Seçim rüyasından uyanıldığında

Nazlı SARP
Nazlı SARP nazli.sarp@dunya.com

Politika, politikacılara bırakılmayacak kadar ciddi bir meseledir. Charles DeGaulle

Türkiye’de seçim dönem­leri genellikle insanların kendi rengini temsil etmeye yaklaşmasının verdiği hazla olacak, bir miktar gruplaştı­ğı, bloklaştığı zamanlar ol­muştur hep. Seçim 2023’ün ise her zamankinden kes­kin ve duygusal bir teması ol­duğu konusunda hepimiz hem­fikir olabiliriz. Seçim kampan­yası, yaşadığımız elim deprem felaketi nedeniyle bir miktar bu­ruk geçmiş olsa da sanki Selda Bağcan’ın şu güzelim (Öyle Bir Yerdeyim ki -1986) şarkısındaki güftelere çok benzerlik gösterdi:

Dostum, dostum, güzel dos­tum

Bu ne beter çizgidir, bu

Bu ne çıldırtan denge

Yaprak döker bir yanımız

Bir yanımız bahar, bahçe

Yukarıdaki güftelere eko­nomik açıdan bakılacak olur­sa: Ücretlilerin gelirden aldık­ları payın düşmesi, çok yüksek enflasyon ve var olan gelir dağı­lımındaki adaletsizliğin daha da açılmış olması, azımsanmaya­cak türden bir sorun.

Diğer taraftan Eylül 2021’de başlayan ve resmen Aralık 2021’de Sn. Erdoğan’ın mani­festosu ile tanıtımına başlanan Türkiye Ekonomi Modeli belki de Cumhuriyet tarihi dönemin­de IMF’in stand by anlaşmala­rının zorunlu şartları dışında, üstelik hem içeriden hem de dı­şarıdan en fazla kritik olan eko­nomi modeli olmuştur denilebi­lir.

Bu modelin en temel amacı cari fazla yaratarak büyümenin sağlanmasıdır. Araçları ise dü­şük faiz (para politikası aracı) ve Liralaşma başta olmak üze­re makro ihtiyati tedbirler (ban­ka ve diğer mali kurumların bi­lançoları üzerinde diğer para politikası araçlarının uygulan­ması) oluşturulması ve enflas­yona geçişkenliği yüksek olan kurun, KKM enstrümanı yoluy­la bir tür çıpaya oturtulmuş ol­masıdır diyebilirim.

Bu politikaya ilişkin sonuçlar üzerinden bir değerlendirme ya­pacak olursam; Mart 2023 TC­MB verilerine göre cari işlem­ler dengesi 4,5 milyar dolar açık vermiş olup, 12 aylık kümülatif cari açık 54,2 milyar dolar olarak gerçek­leşmiştir. Üstelik turizmin azımsanmayacak katkısına rağmen… Cari açığın kom­pozisyonuna bakıldığında çok yüksek oranlı olarak dış ticaret açığından etkilendi­ği görülmektedir. Buraya kadar bakıldığında TEM’in istenilen hedefe ulaşmada başa­rılı olmadığı söylenebilir.

Diğer taraftan bu sonuca ula­şılmasında başarısız olunma­sı Türkiye’de yıllardır uygula­nan ve cari açığın kronikleşmiş olmasına hatta bu yönüyle üre­timde yapısal dönüşümün öte­lenmesini beraberinde getiren Ortodoks ekonomi modeline dö­nülmesi halinde sanki Alice Ha­rikalar Diyarında havasının olu­şacağı anlamına da gelmiyor. (yazılarımda sıklıkla ifade etti­ğim üzere)

TEM modeline yönelik eleş­tirim her zaman iki nedenle ol­muştur; ilki zamanlaması ki pandeminin tedarik zincirinde­ki daralma etkisi tam da Türki­ye ihracatı açısından bir fırsat oluşturduğu ve tedarik zinciri­nin yeniden dağıldığı bir anda patlak veren Rusya Ukrayna sa­vaşının yol açtığı enerji ve gıda krizinin küresel enflasyonu yük­seltmesiyle merkez bankaları­nın sıkılaşma adımlarına geçişi ve bizdeki enerji bağımlılığı ile dış ticaret açığının çok artması­na yol açarak, hedefe ulaşmakta büyük handikap oluşturmuştur.

İkincil olarak modelin iletişi­mi, piyasa ve sektör paydaşla­rıyla tam anlamıyla yapılama­mış. Sonuç olarak da piyasanın böylesine radikal bir dönüşümü kabul etmekte zorlanması ano­malilere (çoklu kur, çoklu faiz.. vs) yol açmıştır.

Son dönemde hem yurtdışı hem de yurtiçinden büyük taz­yikle önerilen geleneksel mo­dele geçiş ise teoride olduğu ka­dar pratikte öyle kolay gözük­memektedir. Ortodoks ekonomi modeline dönüş (faiz artışı) ve KKM gibi birikimli bir ısınma­dan çıkış; (buna bir çeşit dolari­zasyonun salınması diyebilirim) yani kurda ve kredi faizlerinde keskin bir yükseliş hem daralma hem de enflasyona neden olabi­leceği gibi bankaların da aktifle­rinde tuttuğu devlet kağıtlarının fiyatlarını al aşağı edebilir… Bu tablo da zamanlama açısından gerçekçi değildir zira 10 ay son­raki bir yerel seçime kimse kötü bir tablo ile gitmek istemez.

Özetle seçim rüyasından uyandığımızda gerçekler ekono­mik açıdan hiç de pembe olma­yabilir…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Kur, faiz, enflasyon 25 Mart 2024