Rekor büyüme oranları üzerine
Haziran ayı sonuna girilirken belli başlı ülkelerden arka arkaya büyüme rakamları açıklanmaya başlandı. Bu verilerden kimi ülkeler istediklerini bulamaz iken, kimi ülkeler yüksek oranlı büyüme rakamlarına ulaştı. Ülkemizin Başbakanı gibi işi 400 metre bayrak yarışı olarak algılayıp, rekorlar peşinde koşanlar da oldu. Bizim gibi hafızası zayıf ve kolaycılıktan hoşlanan ülkelerin kamuoyları da, herhangi bir sorgulamaya girişmeksizin hemen bu yargıların üzerine atladı.
Gelin onların yapmadıklarını iktisatçı kimliğimizle biz yapalım. Yani büyüme üzerine sorgulama işini birlikte yapalım. Bunu yaparken de dedektif gibi davranıp, bazı bulguları araştıralım. Sonra bunları birleştirip sonuca gidelim. İlk yapacağımız eylem elbette durum tespiti yapmak. Evet, Türkiye yüzde 11,7'lik bir rekor bir büyüme oranı yakaladı. Diğer rekortmen ülkelerde, aşağıda verdiğim tablodan da izlenebileceği üzere bize yakın ya da biraz üzerimizde büyüdüler. Çin yüzde 11,9, Singapur yüzde 15,5 ve Tayvan yüzde 13,3 büyüyerek Türkiye'nin üzerinde büyüme oranlarına ulaştılar. Hindistan yüzde 8,6 ve Malezya yüzde 10,1 oranında büyüyerek, Türkiye'nin hemen ardında yer aldılar.
Ülkeler Büyüme Oranı (%) İşsizlik Oranı (%) Cari Denge/GSYİH (%)
Çin 11,9 9,6 +4,1
Hindistan 8,6 10,7 -1,7
Malezya 10,1 3,2 +13,7
Singapur 15,5 2,2 +12,6
Tayvan 13,3 5,2 +8,3
TÜRKİYE 11,7 13,7 -4,8
Kaynak: The Economist, July 3 2010, kullanılarak hazırlanmıştır.
Büyüme rekorlarına imza atan ülkeler ile Türkiye arasında bazı farklılık var. Bunlardan belki de en önemlisi büyümenin finansmanı ile ilgili. Türkiye ve Hindistan dışındaki ülkeler büyümelerini cari açık ile finanse etmeyen ülkeler. Hindistan'ın bu konuda Türkiye'den ayrıştığını söyleyebiliriz. Çünkü Türkiye'nin cari açığının GSYİH'ye oranı yüzde 4,8 iken, Hindistan'ın ki sadece yüzde 1,7. Bu oranlara göre Türkiye büyümesini yurtdışı tasarruflarla yani borçlanma ile finanse ederken, diğer ülkeler tam aksine büyümelerini ulusal tasarrufları ile finanse etmektedir.
Diğer ülkelerle Türkiye'nin ayrıldığı bir başka nokta da işsizlik oranı konusunda. Türkiye bu ülkeler arasında yüzde 13,7 ile en yüksek işsizlik oranına sahip. Yani rekor büyüyen ekonomiler arasında yer alan Türkiye bu büyümeyi borçla finanse ederken aynı zaman da işsizliği azaltan bir istihdam da yaratamamış.
Yapmış olduğumuz bu tespitler Türkiye'de işsizliğin azaldığını, Türkiye'nin rekor büyüme oranlarına imza attığını kanıtlamak için televizyon, televizyon dolaşan kimi akademisyen yazarların hoşuna gitmeyecektir.
Allah'tan bu ülkede iktisatçıların tümü iktidarların istediklerini söyleyenlerden ibaret değil. Yine de onlar hakkında fazla yorum yapmayalım. Fakat şunu da söylemden geçmeyelim: İstatistikleri çarpıtarak yorumlayanlar iktisat bilimine yazık ediyorlar. Bu iş bu kadar ucuz değil.