak olan Fitch açıklamasında Türkiyenin kredi notuna ilişkin değerlendirmenin değişmesi beklenmiyor. Belki son gerilimlerle ilgili bir kaç yorum olabilir ama mevcut durum teyit edilecektir diye düşünüyorum. 

Fed ve TCMB toplantıları ise hem kendi açılarından önemli hem de aralarında bir bağ olabileceğini öngörmek mümkün. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) toplantısı hafta başında, salı ve çarşamba günleri yapılacak. Bunun önemi merak ve kaygıyla beklenen faiz yükseltme kararına ilişkin bir işaretin bu toplantıda verilebilecek olması. Fed toplantısının ertesi günü TCMB’nin Para Politikası Kurulunun (PPK) olağan toplantısı yapılacak. Bu toplantının önemi de geçen haftaki zirvede yumuşatılan genel havanın PPK’nın faiz kararını ne ölçüde etkilediğini gösterecek olması. Siyasi karar organı ile para yönetimi arasındaki faiz indirimi konulu gerilimin ısısını düşüren bu toplantının sonunda meselenin “tatlıya bağlandığı” söylenmişti. PPK’nın perşembe günü yapacağı toplantı meselenin tatlıya ne kadar bağlandığını gösterecek. 

ABD para alanında ilginç gelişmeler oluyor. Uzun süre devam eden likidite genişlemesinin daraltılmasına başlanacak olması bu ilginç durumlardan birisi. Bu bağlamda henüz acil bir durum yok. Bu işin zaman alacağı biliniyor. Ama, Fed’in parasal daraltmayı başlatma tarihi konusundaki bilinmezlik devam ediyor. Hem piyasa profesyonellerinin hem de Fed yetkililerinin kendi aralarında bu konuda farklılıklar var. Kimisi söz konusu daraltma adımının başlangıç noktası olarak Haziran ayını işaret ediyor, bazıları ise bu işin sonbahara hatta bunun bile ötesine sarkabileceği kanısında. Bu öngörülerin maddi bir temeli var mı derseniz, yok. Bu nedenle Fed toplantıları arkasından yapılan açıklama ve yorumlardan, olsa olsa metoduyla yapılan çıkarsamalara dayalı beklentiler gündemi işgal ediyor. Geldiğimiz noktaya kadar Fed bu beklentileri sözel müdahalelerle yönlendirmeye çalıştı. Çoğu kez de bu sözel müdahalelerde tek bir sözcük pivot rolü üstlendi. Son aylardaki Fed açıklamalarında “sabır” sözcüğü kilit sözcük haline getirildi. 

Fed’in faiz yükseltmekte acele etmeyeceği, sabırla davranacağı ima ediliyordu. Şimdi bu sabrın ne zaman tükeneceğine ilişkin işaret bekleniyor. Burada kilit olan adım da sabırlı olma sözcüğünün açıklamadan çıkartılması olacak. Bu adımla birlikte faiz yükseltilme tarihinin de kesinleşeceği umut ediliyor. Bu haftaki Fed toplantısının da mana ve ehemmiyeti buradan kaynaklanıyor. Ne olacağı bilinmez tabii ama genel kanaat Fed’in bir takvim açıklamaktansa sabırlı olmayı sürdüreceği yönünde. 

Fed’in alacağı kararın hemen ertesi gün toplanacak olan TCMB Para Politikası Kurulu açısından da önemli olacağını düşünüyorum. Aslında, bu toplantıda PPK’nın faizle ilgili tavrı merakla bekleniyor. İş tatlıya bağlandı ama TCMB’nin faiz kararı açısından hala sıkışık bir konumda olduğu biliniyor. Malum, siyaset faizin indirilmesini istiyor. Eskiden bunu sert biçimde ifade ediyordu, şimdi aynı talebi tatlıya bağlanmış biçimde tekrar eder mi diye bir merak var. TCMB’nin faiz indirimine pek sıcak bakmadığı da biliniyor. Şimdi bu direncini tatlı tatlı sürdürür mü diye merak ediliyor. Bu bağlamda TCMB’nin neyi ne kadar rahat yapabileceği üzerinde Fed’in önceden açıklayacağı kararı etkili olur diye düşünüyorum. 

Fed faizi yakın tarihte, örneğin Haziran civarında, yükselteceğine ilişkin bir işaret verirse bizim Merkez Bankası’nın eli rahatlar. Bir kaç ay sonra küresel ölçekte faiz baskısı altında kalacak olan bir ulusal para otoritesinin şimdi faiz indirimi yapmasını anlamak da savunmak da zor olur. Üstelik, böyle bir kararın siyasetin baskısı ile alındığı izlenimi de yaygın olacağı için savunma hepten zorlaşır. Öte yandan, Fed bir faiz kararı almayıp, sabırlı olmayı sürdürürse bu da siyasetin elini rahatlatır. Siyasi otorite faiz indirimi yönündeki baskısının dozunu tadını kaçırmayacak şekilde arttırabilir. Buna Merkez Bankası’nın ufak dozlu bir indirimle yanıt vereceğini düşünmek yanlış olmaz. 

Dedim ya, bu hafta ilginç bir hafta olacak. Kendi içimizde tadını kaçırdığımız bir meseleyi tatlıya bağlamamız dışarıdan yansıyan etkilerle daha kolay olacak. Az iş değil doğrusu!.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018