Riskli dönemde çok gerilemedik

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Geçen yıldan devralınana miras pek olumlu değildi. Talep duraklamış, ekonomi yavaşlamış, ivme kaybolmuş gibi bir görüntü vardı. Ama en olumsuz miras hangisiydi derseniz kendi adıma birikimli biçimde gündeme gelen iç ve dış riskleri işaret ederim. İçeride adeta ipe dizilmiş gibi gündeme gelecek olan seçim maratonu zaten tek başına kafi risk sayılırdı. Bunun üstüne siyasi iktidarın kendi içinde yaşadığı yarılma, fazlasıyla gerilim yüklü bir yerel yönetim seçimi süreci, yolsuzluk tartışmaları ve sosyal medya bağlamında ortaya çıkan otoriter görüntü hep risk hanesine yazıldı. Risk algısı fazlasıyla bozuldu. Sonuçta, iç risklerin adeta tavan yaptığı bir “ilk çeyrek” yaşadık. 

Dış riskler de bu görüntüye önemli katkılar sağladı. ABD Merkez Bankası’nın başlattığı küresel likiditeyi daraltma süreci en önemli riski oluşturdu. Geçtiğimiz yılın ilk çeyreğinin sonundan beri gündemde olan bir olguydu bu. 2014 yılının ilk çeyreğinde görece hafiflemiş olsa da bizim gibi gelişmekte olan ülkeler açısından varlığını hissettiren bir olgu olarak gündemdeki yerini korudu. Dış dünyada risk algısını besleyen siyasi gerilimler bu seneye de taşındı. Bu stoka 2014 de bir de Ukrayna ilavesi yapıldı. Dış dünyadaki gelişmeler riskten kaçınma eğilimini arttırdı. Yılın başında gelişmekte olan ülkelere dönük sermaye akışında ciddi yavaşlama oldu. Bizim gibi yüksek oranlı bir dış açığı sermaye girişiyle finanse etmek durumunda olan ülkeler bu gelişmeden fazlasıyla etkilendiler. Kırılgan görüntüleri daha da bozuldu diye afişe oldular. Dış kaynak kuruması bunlarda biraz daha abartılı oldu. 

Risk evrenindeki bu kabarmanın sonuçları da oldu tabii. Örneğin bizde faizler yükseldi, TL ciddi ölçüde değer kaybetti ve bu ikisinden ayrık olarak kredilerin frenine basıldı. Özellikle tüketici kredilerinde hatırı sayılır bir yavaşlama sağlandı. Bu koşullarda özel yatırım harcamalarının zaten pek bir matah olmayan ivmesinin daha da gerilediğini düşünmek mümkün. Tüketim harcamalarında belki gerileme olmadı ama artma da olmadığını varsaymak pek yanlış olmaz. Sonuçta, yılın başından bu yana iç talep zafiyeti kendisini hissettirdi. 

Bütün bunlar yılın ilk çeyreğinde büyümenin iyice yavaşlamış olabileceği izlenimini doğurdu. Yılın başında yapılan büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize etmek isteyenler oldu. Ama gelişmeler bu yönde olmadı. Tersine son bir iki haftadır gelen haberler, yapılan yorumların iyimserliğe kaydığı gözlendi. İçeride seçim sonrasında tansiyon düştü, ekonomiden uzaklaşmış olan ilgi tekrar geri döndü. Dışarıda ise özellikle ABD büyümesine ilişkin olumlu haberlerin yanı sıra FED’in hemen faiz arttırmayacağı yönünde bazı işaretler ortaya çıkması beklentileri biraz daha düzeltti. ABD de yeni bir maliye krizinden kaçınılması da iyimserliği besledi. Son günlerde de Putin’in girişimi Ukrayna riskini bir miktar yumuşattı. 

Genelde düzelen ortama son katkı da dün geldi. Sanayi sektörünün Mart ayı performansı ve bununla birlikte yılın ilk ayının sanayi büyüme verileri açıklandı. Yeni bilgiler, bütün olan bitene rağmen, ekonominin çok da fazla zemin kaybetmediğine işaret ediyor. 

Sanayi sektörünün GSMH ile neredeyse bire bir örtüşen bir gelişme çizgisi izlediği bilinir. Bu nedenle de GSMH verilerinden çok önce açıklanan sanayi üretimi verileri büyümenin en önemli öncü göstergesi olarak kabul edilir. Yeni bilgiler Mart ayında, bir önceki aya göre, sanayi üretim artış hızının yüzde 4.2 olduğunu gösteriyor. Takvim ve mevsim etkisinden arındırıldığında bu hız yüzde 0.4 olarak hesaplanmış. Bu bağlamda en yüksek hızın yüzde 1.9 ile dayanıklı tüketim malları imalatında sağlandığı anlaşılıyor. 

Mart ayı sanayi üretim bulguları ile birlikte 2014 yılının ilk çeyreğine ilişkin tablo da belirginlik kazanmış oldu. Buna göre 2014 yılının ilk çeyreğinde bir önceki üç aya göre sanayi üretimi yüzde 1.4 artmış. Daha da ilginci, 2014 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın (2013) ilk çeyreğine göre, takvim etkisinden arındırılmış, sanayi üretiminin yüzde 5.3 atmış olması. 

Yeni veriler bu yılın ilk üç ayında sanayi üretiminin kayda değer bir hızda büyüdüğünü gösteriyor Bu dönemde ekonominin de benzer bir hızda büyümüş olabileceğine işaret ediyor bu sayılar. Yılın başından bu yana yaşanan gelişmeler ve risk algısında ortaya çıktığına hükmedilen risk patlamasına karşılık böyle bir performans iyi haber doğrusu. Riskli dönemde gerilemediğimizi gösteriyor en azından. 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018