Savaşın 3. yılına girilirken Türkiye-Rusya ekonomik ilişkileri

Burcu KÖSEM
Burcu KÖSEM burcu.kosem@dunya.com

17 Mart 2024’te Rusya’da genel seçimler var. Ve Putin’in olası Türkiye ziyaretini de bu tarihten önce yapacağı tahmin ediliyor.

Bundan tam 2 yıl önce 24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan sıcak savaş, hemen tüm dünyadaki küresel ekonomiyi yeniden şekillendirdi. Bu sıcak savaş, arz kaynaklı (enerji ve gıda) bir enflasyonu başlatarak, hem küresel merkez bankalarının sıkılaşmasına hem de Batı’nın giderek dozu artan ambargolarıyla küreselleşme dışı çok kutuplu bir dünya ve ticaret düzeninin oluşmasına zemin hazırladı.

Bu süreçte ülkemiz Ukrayna’dan yana bir siyasi tavır benimsedi. Ama ticaret ambargolarına dahil olmadı. Hatta Batı ile Rusya arasında bir arabuluculuk rolü de üstlendi. Bu doğrultuda 2022 Temmuz’unda oluşturulan Karadeniz Tahıl Girişimi, Türkiye ve BM’nin Rusya ve Ukrayna ile ayrı ayrı imzaladığı mutabakat muhtıraları ile yaşama geçti. Ancak imzalanan bu muhtıralar Rusya’nın bazı gerekçeleriyle iptal edildi. Türkiye ise geçen sene iptal edilen girişim ile ilgili ikili temasları sürdürmeye çaba sarf etti. Ancak o dönemden bu güne BM’nin desteğini göremedi.

Şu aralar dünyanın gündeminde olan bir konu da Putin’in 12 Şubat için planlanan ancak daha sonra ileri bir tarihe ertelenen Türkiye ziyareti. Bilindiği üzere 17 Mart 2024’te Rusya’da genel seçimler var. Ve Putin’in olası Türkiye ziyaretini de bu tarihten önce yapacağı tahmin ediliyor.

Bu ziyaret neden bu kadar önemli?

Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov da Putin’in ziyaretinin hem ikili hem de bölgesel konuların görüşülmesi açısından önemli olacağını vurguluyor. Tahıl konusunda Ukrayna bazı gemilerini hâlâ Karadeniz’den geçirebiliyor ancak güvenlik büyük sorun olmaya devam etmekte. Diğer taraftan Rusya’nın ise sattığı tahılın parasını alamadığı için sıkıntıları var. Her iki tarafın da tatmin edilmesi gereken bir çözüm gerekiyor ve Türkiye bunun için uğraşıyor.

Gündemde tahıl anlaşması ve savaşın sona erdirilmesi var

Türkiye NATO’nun önemli bir ülkesi ve bu cihetle büyük ambargo altındaki bir ülke başkanının ziyareti dünyada önemli bir gündem oluşturuyor. Bu gündem tabii ki sadece tahıl anlaşması ile ilgili değil.Hatta asıl üzerinde durulan konu Türkiye’nin savaşın sona ermesi konusundaki arabuluculuk tavrı.

Hatırlatacak olursam; Türkiye, Ukrayna savaşının başlamasından sadece haftalar sonra Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanlarını Antalya’da bir araya getirmiş ancak anlaşma sağlanamamıştı. Ülkemizin Ukrayna’nın toprak bütünlüğü konusundaki tavrı da başından bu yana aynı ama yaptırımlara da taraf olmama konusunda da istikrarlı bir duruş sergiliyor.

ABD baskısı nedeniyle ticaret hasar alıyor

Türkiye’nin yaptırımlara taraf olmaması, ABD tarafından baskı görmesine ve sonucunda da ticaretinin ve transferlerinin hasar almasına neden oluyor. Savaşın başından bu yana Türkiye Rusya arasındaki ticaret artış kaydetmiş. TÜİK verilerine göre, Rusya'nın Türkiye'nin toplam ihracat ve ithalatındaki payı, işgalin ardından önceki dönemlere göre artış kaydetmiş.

