İşte budur

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ oaatac@gmail.com

Mayıs 2014 sonunda özel ve devlet sektörlerinin ileri gelenleri Ankara’da toplandılar. Basına kapalı görüşmede ele alınan konu Türkiye’nin hem ekonomisi hem de dış ilişkilerinin Doğu Akdeniz’deki gelişmeler ışığında gözden geçirilerek planlanmasıydı. Türkiye bölgedeki yeni oluşumlar karşısında ekonomik ve siyasi tavrını belirleyecekti. Tarafları toplantıya çağıran bakan önündeki dosyayı açtı ve katılanları bilgilendirmeye başladı.

“Hoş geldiniz. Tartışacağımız konu ülkemiz için hayati önem taşıyor. Önümüzdeki yıllarda çok değişik bir senaryo, özellikle Türkiye’yi çok yakından ilgilendirmesi gereken bir senaryo yazılıyor. ABD'nin petrol bağımlılığı giderek azalıyor. Tahminler bir süre sonra kendi kendine yeteceği yönünde. Avrupa ise şu anda Rusya doğal gazına bağımlı. Cezayir, Malta, Mısır ve Kıbrıs’ta bulunan zengin doğal gaz yatakları bu dengeyi alt üst edecek düzeyde. AB'nin Cezayir'le acele ticaret anlaşmaları imzalamasını, Kıbrıs hassasiyetini, Mısır’a ilgisini bu açılardan izliyoruz. Ülkemizin Osmanlının sahip olmadığı bir avantajı var. Güney ve Güneydoğu’nun en güçlü̈ ve dinamik özel sektörlerinden birine sahibiz. Bu sektöre büyük görevler düşecek. Bu fırsatı değerlendiremezsek ileride kötü̈ devlet yönetimi suçlamalarına birde özel sektör kınamaları eklenecektir. Rönesans ve sanayi devriminde uyuyan bu topraklarda yasayanların bugünkü̈ gelişmeleri iyi değerlendirmesi gerekiyor” dedi ve ilave etti “Bu sözleri bir gazete makalesinden aynen aldım(1) ”.

Bir katılımcı “Haklısınız efendim. Doğu Akdeniz’de bulunan rezervler şimdilik, ki bu bir başlangıç, 3 katrilyon değerinde ve Dünyanın bilinen rezervlerinin neredeyse %10’u civarında” diyerek lafa başladı. “Bu rezervlerin enerji yatakları olmayan ama büyük enerji gereksinimi olan ülkelere ulaşması gerekecek. Bunlar arasında bizi birinci derecede ilgilendiren AB. ABD’nin enerji ticaretinin dolarla yapılması dışında bir sıkıntısı yok, AB’nin ise güvenli, ucuz ve düzenli bir enerji akımına ihtiyacı var. Enerji ticaretini dolarla yapmak istemeyen (de-dolarizasyon taraftarları) ABD’nin umuru, AB’nin değil. Enerjinin AB’ye güvenli ve düzenli akımını önlemeye niyetli herkes AB’nin umuru. Hem de-dolarizasyon isteyen hem de AB’nin düzenli enerji tedarikini tehdit edenler hem ABD’nin hem de AB’nin hiddetini gördüler, görüyorlar ve görecekler. Türkiye iç̧ didişmeleri bırakıp elindeki kozu çok dikkatli oynamalıdır” dedi ve “Ben de bu sözleri bir gazete makalesinden aynen aldım(2) ” diyerek devam etti.

Bir başka katılımcı “Efendim Türkiye’yi petrol ve doğal gaz dağıtımında kilit ülke haline getirecek projelere de eğilmemiz acilen gerekiyor. Coğrafi konumu enerji kaynaklarına aç̧ Avrupa ve enerji kaynağı rezervlerinin üstünde oturan Mısır dahil Doğu Akdeniz, Orta Doğu, Iran ve Hazar Denizi arasında konuşlanmış̧ ülkemiz dağıtım konusunda önemli bir ülkedir Bu Global jeopolitik sonuçlara gebe bir stratejidir ve ülkemizin yakın geleceğini oluşturabilecek önemdedir. Özellikle Türkiye’nin Güney (Irak-Suriye) ve Doğu (İran, Azerbaycan) ilişkileri, Rusya politikası, ve Arap ülkeleri ile olan münasebetleri hassas dengeler üzerine kurulmuştur. Türkiye bu dengeleri ülkenin menfaatleri yönünde tasarlayıp uygulayamazsa bundan büyük zarar görür. Daha önce de değinildiği gibi kendi doğal gaz ve petrol rezervleri bulunmayan Türkiye’nin bu çok önemli jeo-politik oyunda uygulayacağı stratejinin bir kaç̧ parametreye dikkat edilerek tasarlanması gerekiyor:

1. ABD’nin gerekirse zor kullanarak engelleyeceği hemen hemen garanti olan de-dolarizasyon özellikle petrol ve doğal gaz ticaretinin ABD dolarından başka bir para birimiyle yapılmasına olası tepkisi;

2. ABD’nin de-dolarizasyon konusunda işbirliği yapan/bu konuda niyetlerini saklamayan ülkelerin enerji üretim ve dağıtım kanallarında tekelleşmesine karşı alacağı önlemler;

3. AB’nin enerji kaynaklarına olan açlığının artarak devam edeceği belli olduğuna göre, AB ülkelerinin enerji kaynakları konusunda tek tedarik edici (Rusya gibi) ve tek dağıtıcı kanalına (Ukrayna gibi) bağımlı kalmama konusundaki şimdiki ve gelecekteki girişimleri;

