Seçim öncesi eğilimler

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Seçime birkaç gün kaldı. Düşük çoğunluklu AKP iktidarı ile koalisyon olasılıkları çekişir hale gelmiş gibi görünüyor. Şimdiden bu olasılıkların ekonomiyi nasıl etkileyeceği konusunda senaryolar konuşulmaya başlandı. Biz kendi senaryolarımızı daha önceden açıkladık. Şimdi seçimin kesin sonucuna göre durum değerlendirmesi yapacağız. 

Seçim öncesindeki ekonomik eğilimler seçimle birlikte ortadan kalkmayacak kuşkusuz. Dolayısıyla seçim sonrasının taze hükumeti öncelikle bu eğilimlerle hesaplaşmak durumunda kalacak. Seçim sonrası hükumete aktarılacak olan iktisadi eğilimlerin bütünüyle olumlu olduğunu söylemek zor. Son açıklanan veriler bunu gösteriyor.

Önceki bilgilerimize ek olarak son günlerde açıklanan mayıs ayı enflasyon verileri ve nisan ayı dış ticaret istatistikleri var. Dış ticarette düzelme eğilimi devam ediyor. Ancak bunun kaynağı biraz zayıf gibi görünüyor. İhracat önceki yılın aynı ayına göre bu yılın nisan ayında yüzde 0.2 artmış. Aynı dönemde ithalat ise yüzde 11.1 oranında azalmış. Ters yönlü bu iki eğilimin sonucunda dış ticaret açığı nisan ayında yüzde 31.9 azalarak önceki yıldaki 7.3 milyar dolar düzeyinden bu yıl 4.9 milyar dolara gerilemiş. Mevsim ve takvim etkilerine göre düzeltilmiş veriler de bu eğilimleri teyit ediyor. 2017 yılı nisan ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde5.3 artarken ithalat yüzde 0.3 azalmış. 

Bu veriler dış dengede bir süredir devam eden düzelmenin bu yılın ilk dört ayında da devam ettiğini gösteriyor. Seçim sonrasında oluşacak yeni hükumet açısından bu kuşkusuz olumlu bir eğilim. Ancak özellikle nisan ayı gerçekleşmelerinin altında yatan nedenler bu eğilimin sürdürülebilirliğini sorgulamayı gerektiriyor. Nisan ayındaki dış ticaret performansını sürükleyen üç etken var. Bunlardan birisi altın ihracatı. Nisan ayında altın ihracatı dikkat çekecek kadar yüksek bir düzeyde olmuş. Bunun dış ticaret dengesindeki hacimli daralmaya önemli katkı yaptığı muhakkak. Ancak bu hacimde altın ihracatını tekrarlamak pek olası değil. Dolayısıyla seçim sonrası kurulacak hükumetin karşılaşacağı dış denge performansı bu kadar olumlu olmayabilir. Ticaret büyüklüklerini ve dengeyi etkileyen ikinci etken döviz kuru değişmeleri, özellikle Euro-dolar paritesi. Hatırlarsanız, nisan ayında doların hızlı yükselişi karşısında euro önemli ölçüde değer kaybetmişti. Bu kur değişmesi değer ifadesi ile ölçülen ticaret büyüklüklerimizi etkiledi kuşkusuz. Bu etkenin devamlılığı da kuşkulu. Ticaret büyüklüklerimizin etkilendiği üçüncü faktör petrol fiyatları. Nisan ayındaki ithalat daralmasının önemli bir kısmının petrol fiyatlarındaki gerilemeden kaynaklandığı hesaplanıyor. Petrol fiyatlarındaki düşüş sürekli olmayacağı için dış dengeyi olumlu yönde etkileyen bu fiyat faktörünün seçimden sonra etkisini yitireceğini söylemek mümkün. Kısacası, seçim sonrasının iktidarı dış dengedeki düzelme ile değil bu eğilimin tersine dönmesi ile hesaplaşmak durumunda kalabilir. 

Seçim sonrasında ekonomiyi yönetecek kadroyu en fazla zorlayacak olan eğilimin enflasyondan kaynaklanacağı söylenebilir. Önceki gün açıklanan mayıs ayı verileri enflasyondaki yükselme eğiliminin hafifleyerek de olsa devem ettiğini gösteriyor. Tüketici fiyatları (TÜFE) mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 0.56 oranında yükselmiş. Bu durumda nisan ayında yüzde 7.91 olan yıllık tüketici enflasyonu da mayıs ayında hızlanarak yüzde 8.09 düzeyine çıkmış. Manşet enflasyonun yanı sıra çekirdek enflasyondaki eğilim de yükseliş yönünde. Gıda ve enerji fiyatlarını kapsamayan enflasyon ölçümleri nisan ayında yavaşlamıştı. Son veriler yıllık çekirdek enflasyon düzeyinin nisandaki yüzde 7.0 düzeyinden Mayıs ayında yüzde 7.48 e çıktığını gösteriyor. Aynı dönemde üretici fiyatlarında gözlenen eğilimler biraz karışık. Mayıs ayında yurt içi üretici fiyatları biraz hız kesmiş ve bir önceki aydaki yüzde 1.43 artış hızından yüzde 1.11 düzeyine yavaşlamış. Buna karşılık yıllık bazda üretici fiyatlarındaki artış bir önceki yılın aynı ayında yüzde 4.80 olan düzeyinden hızlanarak bu yılın mayıs ayında yüzde 6.52 ya çıkmış. 

Gördüğünüz gibi hem tüketici hem üretici fiyatlarındaki yükselme eğilimleri mayıs ayında pekişmiş. Yani her iki anlamda da enflasyon yükselmiş. Bir süredir tüketici fiyatlarını peşine takmış olan gıda fiyatlarındaki hızlı yükselmelerin mayıs ayında gerilemeye başlaması iyi haber. Ancak çekirdek enflasyondaki hızlanma gelecek için olumlu bir eğilime işaret etmiyor. Seçimden sonra oluşacak yeni hükümetin ilk ve acil meselesinin yüksek enflasyon olacağı anlaşılıyor. 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018