Miras olumlu değil

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Yılın ilk aylarında genellikle yeni yılın nasıl başladığını görmeye çalışırken bir yıl önceden devredilen iktisadi eğilim mirasının ne olduğunu da değerlendirmek isteriz. 2017 yılının ikinci ayının yarısını geçtik. Yeni yıldaki gelişmeleri somutlayacak olan veriler henüz sınırlı. Buna karşılık 2016’dan devreden mirasa ilişkin bilgiler gelmeye devam ediyor. Bunlar da henüz tamamlanmış değil. Ama olanlar da mirasın bütünüyle olumlu olduğunu göstermiyor.

Mirasa ilişkin kimi bilgiler tamamlandı. Örneğin, geçen yıldan bu yana yüksek bir enflasyon stoku devredildiğini biliyoruz. Enflasyon dinamiğine işaret eden veriler de enflasyondaki yukarı yönlü hareketin bu yılın en azından ilk aylarında da devem edeceğine işaret ediyor. Benzer bir şekilde sanayi üretim endeksi de önümüzdeki döneme dönük iç rahatlatıcı beklentiler uyandırmıyor. Geçen yıldan bu yıla devreden miras içinde önem bakımından en ağırlıklı olanı ekonomideki büyüme tabii. Buna ilişkin en son somut bilgi 2016 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin. Malum üçüncü çeyrekte ekonominin büyüme oranı negatif. Yani ekonomi büyümemiş, küçülmüş. Dördüncü çeyrek ve yılın bütününe ilişkin yan bilgiler ise ekonomideki temponun hala yavaş olduğu sinyalini veriyor. Zaten 2016 yılına dönük büyüme tahminleri de yıl içindeki yüzde 3 seviyelerinden 2.5 ve hatta daha da altı düzeylere çekilmiş durumda.

Bu hafta içinde 2016 yılının veri tablosunu tamamlayacak iki yeni bilgi geldi. Ödemeler dengesinin aralık ayı ve işsizlik istatistiklerinin kasım ayı verileri açıklandı. İşsizlik verisinin aralık da dahil üç aylık ortalama olduğunu düşünecek olursak bu hafta açıklanan veriler ile her iki alanda da yılın bütününü de görmüş olduk. Yılın son ayında ödeme dengesindeki hareketliliğin arttığını söylemek mümkün. Aralık ayında ihracatta olumlu bir hızlanma olmasına karşılık ithalattaki yavaşlama devam etmiş. Bu daralan ticaret açığına işaret ediyor. Ticaret açığının görece küçülmesi aralık ayında cari dengede de beklenin altında bir açık oluşmasına yardım etmiş. Yılın son ayında cari dengede 4.3 milyar dolar seviyesinde açık oluşmuş. Böylece 2016 yılı sonu itibariyle cari açık 32.6 milyar dolar olmuş. Malum, son birkaç sene içinde enerji fiyatlarındaki gerilemenin cari açığı daraltması bekleniyordu. Bu önemli ölçüde gerçekleşti de. Ancak 2016 yılı sonu itibariyle bu daralmanın durduğu ve ters yöne dönmeye başladığı görülüyor. 2015 yılının sonunda 32.1 milyar dolar olarak ölçülen cari açığın 2016 yılının sonunda da hemen hemen aynı noktada duruyor olması cari açığı küçülten unsurun etkisini kaybetme noktasına geldiğine işaret ediyor. Bunun önemli ölçüde petrol fiyatlarındaki gerilemenin duraklamasıyla bağlantılı olduğunu söylemek mümkün. Bu gelişmeyi 2017’ye devreden mirasın olumsuz bir boyutu olarak kaydetmek gerekiyor.

Ödemeler dengesi bağlamında 2016 yılına ikinci önemli gelişme açığın finansmanındaki kaynakların olumsuz yöne kaymış olması. 2016 sonu itibariyle ödeme açığı 32.6 milyar dolar, yılın bütününde dışarıdan gelen finansman kaynağı 22.3 milyar dolar olmuş Yani açık borçlanma dahil olağan dış kaynak girişiyle finanse edilememiş. Finansmanı büyük ölçüde dışarıdan gelen kaynağı meçhul fon girişi (net hata noksan) tamamlamış. Niteliği tam olarak tarif edilemeyen fonların cari açık finansmanında bu kadar büyük rol oynamaya başlaması 2017 için ikinci bir olumsuz miras ögesi olarak kabul edilmelidir.

Bana kalırsa istihdam ve işsizlikteki gelişmeler 2017 yılına devreden miras içinde en olumsuz tabloyu oluşturuyor. Açıklanan veriler 2016 yılının kasım ayında işsiz sayısında önceki yılın aynı ayına göre 590 bin kişilik artış olduğunu gösteriyor. İşsizlik oranı da 12.1 düzeyine yükselmiş. Aynı noktada tarım dışı işsizliğin 1.9 puan artarak yüzde 14.3 düzeyine, genç nüfusta (15-24) işsizlik oranının ise 3.5 puanlık artışla yüzde 22.6 seviyesine yükseldiği görülüyor. Öte yandan mevsim etkilerinden arındırılmış hesaplarda kasım 2016 işsizlik oranı yüzde 11.8 olarak ölçülmüş. Bu bir önceki yıldan sadece 0.1 puan yukarıda. Ama bu yöntemle hesaplanmış işsizlik oranları temmuz ayından bu yana yüzde 11in üstünde. Kısacası, geçen yılın ikinci yarısında işsizlikte oransal bir artış var ve yılın sonunda bu artış hız kesmemiş. Yani, 2007 yılına hem stok olarak 3.5 milyon kişilik bir resmi işsizler ordusu ile girmişiz hem de sayı ve oran olarak artış ivmesine sahip bir hareket bu. Bunu miras için çok ciddi ölçüde olumsuz bir tablo olarak okumak doğru olur diye düşünüyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018