Konteynerler oy kullanmıyor...

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ sefik@utided.org

 

Geçtiğimiz haftaki yazısında, değerli yazarlarımızdan Güven Sak şöyle diyordu, “Bu maliyetler ve bu ulaştırma altyapısı ile Türkiye’nin Uzakdoğu pazarına ulaşabilmesi, ihracat menzilini uzatabilmesi ise pek zor duruyor. Biz burada yolcu taşımak için hızlı tren projelerine kaynak akıtırken, konteynerleri nasıl ucuza gönderebileceğimizle ilgilensek elbette böyle olmazdı. Ama konteynerler oy kullanamıyor, hızlı tren ile taşınan yolcular oy kullanabiliyor. Türkiye, uzun vadeli stratejik kararları, bir süreden beri, yanlış öncüllere bakarak veriyor. İhracat menzilimizi uzatacaksak, öncelikle gelecek seçime odaklı bu bakış açısından kurtulmamız gerekiyor.”

Bir ara meşhur tatil cenneti olan Seyşel Adaları’ndan talep yakalamış ve yaptığımız görüşmeler sonucunda da İstanbul Limanı çıkışlı teklifimizin çok cazip olduğunu görmüştük. Ada, ekonomik büyüklük açısından cazip bir hedef olmayabilir amma bize ulaşım ve taşımanın, işleri ne kadar engelleyebileceği konusunda iyi bir ders olmuştu. Daha sonraları, malı satmaya çalışırken, bizim rekabetimize engel ve müşteriye maliyet unsuru olabilecek konuları öncelikle öğrenip ondan sonra teklif hazırlamaya başlama kararı aldık.

Bugün Türk Hava Yolları’nın açtığı yeni seferleri farklı düşüncelerle eleştirenler de var. Olur, doğaldır ve herkes herşeyi beğenecek diye de bir şey yok. Amma hep yazdığım gibi, elde çanta ve bavulla hudut kapılarını yürüyerek geçmekten, TCMB tarafından uygulanan döviz kısıtlamalarından ceza yememek için bulabildiğimiz tek vasıta olan kamyonetle Türkiye’ye dönmekten gelip bu günlere varınca, bizim bakış açılarımız biraz farklı oluyor galiba?

Herkes bilgi fıkaralığına aldırış etmeden fikir zenginliğini beyan eder ya o yandan bakarsak, Çin malı ucuzdur kalitesizdir der durulur. Amma istatistikler pek de öyle söylemiyor. 2013 yılında en çok ithalat yaptığımız ikinci ülke konumunda olan Çin’den 24.7 milyar ABD Doları’na varan ithalat yapmışız. Bunun 10 milyardan fazla bir miktarı da elektronik cihaz, makine ve ekipman. Bugün bayılarak kullandığımız havalı markalı elektronik gereçlerin ezici bir çoğunluğu da Çin ürünü. Bugün bizim yaptığımız elektronik ürün ihracatında da girdilerin çok yüksek bir oranı da Çin menşeli. Demek ki bize bayağı pahalı ve katma değeri yüksek mal satıyorlar.

Madalyonun öteki tarafına bakarsak Çin 2013 yılında en çok ihracat yaptığımız ülkeler sıralamasında 11. sıraya oturmuş. İhraç mallarımızın çoğunluğu da Çin’in bize sattıklarının aksine, katma değeri çok düşük, ucuz ham madde.

Bürokrasinin, Türkiye İhracatını arttırmak amacıyla, potansiyel pazarlara erişimi hızlandırmak için gerekenleri, iş insanlarını bakış açısından görmeleri gerekir. 2023 ihracat hedefi çok iddialı. Olmaz değil amma atasözünü hatırda tutmak gerekli “Tek el aşta, çok el işte.” İşler böyle yapılınca sonuçlar görülüyor. THY çok güzel bir iş yaptı ve biz ihracatçıları her yere taşıyor. Aynı işi ihracat mallarımızı Avrupa’ya taşımak için BALO ile yapmaya başladık.

Siyasette alt yapı yatırımlarından ziyade kaldırım yapıp çiçek dikmekle oy alınmaya çalışılır amma onlar da üç gün sonra göçer gider. Ancak kalıcı hizmet yatırımları memlekete ve millete gerçek faydayı verenlerdir.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019