Politik ekonominin gölgesinde Türkiye Rusya tercihi

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS amurat@etu.edu.tr

Gallup’un son araştırmasına göre, Putin’in Rusya’daki popülaritesi yüzde 83 seviyesine yükselmiş. Çalışmada spesifik olarak Putin yönetiminin başarısı sorgulanmış. Bu oran 2013’te yüzde 54 idi. Görünen o ki, Ukrayna politikası Rusların hoşuna gidiyor. Putin’in agresif ve meydan okuyan tarzı beğeniliyor. Böyle bir destek, Putin’in belli başlı konularda geri adım atmasını zorlaştırabilir. Ekonomik zayıflığın, hükümetleri zorlayacağına inanılır. Rusya’da zıt bir durumun söz konusu olduğu görülüyor.
Amerikalılar, Irak ve Ukrayna krizlerindeki politik tutumu zayıf buluyor. Bir önceki dönemin Dışişleri Bakanı, 2016’daki Başkanlık Seçimi’nde Demokratların olası Başkan adayı Hillary Clinton bile Obama ile arasına mesafe koyuyor. Clinton, ‘‘Böyle bir dış politikayı desteklemiyorum’’ mesajını veriyor. 2008 seçiminde Cumhuriyetçilerin Başkan Adayı olan McCain, Rusya yanlısı ayrılıkçılarla savaşması için Ukrayna’ya silah yardımı yapılması gerektiğini savunuyor. Kısacası, hem kendi partisinden, hem de muhalefetten çok etkili isimler Obama’yı eleştiriyor. Obama yönetiminin takdir edilirlik oranı dibe vurmuş durumda. İsrail’in Gazze’de orantısız güç kullanmasına ABD yönetiminin pek ses çıkarmamasının nedeni bu olabilir. Düşen prestiji ve kredibiliteyi toparlama açısından; İsrail’in operasyonlarının desteklenmesi, Malezya uçağının düşürülmesinden sonra Rusya’ya yönelik yaptırımların sertleştirilmesi gerekiyor. Bu arada, Amerika’nın gelişmiş ülkeler arasında en iyi performans gösteren ekonomiye sahip olduğunu hatırlatalım. Bir tarafta resesyonun kıyısında dolaşan, borsa endeksi çökmüş bir Rusya. Dış politikadaki tutumu nedeniyle takdir edilen bir Devlet Başkanı Putin. Diğer tarafta ekonomisi iyi performans gösteren, borsa endeksleri rekor seviyelerde olan ABD. Bunlara rağmen eleştirilen bir Başkan Obama. Dış politikadaki tavır ve retorik, ekonomik ve finansal performanstan daha etkili olabiliyor.

AB’de daha çetrefil bir durum var. Merkel’in selefi Schröder, Rus enerji devi Gazprom’un yönetimindeydi. Hatta, doğum gününü nisan sonunda Putin’le birlikte Petersburg’da kutladı. Almanya’nın Rusya’yla ticari bağlantıları ABD’den çok daha güçlü. İtalya’nın da Rusya ile önemli ticari ilişkileri var. Malezya uçağının düşürülmesi algıyı biraz değiştirdi. Fransa ve İtalya, Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımların artırılmasını destekleyebileceklerini söylüyor. Merkel ‘‘Yaptırımların genişletilmesi için erken’’ sinyalini veriyor. Rusya’nın geri adım atıp atmayacağı önemlidir. Merkel bunu görmek istiyor. Tabii politikalarına yönelik destek yükselmişken, Putin’in Ukrayna’daki tutumu ne kadar değişir? ABD yönetimi ‘‘Askeri çözümler yok’’ diyor. Bu durumda, ABD’nin Rusya’ya yönelik baskısı finansal tarafta artabilir. Putin geri adım atacak gibi görünmüyor. AB tarafında bir Hollanda duygusallığı var. Almanya yaptırımlar konusunda ne kadar isteksiz olursa olsun, Putin’in tavrını değiştirmemesi AB tarafında sıkıntı yaratır. Rusya doğal gaz silahını kullanabilir. Çok düşük bir olasılık da olsa, Rusya Doğu Ukrayna’nın büyük bir kısmını işgal bile edebilir.

Küresel ekonomik ve politik denklem belirsizleşiyor. Politik ve askeri açıdan her an her şey olabilir. Sıkıntıların yaşanacağı açıktır. Böyle bir ortamda, ‘‘Yatırım için Rusya mı Türkiye mi’’ tercihinin rahatça yapılacağını düşünmüyorum. Petrol fiyatı artınca, Rusya’nın yatırımcı raporlarındaki ağırlığı artar. Fiyat düşünce, Türkiye’nin cazibesinin arttığı söylenir. Denklem bu kadar kolay değil. Rusya risklerden korunmaya çalışıyor. Asya’ya açılıyor. Kaldı ki, Rus hisselerinin oldukça değer kaybettiği söylenebilir. Dünya piyasalarında en sevilmeyen finansal varlıklar Rus hisseleridir. Gazprom, Lukoil, Rosneft gibi dev şirketler çok değer kaybettiler. Bu şirketlerin tek sıkıntısı Rusya’da olmalarıdır. BİST’te değerlemeler açısından büyük fırsatlar sunan sektörler nedir? Ayrıca, olası risklere karşı pozisyon aldığımız da söylenemez. Rusya’nın doğal gaz silahını kullanması durumunda, Avrupa’ya doğal gaz Türkiye üzerinden gidebilir. AB’den ‘‘İran’a yönelik yaptırımlar hafifleyecek’’ açıklaması geldi. Her ülke alternatif politika üretiyor. Dış politikadaki sert tutumun prim yaptığı bir dönem yaşanıyor. Politikacıların bunu içselleştirdikleri görülüyor. Yabancılar bunu yaparken bir şeylere de güveniyor. Türkiye hangi politikalara güveniyor?

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019