Politikalar yeniden şekilleniyor

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Hafta içerisinde TCMB’nin olağan PPK toplantısı yakından takip edildi. Genel konsensüs çerçevesinde politika faizinde herhangi bir ayarlama yapılmadı. Nisan ayında başlanan sözlü yönlendirme süreci bu toplantıda da devam etti. Şimdi az çok resim daha belirgin bir hal aldı. i) Liranın çapraz parite işlemlerinde ciddi bir baskılanma durumu söz konusu olmaz ii) Yurt dışı fiyatlama koşulları ve beklentiler izin verir iii) Enflasyonda da üçüncü çeyrekte belirginleşecek olan dezenflasyonist süreç –baz etkisi kaynaklı- çekirdek kalemler nezdindeki mevcut hareketi ile desteklenmeye devam edecek olursa Temmuz ayında olası politika hamlesi potaya girmiş durumda. Tam da bu noktada zamanlama konusunu ve nereden gelip nereye doğru gittiğimize geniş bir çerçeveden bakmakta fayda var.

Yıl başlangıcında TCMB açısından içerisinde bulunulan koşullar oldukça elverişliydi. Uzun bir aranın ardından yerli ve yabancı analistlerin kuruma yönelik uzlaştığı nokta 500-600 baz puana dek ulaşan beklentilerde politika faizinin 2019 yılı içerisinde indirilmesi olarak şekillenmekteydi. Hatta öyle ki Mart ayında sinyal verilmesi, Nisan ayında sembolik düzeyde adım atılarak piyasa nabzının ölçülmesi ve Haziran toplantısında ise kayda değer şekilde hamlelerin yapılması senaryoları yüksek sesle tartışılıyordu. Ancak, böyle olmadı. 2018’in ikinci yarısından devralınan elverişsiz iç talep koşullarının enflasyon açısından destekleyici durumda olmasına rağmen kur geçişkenliğinin azalan etkide devam etmesi, gıda fiyatlarının ortalamalar üzerinde oluşum göstermesi, rezervlere yönelik tartışmalar, iç ve dış politikanın yeniden bir adım öne çıkması ve ülke risk primindeki ciddi artış TCMB’ye dair beklentilerin zamanlama ve boyut açısından revize edilmesine neden oldu. Gelinen noktada Temmuz ayı için dahi belirli koşulların oluşması durumunda sinyal niteliğinde prematüre adım atılabileceğini konuşuyor olmak hali hazırda kırılganlığın devam ettiğini göstermekte. Genel politika ayarlaması konsensüsü ise 100-200 baz puan civarına revize ediliyor. TCMB’nin Haziran PPK’sında gösterdiği duruş, finansal istikrarı göz ardı etmek istemediğinin teyidi konumunda. Önemli midir? Kesinlikle.

Buradan hareketle bizim dışımızdaki dünyayı da konuşmalıyız. Mevcutta GOÜ statüsünde olma durumumuzda değişiklik yok. Ortada bir şekilde fiyatlama ve fon akışı varsa ve kendinize has ayrı bir oyun değiştirici durumunuz söz konusu değilse grup ile birlikte hareket etmeniz gerekir. Biz bir süredir bu şekilde davranış göstermekten uzaktayız. Zaman zaman istek içerisinde olsak da sürdürülebilirlik noktasında sorunlar yaşıyoruz. Fed’in Kasım 2018’den bu yana ortaya koyduğu yönlendirme değişikliği ve attığı adımlar Mart ayından bu yana ECB eliyle destekleniyor. PBOC’nin takındığı tavır ise açık bir şekilde destekleyici konumda. Böylece GOÜ grubu ekonomileri için yavaşlayan global ortamda daha düşük politika faizi belirleme imkanları oluşuyor. Buna da ‘döngü karşıtı kalanlar ve döngüye ayak uyduranlar’ tanımlaması yapılıyor. Örneğin, Asya ekonomileri Çin’in attığı adımlar ekseninde politika duruşlarını ayarlıyorlar. Hindistan’da RBI trendin gerisinde büyüme gösterme sinyalleri veren ekonomiyi desteklemek adına 10 yılın en düşük seviyesinde politika faizi ayarlaması yapıyor. Benzer şekilde, Rusya’da CBR’nin de 1-2 çeyrek içerisinde bu tarz bir tavır sergilemesi bekleniyor. Zira kendi yönlendirmeleri bu şekilde. Nedir? İletişimi ne kadar sağlıklı kurar ve yönetirseniz karşılığını da o ölçekte alırsınız. Nasıl? Hindistan’da faiz indirimine rağmen Hint rupisinin Amerikan doları karşısında son 1 aylık performansta hala daha yüzde 1’in üzerinde primli olması ve 3 ay vadede beklenen oynaklık seviyelerinin düşük seyretmesi gibi. Durum tam olarak bu.

Belirli gerçekleri kabul edelim ve yazıyı toparlayalım. Önemli bir politika ayarlaması fırsatını zaman ve boyut açısından kaçırdık. Üstelik olmayacak işlerin olduğu, beklenmeyen yönlendirmelerin ve değişikliklerin yapıldığı böylesi global para politikası ortamında. “Fed cephesinde faiz artırımı olur mu, olursa ne kadar?” tartışmalarından indirimin ne kadar yakın olabileceği noktasına gelinen evrende geleceği şekillendirmeye çalışıyoruz. Dikkatli ve sabırlı olmak gerekebilir. Evet, bir yandan ekonomideki ivme kaybı para politikası cephesinden desteklenmeli düşüncesi haksız değil. Öte yandan para politikasının diğer cephelerden gelen güven kaybına karşı güvenli alan yaratma çabaları da göz ardı edilmemeli. Üstelik ne ölçekte destek atabileceği, sorunları tek başına çözmeye muktedir olduğu da ayrı bir tartışma ve yazı konusu iken. Olaya ciddiyetle yaklaşarak kapsamlı bir mühendislik icra etmemiz gerekiyor. Hatta geç bile kaldık.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ECB hamleleri ve riskler 14 Eylül 2019
GOÜ heyecanı her yerde 07 Eylül 2019
Beklemekle oluyor mu? 17 Ağustos 2019