Kaçan fırsat

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Bu yılın başında iki gelişmenin Türkiye ekonomisinde önemli avantaj sağlayacağı tahmin ediliyordu. Söz konusu gelişmeler ekonominin iki sorunu üzerinde etkili olacak, bunları kökünden halletmese de önemli bir gevşeme sağlayacak diye düşünülüyordu. Bu gelişmelerin ve bunların etkilerinin daha çok birinci çeyrekte yoğunlaşması ve buradan yıla yayılmaları bekleniyordu. 

Öngörülen gelişmelerin birisi ham petrol fiyatlarının gerilemesiydi. İkinci gelişme ise bu yılın fiyat artış hızı üzerinde etkili olacağı hesaplanan güçlü bir baz etkisiydi. Petrol fiyatlarında geçen yıl başlayan gerileme beklendiği gibi bu yılın ilk aylarında hızlandı ve sonuçta uluslararası piyasalarda petrol fiyatında oldukça yüksek oranlı düşüş oldu. 

Baz etkisi ise bu yılın ilk aylarında gerçekleşeceği tahmin edilen enfl asyon oranlarının zaten gerçekleşmiş olan geçen yılın yüksek aylık fiyat artışlarının altında kalmasından kaynaklanacaktı. Bu iki gelişmenin olumlu sonuçlar üreteceğine dair kabul ve beklentinin yılın başında yaygın bir iyimserlik iklimi oluşmasına katkı yaptığını biliyoruz. 
İyimserlik söz konusu gelişmelerin iki noktada önemli iyileşmeler sağlayacağı beklentisinden kaynaklanıyordu. Petrol fiyatındaki düşme ekonominin en önemli kırılganlık noktası olduğu düşünülen cari açığı geriletecekti. Aynı gelişme yine büyük bir sorunumuz olan enfl asyonu da yavaşlatacaktı. Öngörülen baz etkisi de bu gelişmeye katkı sağlayacak ve enflasyonu aşağıya doğru baskılayacaktı. 

Dikkat ederseniz 2015 yılı başında ortaya çıkacağı öngörülen iki gelişmenin hem dış dengede (cari açık) hem de iç dengede (enfl asyon) kayda değer düzelmeler sağlaması bekleniyordu. Yılın ilk çeyreğini tamamladık. Ortaya çıkan veriler ve işaretler özellikle enflasyon üzerindeki beklenen sonucun tam anlamıyla sağlanamadığını gösteriyor. Enflasyonda gerileme beklentisi gerçekleşmedi. Bu durumu fırsat kaçtı diye nitelemek belki gereğinden sert bir niteleme olabilir. Ama beklenenlerin gerçekleşmediği ve imkanların elden kaçtığı da açık. 

Aslında yılın başında beklentilerin görece olumluya dönmesinde bir yanlış yok. Öngörülen gelişmelerin ve yapılan tahminlerin bu dönüşü beslediğini biliyoruz. Ancak yılın hemen başında devreye giren kimi etkenlerin söz konusu dönüşün fiilen ve beklenen ölçekte gerçekleşmesini engellediğini düşünüyorum. 

Doların hızla değerlenmesi, TL kurunun yükselmesi bunların başında geliyor. Yükselen döviz kuru petrol fiyatında uluslararası piyasalarda gerçekleşen düşmenin aynen TL fiyatlarına yansımasını engelledi. Dolarla ifade edilen petrol fiyatı fiilen düşerken aynı süreçte ve tamamen farklı etkenlerden etkilenerek doların değerlenmesi petrol fiyatındaki düşüşün ulusal fiyata taşınmasını sınırladı. Bu koşullarda düşen petrol fiyatının içeride TL ile ifade edilen öteki mal fiyatlarını da peşine takıp sürüklemesi sınırlı kaldı. Sonuçta petrol fiyatının gerilemesinden kaynaklanacağı düşünülen dezenfl asyon etkisi beklenen ölçüde olmadı. Tersine, yılın birinci çeyreğinde enerji fiyatları hızla gerilerken tüketici fiyatlarında yukarıya eğilimli bir hareket deseni ortaya çıktı. Yani görece hafif dozda da olsa enflasyon hızlandı. Kaçan fırsat dediğim mesele bu. 

Dışarıda düşen petrol fiyatlarının içeride enfl asyonu geriletmesini sınırlayan bir etkene daha işaret etmek doğru olur. Tamam petrol fiyatları gerilerken enfl asyon hızlandı ama bunda doların TL karşısında değer kazanması kadar, belki de daha çok, gıda malları fiyatlarında gözlenen hava koşullarından kaynaklı fiyat artışlarının da etkili olduğu söylenebilir. Kısacası, petrol fiyatları düşerken gıda fiyatlarının yükselmesi enflasyonun beklenen düşüş yörüngesine yerleşmesini engelledi. Enflasyon verileri bu karşıt etkiyi doğruluyor. Veriler manşet enflasyon Mart ayında yükseliş gösterirken gıda dışı tüketici enflasyonunun yıllık bazda son yılların en düşük seviyesine gerilemiş olduğunu gösteriyor. 

Petrol fiyatının gerilemesinin enflasyona yansımasını engelleyen bu karşıtlık bir doğa olayından kaynaklanıyor. Bunu kolaylıkla kontrol edilebilecek, lehimize çevrilebilecek bir gelişme olarak nitelemek doğru olmaz kuşkusuz. 

Üstelik bu tür gelişmeleri önceden öngörmek, beklentilere taşımak da pek mümkün değil. Yine de, bir doğa olayının da rol oynadığı bir süreçte, petrol fiyatı düşünü tam boyutuyla enfl asyona yansıtamadığımızın ve sonuçta önemli bir fırsatı kaçırdığımızın altının kalın çizgilerle çizilmesi doğru olur herhalde. .

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018