Küresel iyimserlik bize pek yansımadı

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Bu hafta iyimserlik geri geldi. Geçtiğimiz haftalarda bozulan algı bu hafta biraz toparlandı. Bunun bizden çok dışarıda geliştiğini söylemek gerekiyor. İçeride en yeni bilgi 2014 yılı Kasım ayı işsizlik verileri. Bu da pek iyimserlik aşılayacak nitelikte değil. 

Dolayısıyla bu hafta oluşan iyimser ikliminin kökü dışarıda. Küresel piyasalarda olumlu gelişmeler oldu. Bunun içeriye oldukça sınırlı ölçekte yansıdı. 

Küresel piyasalarda son haftalarda iki risk unsuru yakından takip ediliyor. Bunlardan birisi artık yılan hikayesine dönmüş olan FED’in faiz kararı. ABD’de faizin yükseltileceği kesin de bunun ne zaman başlayacağı merak konusu. Hoş 2015 Haziran ayında likidite daraltılmasının başlatılacağı noktasında da genel bir fikir birliği var gibi ama yine de merak tepede. Hafta içinde FED’in geçen ayki toplantısının tutanakları açıklandı. Açıklama satır satır incelendi. Açıklamaya hakim olan genel yaklaşımın güvercin tadında olduğu belirlendi. Haziran’dan önce faizin yükseltilmeyeceğine dair işaretlerin güçlendiğine karar verildi. Ortalık yumuşadı. İyimserlik arttı. 

Dışarıda yakından izlenen, gideceği nokta merakla beklenen ikinci gelişme Avrupa Birliği ile Yunanistan arasındaki çekişme. Daha önce de işaret ettiğim gibi bu çekişme bir tür oyun gibi sürdürülüyor. İki taraf da karşısındakinin ne yapacağını, daha doğrusu ne yapabileceğini, neyi yapamayacağını kestirip kendi pozisyonunu ona göre belirliyor. Sonuçta uzlaşma olmaması halinde Yunanistan’ın Euro alanından çıkması olasılığı var. Avrupa’yı sallayacak ciddi bir risk bu. Dolayısıyla taraflar arasındaki müzakerelerin her adımı karamsarlık ya da iyimserlik üretiyor. Bu hafta Avrupa’dan Yunanistan’ın borçlarının yeniden yapılandırılması konusundaki ısrarını geriye çektiği haberi geldi. Yunanistan’ın alacaklılarının oluşturduğu ve bu ay sonunda süresi dolacak olan destek paketinin altı ay uzatılmasına razı olduğu anlaşıldı. Bu sonucu Yunanistan’ın geri adımı, radikal Syriza partisinin yenilgisi olarak okuyanlar da vardı ama genel tepki ferahlama yönünde oldu. Euro alanında çanak çömlek patlamadan böyle bir uzlaşının ortaya çıkışı olumlu karşılandı. Ciddi bir iyimserlik rüzgarı esti. 

Bu iki gelişmeden kaynaklanan iyimserliğin bize bütünüyle yansıdığını söylemek zor. 

Tersine, bu hafta bizde güvensizlik ve karamsarlığın biraz daha koyulaştığı bile söylenebilir. Bunun ağırlıklı nedeni ekonomiye dönük algının bozulması değil. Güvensizlik ve karamsarlık üreten gelişmeler ekonomiden sosyal ve siyasal alana kaymış gibi görünüyor.
 
Son sıralarda siyasette tırmandığı gözlenen çekişmenin yanı sıra toplumsal yaşamda şiddetin gittikçe yoğunlaşması karamsarlık üretiyor. Ekonomi de bu gelişmelerin gölgesinde kalmış gibi görünse de genel algıyı iyimserlik yönüne çevirecek bir performans da göstermiyor. 

Bu bağlamda en son bilgi hafta başında açıklanmış olan istihdam ve işsizlik verileri. 2014 yılının Kasım ayına ait olan bu bilgiler iyimserliği destekleyici nitelikte değil. Geçen yılın sonuna doğru işsizliğin yükseldiği anlaşılıyor. Bir önceki yıl Kasım ayında yüzde 9.7 olarak ölçülen işsizlik 2014’ün Kasım ayında yüzde 10.7 düzeyine yükselmiş. 2013 yılının aynı ayında yüzde 11.0 olan tarım dışı işsizlik bir sonraki yıl yüzde 12.7’ye yükselmiş. 

Aslında çıplak sayılar sadece bir önceki yıla göre işsizliğin yükseldiğine işaret etmiyor, işsizlikte bu yılın Haziran ayında başlayan yükselmenin Kasım itibariyle devam ettiğini de gösteriyor. Ardışık aylar için ölçülen mevsimlik olarak düzeltilmiş verilere göre de işsizlik artıyor. 2014 Ekim ayında 10.6 olan işsizlik oranı Kasım ayında yüzde 10.7 düzeyine çıkmış. Aylar arasında benzer bir fark tarım dışı işsizlik için de söz konusu. O da yükseliyor.

İşgücüne katılma oranının geçen Temmuzdan bu yana belirgin biçimde yükseliyor olması işsizlikteki yükselmeyi kısmen açıklıyor sayılabilir. 2014 Haziran ayında yüzde 50.4 olan katılım oranı Kasım ayında yüzde 51.0 i bulmuş. Buna rağmen istihdamda gözlenen zafiyetin bütünüyle bu etkenden kaynaklandığını söylemek da yanıltıcı olur. Yılın ikinci yarısında büyümede de bir zafiyet görüntüsünün ortaya çıktığı biliniyor. İşsizlikteki yükselmenin önemli bir nedeninin büyüyeme sendromu olduğu da söylenebilir. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018