Rusya’ya yönelik ihracatımız 2022 yılında yüzde 61,8’lik bir artışla 9,3 milyar dolar seviyesinde tezahür etmiştir (8’inci sıra); Rusya’dan ithalatımız da 58,8 milyar dolar ve yüzde 16,2’lik pay ile ilk sıraya yükselmiştir. İkili ticaret artarken ABD Hazine Bakanlığı ise boş durmamış ve 22 Ağustos 2022’de TÜSİAD’a Türk şirketlerinin yaptırım uygulanan Ruslarla çalışmamalarına yönelik bir uyarı (hatta tehdit denilebilecek) mektubu göndermişti.

Yine 2022 yılında en çok tartışılan konulardan biri de AB ülkeleri ve G7’nin Rusya’ya uyguladığı petrol ambargosu neticesinde Türkiye’nin enerjide transit ve üs ülke olma konusuydu. Putin’in Türkiye’ye yapacağı ziyarette; Türkiye'de bir gaz merkezinin kurulmasına yönelik yol haritası ve Rusya-Türkiye arasında ortak bir banka kurulması gibi konular öncelikli görülüyor.

Ödemeler bankaların sıkı denetimiyle sekteye uğradı

ABD'nin Rusya ile iş yapan finans şirketlerine yaptırım tehditleri ve bu yaptırımların iki ülke ticaretindeki etkileri görülmeye başlandı.

ABD'de Joe Biden hükümeti Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasının yıl dönümü öncesinde çok sayıda kişi ve kuruluş hakkında yine yaptırım kararı aldı. Yaptırım kararı aldığı kuruluşlar arasında 16 Türk şirketi de yer alıyor. Bu karar, hem ithal petrol hem de Türk ihracatına yönelik bazı ödemeleri aksattı veya yavaşlattı. Ankara'nın Rus ham petrolü için yaptığı bazı ödemeler ve Rusya'nın Türk ihracatçılara yaptığı ödemelerde sorunlar oluştu.

Ocak ayında Türkiye-Rusya ticareti azaldı

Rus-Türk ödemelerindeki kesinti, Biden'ın 22 Aralık'ta Rusya'nın yaptırımları delmesine yardımcı olan firmaları ABD finans sistemine erişimlerini kaybetme riskiyle tehdit eden kararnameyi imzalamasıyla başlamıştı. Son veriler neticesinde Türkiye'nin Rusya'ya ihracatı ocak ayında yıllık yüzde 39 düşüşle 631 milyon dolara; Rusya'dan ithalat ise aynı tarih itibariyle yüzde 20,2 düşüşle 4 milyar dolara geriledi.

Ticaretteki düşüş ağırlıklı olarak -petrol dışı-makine ihracatı gibi sektörler etrafında şekillendi. Resmin bütününe baktığımızda görüleceği üzere ticaret konusunda yapılacaklar sınırlı.

Ödemelerdeki aksamanın giderilmesi konusu ise Türkiye devleti denetiminde köprü bir bankanın kurulması ile uygulanabilir gözükmekte.

Özetle seçimlerden sonra konvansiyonele dönüşün sadece ekonomiyle sınırlı olmadığını, dış politikadaki normalleşmeye paralel ilerlediğini ve bu esnada Rusya ile karşılıklı çıkarların korunma noktasının da giderek zorlaşabileceğini söyleyebilirim.

DÜŞÜNDÜREN SORULAR

1-Eşitsizlik AŞ’nin kâr etmesi mümkün mü?

 2 TV Tartışmalar haklı çıkmak için yapılıyorsa doğruyu nasıl bulacağız?

3- T zamanında yaşadıklarımız T-1 zamanındaki yaptıklarımızın sonucu ise, T+1 ‘i bugünden şekillendirmek için neyi bekliyoruz?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar