Merak edilen fiyatlar

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Küresel ekonominin bir ara dönemden geçtiğini, bir geçiş süreci yaşadığını düşünüyorum. Uzun süre bol para-düşük faiz koşullarında yaşamış olan dünya ekonomisi şimdilerde ters bir konuma geçmeye çabalıyor. Bütün geçiş dönemlerinde olduğu gibi kısa erimli hareketlerle uzun vadeli eğilimleri ayırt etmek güçleşiyor. 

Güncel ilgi kısa vadeli değişimlere dönük kuşkusuz. Vade kısa olunca oynaklık ağırlık kazanıyor. Oynaklık bağlamında da fiyatlar oyunun baş aktörleri haline geliyor. Fiyatlar oynak olunca miktar büyüklükleri de kararlanamıyor. Oynaklık sürüp gidiyor. Oynaşan fiyatlar arasında merak bakımından öne çıkanlar var. Öne çıkan fiyatların üç ana grupta toplanması mümkün diye düşünüyorum. Petrol fiyatı bunlardan birisi. Faiz oranları ve döviz fiyatları da (kurlar) öteki iki grubu oluşturuyor. Bu gruplama sadece kişisel gözlemlerime dayanıyor. Söz konusu fiyatların son sıralarda merakın odaklandığı, tartışmaların yoğunlaştığı alanlar olduğunu gözlüyorum. 

Genel ilgi ve yoğunlaşma açısından birinci sırada petrol fiyatının yer aldığı söylenebilir. Petrol fiyatlarındaki belirgin eğilim aşağı yönlü. Petrol fiyatı bir süredir düşüyor. Genel hareket yönünde henüz kalıcı bir dönme yok. Petrol fiyatında düşme eğilimi daha başat olduğu için fiyatın daha ne kadar, nereye kadar düşeceği merak ediliyor. Bunu tam olarak kestirmek mümkün değil. Fiyat düşüşü hızlanınca arada bazı düzeltmeler oluyor, fiyatın hareket yönü yukarıya dönüyor. Sonra genel eğilime tekrar dönülüyor, fiyat yine düşüyor. Bu hareket deseni petrol fiyatına sınırlı bir oynaklık da veriyor. Dikkat ettiyseniz, geçtiğimiz günlerde petrol fiyatında böyle bir oynaşma oldu. 50 dolar civarına yerleşeceği tahmin edilen varil fiyatı önce bu düzeyin üzerine hareket etti, tam petrol fiyatı yukarıya döndü denilirken ters yönde bir düzeltme geldi ve petrol fiyatı 45 dolara geriledi. Bu kez petrol fiyatı çökecek değerlendirmeleri ortalığa döküldü. Haftanın ortasında yön tekrar yukarı döndü. Şimdi petrolün varil fiyatının bir kez daha 50 dolar düzeyini zorlayacağı düşünülüyor. Kendi adıma petrol fiyatının 46-48 dolar arasında bir dibinin, 52-55 dolar arasında bir tavanının oluşmaya başladığını, bunun altı ve üstü zorlandığında oynaklığın artacağını düşünüyorum. 

Faiz oranları genel merakın odaklandığı bir başka fiyat. Burada değerlendirmenin zaman boyutuna bağlı olarak iki farklı hareket öngörmek mümkün. Kısa vadede faizlerde yönün aşağıya doğru, oynaklığın da yüksek olacağı anlaşılıyor. Şimdilerde büyük ekonomilerdeki büyüme zafiyeti, emtia ve petrol fiyatlarındaki gerileme gibi nedenlerle küresel faizlere hakim olan hareket yönünün ve beklentinin aşağıya doğru olduğu gözleniyor. Örneğin iki gün önce Hindistan’da faiz 25 baz puan düşürüldü. Bizde de buna benzer bir indirim beklentisi olduğu malum. Kısa dönemde faizlerdeki bu hareketin daha yaygınlaşması da olası. 

Görece daha uzun vadede ise faizlerde iki farklı hareket yönü oluşması bekleniyor. ABD uzun süren gevşek para politikası uygulaması nedeniyle biriken likiditeyi çekmeye hazırlanıyor. Zamanlaması henüz net olmasa da likidite daraltılmasının daha ilk adımında ABD’de faizin yükselmeye başlayacağı biliniyor. Yani, görece uzun dönemde ABD faizinde hareket yönü yukarıya doğru olacak. Buna karşılık para politikalarını gevşetmeye daha yeni başlayan Avrupa (Euro alanı) ve Japonya gibi büyük ülkelerde uzun vadede zaten düşük olan faiz ya fazla değişmeyecek ya da aşağıya doğru sınırlı bir hareket yapacak. Dolayısıyla, sanırım en geç bir yıl içinde, dünya ekonomisinde böyle iki yönlü faiz hareketi göreceğiz. Bu bir yandan belirsizliği ve oynaklığı besleyecek bir yandan da döviz kurlarını hareket ettirecek. 

Döviz kuru bağlamında en fazla merak edilen nokta euro ve doların hareketi, dolayısıyla paritenin hareket yönü. Önümüzdeki dönemde euro ve doların fiyatları üzerinde Avrupa ve ABD’de ekonominin reel gelişmesi, büyüme performansları, faiz farkları, sermaye kazançları farkları, karşılıklı risk algıları, beklentiler vb. gibi faktörler etkili olacak. Bu faktörler açısından bakıldığında pek çoğunda ibrenin ABD’den yana olduğu görülüyor. Kısa vadedeki oynaklıklar dışında, önümüzdeki dönemde doların değer kazanacağı, euronun değer yitireceği dolayısıyla paritenin dolar lehine hareket edeceği anlamına geliyor bu. 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018