4. AB’nin kendisine ulaşacak petrol ve doğal gaz hatlarının emniyet ve sürdürülebilirliği konularında kendisine zarar verecek retorik dahil girişimlere göstereceği tepki;

5. Güney ve Doğu Akdeniz ile Dünya’nın başka bölgelerinde bulunan yeni doğal gaz ve petrol rezervlerinin bir şekilde Avrupa ve Çin-Hindistan-Pasifik ülkelerine bir şekilde ama mutlaka ulaştırılacağı kesin olduğuna göre bu ülkelerin konuda atacakları adımlar;

6. Şimdiye kadar Suudi Arabistan ve OPEC paralarının IMF tarafından petrol ve doğalgaz ihracatı için kullanılması üzerine kurulu IMF modelinin geçerliliğinin sorgulandığı şu devirde 2035 yılına kadar 35 trilyon doları bulacağı tahmin edilen petrol-gaz ihracat gelirlerinin nerede, kim tarafından, nasıl kullanılacağının kim tarafından nasıl şekillendirileceği.

Türkiye bu global oyunda çok dikkatli olmalıdır. Siyasi itiş̧ kakış̧ arasında bunların yakından izlendiğine şüphem yok. Ancak bu izleme sonuçlarının Türkiye’nin tüm kurum ve kuruluşlarının varacağı ulusal bir konsensüse gittiği konusunda şüphelerim var, en azından bu yönde bir bilgim yok. İtalyan ve Yunan doğalgaz boru sistemlerini birbirlerine bağlayacak Poseidon projesi gazı Avrupa’ya ulaştıracak. Bu proje AB’nin ‘Avrupa’nın Menfaatine’ olarak yüksek öncelikli projeler arasında. Ben de bu bilgileri bir makaleden aktarıyorum(3) ” diyerek katılımcıları bilgilendirdi.
Bakan “Bu bilgilerle donanmış olmanız beni memnun etti. Biz zaten konuyu çok yakından takip ediyoruz. Doğu Akdeniz Boru Hattı adı verilen hattın Kıbrıs-Lübnan-İsrail-Mısır dörtgeninden, büyük olasılıkla, İsrail’den Yunanistan’a oradan da İtalya’ya bağlanması yönünde projeler hazırlandığı duyumları alıyoruz(4) . Bu olursa Türkiye dışlanacaktır. Biliyorsunuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini bizden başka kimse tanımıyor. Buna karşın Kıbrıs Rum Cumhuriyeti Avrupa Birliği üyesi. İşimiz zor olacak” dedi.

Deneyimli bir dışişleri mensubu “Sayın bakan haklısınız. Diplomatik açıdan elimiz güçlü değil. Ancak, bir noktaya sayın katılımcıların dikkatini çekmek isterim. AB doğalgaz Avrupa’ya gelsin de nasıl gelirse gelsin tipi bir realiteyle karşı karşıya kalacaktır. Doğal olarak bunu zaten kararlaştırılmış olan Doğu Akdeniz Boru Hattıyla Yunanistan’a oradan da Poseidon Boru Hattıyla İtalya’ya taşımayı tercih edebilir ama bunu Türkiye’yi küstürmeden yapmanın bir yolunu bulursa onu yeğleyecektir” dedi. Bakan “Zaten biz de öyle düşünüyoruz. Bu nedenle Doğu Akdeniz enerji yatakları konusunda dış ilişkiler ve ekonomik alanlarda bazı planlar yapmaktayız. Doğal gaz yatakları bizim kara sularımızın dışında olduğundan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bir ülke olarak tanınmadığından bize işbirliği seçenekleri olan Kıbrıs Rum Cumhuriyeti Lübnan, İsrail ve Mısır arasından Lübnan ve Mısır ile iyi ilişkiler kurmak ve diğerleriyle de tüm gücümüzle ekonomik işbirlikleri kurmak kalıyor. İşte bu konuda özel sektörümüze büyük ve tarihi bir görev düşüyor. Devlet bu ülkelerle ilişkilerini en yüksek seviyeye çıkarmaya uğraşırken sizler de işbirliği fırsatlarını konsorsiyumlar kurarak değerlendirmelisiniz.”

Toplantıdan sonra büyük inşaat işlerine soyunan şirketlerimiz bunu bırakıp tüm kaynaklarını bu konudaki projelere aktarırken, Türkiye olanca gücüyle Doğu Akdeniz’de Mısır başta olmak üzere tüm ülkelerle ticari ve siyasi anlaşmalar için zemin hazırlıyordu. Kendi yanağımdan bir makas alarak “İşte Budur” dedim. Uyandım. Meğer rüya görüyormuşum. Temmuz 12, 2019 olmuş ve bir gazetemiz Doğu Akdeniz’deki girişimlerimize ‘bakın fena olur’ diyen AB’ye ‘küstah AB’ şeklinde bir manşetle saldırıyor. İşte budur.
Sağlıcakla kalın

----
(1) Osman Ata Ataç, Bu iş Ciddi, DÜNYA Gazetesi, 14 Mayıs 2014,
(2) Osman Ata Ataç, Boruların Başı ve Sonu, DÜNYA Gazetesi, 29 Ekim 2014
(3) Osman Ata Ataç, Tüm Ticareti Bitirecek Ticaret: Politika Parametreleri, DÜNYA Gazetesi, 22 Ekim 2014.
(4) Yunanistan Başbakanı Alexis Tsipras, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve Kıbrıs Rum Kesimi Başkanı Nikos Anastasiades 2015 yılında bir işbirliği anlaşması imzaladılar ve merkezi Kıbrıs olan bir sekreterlik kurudular.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019