Küresel rekabet ve Türkiye

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA nevzatsaygilioglu@atilim.edu.tr

Dünya Ekonomik Forumu (DEF), geçtiğimiz günlerde 2018 Küresel Rekabetçilik Raporu’nu yayınladı.

Raporda ülkelerin rekabet gücü sıralamalarında ilk kez bu yıl yayınlanan yeni bir endeks temel alındı. Raporda; Küresel Rekabetçilik Endeksi 4.0 (Global Competitiveness Index 4.0) adı verilen bu endeksin temel amacının, bir yandan 2008 krizinin, bir yandan da 4. Sanayi Devrimi'nin harekete geçirdiği uzun dönemli dinamikleri rekabet gücü tanımına katmak ve böylece ekonomi politikaları için yeni bir kıyaslama amacı yaratmak olduğu vurgulandı.

4. Sanayi Devrimi’nin dört ana kavramı olan esneklik (resiliance), çeviklik (agility), inovasyon ekosistemleri (innovation ecosystems) ve insan odaklı yaklaşım (human centric approach) doğrultusunda 12 yeni bileşen kullanılmış. Bu bileşenler aşağıdaki tabloda yer alıyor.

Raporda daha önceki senelerde kullanılmış endekslerle Küresel Rekabet Endeksi 4.0 arasında önemli kavramsal ve yöntemsel farkların bulunduğu vurgulanmış. Bunun yanı sıra geçen senelerde farklı ülke kategorileri için bileşenlere farklı ağırlıklar kullanılmış iken, bu sene tüm ülkeler için aynı ağırlıklar kullanılmış.

Raporda vurgulanan temel bulgular şunlar:

1. Rekabetçilik ülkeler arasında sıfır toplamlı oyun değildir. Her ülke rekabetçiliğe erişebilir.

2. Mevcut durumda ülkeler arasında rekabetçilik bakımından büyük uçurumlar vardır ve bu uçurumların daha da büyüme riski yüksektir.

3. 4. Sanayi Devrimi’nde her ekonominin rekabetçiliğe ulaşma olanağı vardır.

4. Ekonomik sıçrama yapabilmek için teknolojiyi bir kaldıraç olarak kullanabilme kabiliyeti çok sayıda ülkede sınırlı kalmıştır. Bunun temel nedeni kurumlar, altyapı ve becerilerdeki yetersizliktir.

5. İnovasyonu teşvik etmek için bütünsel stratejiler gereklidir. Birçok ülke bu stratejileri hayata geçirmekte yetersiz kalmaktadır.

6. Rekabetçiliğin temellerini güçlendirmek şoklara karşı olan direnci yükseltir.

7. Eşitlik, sürdürülebilir kalkınma ve büyüme hedeflerine ulaşabilmek için proaktif ve ileri görüşlü önderliğe ihtiyaç vardır.

2018 Küresel Rekabetçilik Raporu’nun rekabet gücü sıralamasında yer alan 140 ülke arasında ilk üç sırayı bu sene ABD, Singapur ve Almanya almış. Bu ülkeleri İsviçre, Japonya, Hollanda, Hong Kong, İngiltere, İsveç ve Danimarka izlemiş. Rekabet gücü sıralamasındaki ilk 4 sıra da geçen yıl ile aynı olmuş. Ancak; Japonya üç basamak atlayıp 5. sıraya oturmuş ve dolayısıyla en çok ilerleme gösteren ülke olmuş.

BRICS ülkelerinden en yüksek sıralamayı geçen seneki yerini koruyarak 28. sıraya yerleşen Çin almış. Rusya 2 basamak ilerleyerek 43. sıraya, Brezilya ise 3 basamak gerileyerek 72. sıraya yerleşmiş. Hindistan 2017’deki sıralamasından 5 basamak ilerleyerek 58. sıraya oturmuş.
Türkiye, 2018 yılı küresel rekabetçilik endeksinde 140 ülke arasında, 2017 yılında 58. sırada iken bu yıl 61. sıraya gerilemiş. Ayrıca Türkiye, 12 bileşenin 11’inde Avrupa ve Kuzey Amerika ortalamasının gerisinde.

Alt başlıklar itibariyle bakıldığında; göreceli olarak Türkiye’nin iyi performans gösterdiği bileşenler altyapı, halk sağlığı ve inovasyon ekosistemi. Raporda; inovasyon puanının yüksek olmasına rağmen (19. sıra), girişimcilik ve pazar işleşiyinde olan sorunlardan dolayı, üretilen fikirlerin değere dönüşmesinde Türkiye’nin önemli kısıtlarla karşılaştığı vurgusu yapılmış. Ancak, makroekonomik ortam alt bileşeninde 2017 yılındaki 104. sıra ne yazık ki 2018’de 116. sıraya gerilemiş.

Öte yandan, Türkiye’nin yüksek enflasyon ve olumsuz borç dinamikleri ile boğuştuğu vurgulanmış, ABD’nin uyguladığı ticari yaptırımların tetiklediği döviz krizinin Türkiye’nin makroekonomik ortam bileşenini olumsuz etkilediği belirtilmiş.

Raporda, Türkiye’nin işgücü piyasası bileşenindeki sıralamasının da düşük olduğuna dikkat çekilmiş. Özellikle, işçi-işveren ilişkilerindeki katılık, sözleşmeler ve özellikle işten çıkartma maliyetleri kaleminde yaşanan gerilemeler vurgulanmış. Aynı şekilde kadınların 100’e karşı 39 ile işgücü piyasasına katılımının düşüklüğü üzerinde durulmuş.

Türkiye’nin küresel rekabetçilik endeksini yükseltmesi daha çok zaman alacak gibi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar