İş hayatında psikolojik güvenlik -1

Ebru DEMİR KOÇAK
Ebru DEMİR KOÇAK ebrudemir.kocak@dunya.com

Pandemi, ekonomik iniş- çıkışlar, öngörülemeyen piyasalar, agresif rekabet koşulları organizasyonların duygusal dayanıklılığını oldukça zorladığını görmekteyiz.

Pandemi döneminde özellikle uzaktan çalışma günlerinde çalışanların psikolojik güvenliğini sağlamak oldukça zor ve kritikti. Fiziki olarak işyeri ve ekipten uzak olmak, sağlık ile ilgili yaşanan stresin olumsuz etkileri, ister istemez çalışanları işyerlerini daha çok sorgulamaya ittiğini gözlemledik.

Bu dönemde çalışanlarının hem fiziksel hem de psikolojik iyilik halini korumak üzere yeni projeler geliştiren organizasyonlar, pandemi dönemini en az zararla atlattılar dersek yanlış olmaz.

Organizasyonların bu zorluklar ve belirsizliğin üstesinden gelebilmesi için liderlerin, organizasyonlarının koşullara uyum sağlayabileceği uygun şartları oluşturması, esnekliği ve duygusal dayanıklılığı stratejik bir öncelik haline getirmesi gerekiyor.

Bunu yapabilen organizasyonlar, çalışanların rahatça duygu ve düşüncelerini paylaşabildiği, endişelerini dile getirebildiği ve özgün bakış açılarını rahatça aktarabildiği bir kültür oluşturmuş oluyorlar.

Peki psikolojik güvenlik nedir? Kahn (1990) psikolojik güvenlik kavramını; bireylerin imaj, statü ya da kariyerleri ile ilgili doğabilecek herhangi bir olumsuz durumdan korkmadan işi ile ilgili yeteneklerini ortaya koyabilmeleri ve kullanabilmeleri sebebiyle hissettikleri deneyim olarak ifade etmiştir.

Başka bir ifade ile, psikolojik güvenlik iş yerinde işle ilgili faktörlerin, çalışanın ruh sağlığına zarar verme riskinin en aza indirilmesi ya da çalışana zarar verme riskinin olmaması, dolayısıyla çalışanın potansiyelini ortaya koyabilmesi halidir diye tanımlanmaktadır.

Psikolojik güvenlik kavramı ve iş hayatına etkilerinin uzun yıllardır araştırmalara, makalelere konu olan fakat iş hayatında çok fazla adı geçmeyen kritik bir konu olduğunu düşünüyorum. Çalışanların psikolojik olarak korunması; daha fazla iş tatmini, daha iyi performans, motivasyon ve bağlılığın artması anlamına gelirken, çalışanlar psikolojik olarak güvenli olmadıklarında ise tam tersi bir durum söz konusu olabilmektedir.

Genel anlamda psikolojik olarak güvenli bir iş yeri yaratmak için; Organizasyon etik değerlerinin çalışanların da katılımı ile belirlenmesi ve değerlerle yönetim felsefesinin hayata geçirilmesi, Çalışanlar için duyarlı ve gerektiğinde uygun desteği verebilecek bir iletişim modelinin geliştirilmesi, Güven ve şeffaflık üzerine kurulmuş bir organizasyon kültürü yaratılması, Çalışanların soru sorabildikleri, hata ve problemleri açıklıkla anlatabilecekleri, samimiyet ve dürüstlüğün ön planda olduğu bir çalışma kültürü yaratılması, Çalışana yetenek ve potansiyeline uygun işlerin verilmesi, çalışan gelişiminin desteklenmesi, Psikolojik güvensizlik hissinin üstesinden gelmenin en önemli yolu, yalnız olmadığını hissetmek ve iletişim kurmak. Herkesin bir arada olduğunu hissetmek ve yeri geldiğinde güçlü yanlarının yanında gelişim alanları konusunda da iletişim kurabilmek ekipleri psikolojik olarak güçlü yapıyor.

Psikolojik olarak güvenli bir işyeri, aidiyet duygusu ile başlıyor. Çalışanların desteklendiği, cesaretlendirildiği, işbirliği için teşvik edildiği, gelişim ve değişimin organizasyonların var olmasında olmazsa olmaz rol oynadığının bilincinde olarak güvenli bir kültür oluşturmaya var mısınız? Bir sonraki yazımda bu konuya detaylıca değineceğim…

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Liderler ve yöneticiler 06 Nisan 2024
Liderlik ve koçluk 09 Mart 2024
Çalışan deneyimi 03 Şubat 2024
Empati, şefkat ve liderlik 09 Aralık 2023
BBC 100 Kadın 2023 25 Kasım 2023