Piyasalar siyasetten hoşlanmıyor

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS amurat@etu.edu.tr

Trump yönetiminin sağlık reformu paketini geri çekmesinden sonra dünya piyasaları biraz sallandı. Bazı yorumcular düzeltme hareketinin süreceğini düşünüyor. Bazıları piyasalarda iyimserliğin tekrar başlayacağını öngörüyor. Aslında kafaların altüst olduğu gözleniyor. Önemli finansal göstergelerden karışık sinyaller geliyor. Örneğin ABD’deki defansif hisseler, yani risk alma iştahı düşük olduğunda güçlenen hisseler önce yükseliyor, sonra çakılıyor. Düşük risk kategorisinde olan bu hisseler sert düşerken, altın gibi güvenli bir liman şubatta gördüğü dönemsel zirveyi zorluyor. Altın fiyatı yükselince havaya giren altın yatırımcısı yeni zirveler bekliyor. Diğer taraftan madencilik şirketlerinin hisselerinden şu aşamada altın fiyatına destek gelmiyor. Batılı yatırımcıların fiziki altın alımlarında da pek bir değişim gözlenmiyor. Kısacası dönemsel olarak birbirini desteklemesi gereken finansal indikatörlerden tutarlı sinyaller gelmiyor. Görünen o ki finansal piyasalar politik ajanda üzerinden fiyatlama yapmayı sevmiyor. Bu tarz ortamlarda yatırımcılar siyaseten neyin ne anlama geldiğini yorumlayamıyor. Güçlü dalgalanmalar nedeniyle piyasa profesyonelleri fark yaratamıyor. Politik gelişmelerin ağır bastığı her gün yeni bir senaryo yazılıyor.

ABD’deki oylamanın iptal olması Trump yönetiminin ağır bir mağlubiyet yaşamasını engelledi. Böyle bir yenilgiden sonra Cumhuriyetçilerin ve Demokratların birbirlerini suçlama yarışı başlayacaktı. Hem ABD yönetimi zor bir duruma düşmedi, hem de siyasi tansiyon çok yükselmedi. Bundan sonrasını analiz etmeye çalışırken Trump’ın iyi bir pazarlıkçı olduğunu unutmamak lazım. Trump, sağlık reformu vaadini gerçekleştirememenin acısını çıkarmak ister. Amerikan piyasalarında vergi indirimi ve altyapı harcamaları paketlerinin ılık rüzgarı esmeye devam edebilir.

Sadece ABD’de değil Türkiye’de de siyasi olayların ekonomik ve finansal etkilerini tahmin etmek kolay değil. Referandumdan çıkacak sonuç ne olursa olsun ben daha sakin bir dönem bekliyorum. Önümüzdeki dönemde fiyatlamalar, ekonomik temeller üzerine yoğunlaşır. Reel ekonomiyi desteklemek için; vergi indirimleri, KOSGEB kredileri, Kredi Garanti Fonu (KGF) ve kredi garanti kuruluşlarına Hazine desteği sağlanması gibi adımlar atıldı. Vergi indirimlerinin kısa vadede tüketime direkt etkisi olur. KGF kefaletiyle verilen kredilerde ciddi bir artış oldu. Sadece bir haftada 40.000’e yakın işletme bundan faydalandı. Önümüzdeki aylarda bunun ekonomi üzerinde pozitif yansımaları olur. Krediyi alan işletmelerin bir kısmı bu kaynakla geçmişten gelen kredi borçlarını öder. Yaratılan kaynağın bir bölümü yeni yatırımlara gider. Yatırımların artmasıyla büyüme ve istihdam tarafında bir hareketlenme olur. Artık, ‘‘Türkiye’de keşke şunlar olsaydı’’ diyerek hayıflanmayalım. Önümüze bakalım. Son 1-1.5 yılda kendi hatalarımız da oldu, kontrolümüz dışında olaylar da yaşandı. Açıklanan ekonomik tedbirlerin kısa vadedeki etkilerini görelim. Darbe girişiminden sonra yaşanan süreç ve referanduma hazırlık dönemi düşünülürse, ekonomik aktiviteyi canlandırmak için politikalar oluşturuldu. Türkiye ekonomisinin ihtiyacı olan yapısal reformları daha fazla konuşacağımız dönem yaklaşıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019