Liman planlama liman mühendisliğiyle olur

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Atilla AKBAŞ - Capt.& Shipbroker  Deniz-Liman-Petrol / Lojistik Yönetim Uzmanı

Denizden karaya karadan denize geçişi sağlayan donanımlı, en hareketli kısa bekleme yerleri olarak düşünebiliriz limanları. Bulundukları coğrafyanın insanlarını, yüklerini ve kültürlerini adeta birbirlerine bağlarlar. Yükleme ve tahliyelerin gerçekleştiği, aktarma-muayene-istif-markalama-belgeleme ve depolama vs. gibi gereklilikler de limanların olmazsa olmaz diye tariflendirilebilecek kurallar bütününe tabidir.

Başka bir ifadeyle ise; geniş su alanlarında rıhtım ve iskelelerine gemiler tarafından yanaşma yapılabilen, gemiden-kıyıya, kıyıdan-gemiye yük ve yolcu naklinin gerçekleştirildiği, gemilerin barınma-korunma ve diğer ihtiyaçlarının karşılandığı yüke yönelik işlemler için tesis edilen ticari etkinliklerin yürütüldüğü sınırlandırılmış kara ve deniz alanlarıdır.

Limanların gelişimi; denizyolu tercihinin artmasıyla büyüyen yük miktarının fazlalaşması gemi hacimlerini ve liman arazilerini daha geniş kara alanlarına yöneltti.

Ulaşım ve trafiğin liman faaliyetlerinin bir parçası olduğu günümüzde, liman olarak konumlandırılacak bölgeler ticaret mekanizmasının hızlı işlemesi anlamında hayati önem arz eder. Aksi takdirde telafisi çok güç ve zarar eden neredeyse atıl bir tesis kimsenin ilk kullanım tercihi olmayacaktır. Bu ana yapılanmaların yanında ikinci derecede önem arz eden diğer işler olarak, ticari, mali ve endüstriyel faaliyetleri sıralayabiliriz.

Deniz ulaşımının doğası gereği limanlar, sanayi ve endüstriyel serbest bölgelere yakın olarak tasarlandığından yük akışının da hızlı olması istenilen bir durumdur.

Deniz ve kara ulaşımının kesim noktaları olan limanlarda, yük ve gemi sayısı fazlaysa ve bu nedenle yük akımı engelleniyorsa, o liman tıkanıyor demektir.

Bu noktada ise, olması gereken iyi bir ‘’Liman Planlaması ve Mühendisliği’’ gerçekleştirilemeyerek istenilen hedeften uzak düşülmüş oluyor.

Tıkanıklık, trafiğin liman kapasitesinin çok üzerinde olmasından kaynaklanacağı gibi, tesis kapasitesinin azlığından da olabilir.

Limanlardaki fazla yük hacmi, yük elleçleme maliyetlerini de artırır. Dağıtım hızını düşürür. Yükte hasar oluşma ihtimalini yükseltir. Gemilerin açıkta demirleme süresini de uzatır, zorunlu kılar. Bu sebeple liman tıkanıklık ölçüsü; rıhtıma yanaşmak için açıkta bekleyen gemilerin sayıları ve bu gemilerin yanaşmadan önce belirlenen açıkta bekleme süreleriyle doğru orantılıdır.
Limanlar rekabet gücü oluşturacak şekilde çalışarak birbirlerini tetiklemelidirler.

Hatta yeni dizayn edilen limanlarda bu önemlidir, gözetilir ve takibi mutlaka yapılır. Limanlar kendi iç analizlerini yaparak ne tarafa doğru bir gelişim sergileyeceklerini belirlemelidirler. Ulusal ya da bölgesel rekabet alanlarının iyi etüt edilmesi kendi kimliğinin belirginleşmesinde de etkili olur.
Zamanın son derece önem arz ettiği işlevsel bir parametrede yürüyen limancılık sektörünün bazen isim babalığını da yapan şehirler bu paye sayesinde farklı bir kimliğe bürünürler.
Örneğin Hamburg Limanı, Noworossysk Limanı, Marsilya Limanı, Rotterdam Limanı dünya çapında ün kazanmış, şehrin önüne geçmiş, ona değer katmış bir eda ile anılmaktadırlar.
Ülkemizde ise, İstanbul, İzmir, Trabzon, Mersin, İzmit ve Bursa (Gemlik) bu piyasanın lokomotifi olarak akıllara kazınmıştır.

Yakın geçmiş tarihini incelediğimizde ise, kıyı kesimlerde bulunan deniz ulaşımına sahip şehirlerin ticaret ile zenginleştikleri ve ekonomik yapılarıyla öne çıktıkları görülmektedir.
Liman şehirleri stratejik, jeoekonomik ve jeopolitik özellikleri ile her dönem de ülkelerin lojistik merkezleri olma konumlarına gelmişlerdir.

Liman şehirlerinin ortak özellikleri su ile olan yakın ilişkileridir.

Bu coğrafi özellikler, diğer şehirlerden farklı daha bir üst ölçekte gelişmesine ve karakter kazanmasına neden olmuştur.

Deniz ayağında çalışan, sorumluluk taşıyan idareci ve liman işçilerinin de bu görevi taşıyabilecek nitelikte olması gerekir.

Kendisine gerekli olan deniz-liman-lojistik bilgi birikimine haiz olması şarttır. Sürekli alınacak eğitim ve kurs takviminin bir parçası olmayı deniz insanı vasfına sindirmelidir.

Yoksa; Allah göstermesin en ufak bir dalgınlık iş kazalarına kapı aralar.

Yazının başında liman planlamasından giriş yaptık. Limanı planlamak sadece kurulacağı bölgeyi doğru seçmek, deniz dibi derinliğinin ve ekipmanlarının uygunluğuyla bitmiyor.

Asıl unsurun, orada çalışacak kaliteli bireylerinde güven vermesi olduğunun farkındalığını hissetmeliyiz. En önemli işlevsel mekanizma da budur limanın kendisinden sonra.

Dileğim; bir şehrin kaderini değiştirebilecek güce sahip olan limanlarımızın denizcilik eğitimini almış, bu tip işlerle yoğrularak tecrübesine tecrübe katmış, gelecek zamanı sahip olduğu aurası ile sektörü yönlendirebilecek donanıma ulaşmış, yetenekli ve karakterli kişilerce idare edilmesidir.
Bu sektörün en önemli ihtiyacının bu olduğunu düşünenlerdenim.

Türk, Deniz ve Liman İşletmeciliği altın çağına ancak ehil ellerde ulaşabilir.

Denizi geldiği gün limanda gören ucuz maliyetin bu sektöre katacağı hiç bir şey yok.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ufuk çizgisi 03 Nisan 2024