Size inovasyoncu diyebilir miyim?

Yaprak ÖZER
Yaprak ÖZER HAYATIN İÇERİĞİ

Mehmet Gökhan Karatoy inovasyon uzmanı ve danışmanı. İnovasyon neredeyse Mehmet Gökhan Bey orada. İnovasyon olimpiyatı olsa altın madalya alıp çıkacak... Abartmıyorum. Üniversite yıllarından bu yana özel, kamu, yerli, yabancı tüm yarışmalarda derecesi var. Kaç taneye girdiğini hatırlamıyor. “50 var mıdır?” diye sordum, “Fazlası vardır” diye karşılık verdi. Öylesine özgüvenli ki, katılıp da dereceye giremeyeceği bir inovasyon yarışması olduğunu düşünmüyor. Bir başka deyişle, soruyu verin çözümü bulsun. Peki bunlar nasıl oluyor diye merak edeceksiniz ki, ben de aynı merak dürtüsüyle peş peşe sordum. Genlerden geldiğini iddia ediyor, babadan oğula geçmediğini de… Biraz karışık. Sevindirici kısmı hepimizde inovasyon geni var, üzücü haber kullanan yok ya da çok az.

- İnovasyonun sorun çözmek için iyi bir yöntem olduğu söylenebilir mi?

Aslına bakarsanız sadece sorun çözmek için var olan bir şey değil. Bazı şeyleri merak ederek de inovasyon yapılır.

- Farklı bakmak gerektiğini anlatmaya çalıyor olmalısınız.

Farklı bakabilmek, farklı görebilmek…

- Çözüm geliştirmek diyebilir miyiz?

Aslında çözüm de değil. Çözümü görebilmek.

- İlle de acı bir sorun olmasına da gerek yok. Fırsat olur mu inovasyon için?

Soruna da fırsata da gerek yok. İnovasyon bir şey elde etmek, kar elde etmek ya da fırsat elde etmek için kullanılacak bir araç değil.

- O zaman niye inovasyon yapıyorum, neden ihtiyacım olsun?

Bu genlerimizde olan bir şey…

- Türkiye’de genlerimizde inovasyon olduğu kanaatinde değilim, haksızlık mı yapıyorum…

Mesela bu röportajı yapış tarzınız bile bence farklı. Bizim insanoğlu olarak genlerimizde merak etme var. Yeniliği arama, araştırma, yenilik geliştirme genlerimizde var olan bir şey.

- İçimizdeki inovasyonu öldürmezsek demek istiyorsunuz herhalde.

Evet. Genlerde olduğu için öldürüleceğini düşünmüyorum. Babadan oğula geçen bir şey olmayabilir ama dedelerimizden belki atalarımızdan bir şekilde sıçraya sıçraya, atlaya atlaya bana gelmiş olabilir. Benim çocuklarımdan belki birine geçer, belki torunlarımdan birine geçer ama birinden birine mutlaka geçecek.

- Basit sorularımla devam edeyim; inovasyon nerede bulunur, iş dünyasında mı, sosyal hayatta mı, uluslararası ilişkilerde mi, nerede?

İnovasyonu böyle bir kurumun içinde ya da iş dünyasında aramaya gerek yok. İnovasyon insanın içinde var olan bir şey.

- Siz bu söylediklerinize inanıyor musunuz?

Evet. İş dünyası mecburen sahip çıktı. Çünkü yenidünya düzeninde emek yoğun bir sistemden bilgi yoğun bir sisteme geçildi. Artık bilgi kimdeyse o daha güçlü. Şirketler de, kurum-kuruluşlar da, ülkeler de bilginin peşindeler.

- Yine sizden ayrılıyorum. Bilginin koşan kurum sayısı az, çoğu düşmeden gidelim derdinde. Böyle gelmiş böyle gider diyenlerin nesine lazım inovasyon?

Bunun farkında olan şirketler zaten inovasyon konusunda gerekli atılımları yapıyor. Dev şirketleri incelerseniz her gün yeni bir şey çıkartıyorlar, yeni teknoloji üretiyorlar. Yani bunu çıkartan şirket değil, insan. İnsanın yaratıcılığı, insanın bir ürüne bakış açısı, yeni bir gelişim felsefesi, yeni bir bakış açısı.

- Bugüne kadar, güzel başlayıp hızla yüzeysel klişeye dönüşen konularda yazdım durdum, çöp olmalarına üzülüyorum.

Aslına bakarsanız inovasyon, insanın kendisini çözmesi. Sonu yok, insanoğlu var olduğu müddetçe olacak. Genlerimizde merak etme, yaratma, üretme, geliştirme, yeniliği arama dürtüsü var. Şirketler var olsa da olmasa da olacak bir şey.

- İnovasyon konusunu seçtiğiniz için mutlu musunuz?

Tabii ki çok mutluyum. Çünkü ben kendimi inovasyonla buldum. İnovasyon, olaylara farklı bakabilmek, farklı düşünebilmek, farklı hissedebilmek, bazen kimsenin duyamadığı sesleri duyabilmek, renkleri görebilmek, bakış açısıyla olaylara bambaşka bir boyut kazandırabilmek.

- Böyle doğduğunuzu düşünmüyorsunuz ama değil mi? Nasıl geliştirdiniz?

Ben küçüklüğümden beri yenilik, yaratıcılık peşindeydim, farklı şeylerle uğraşan yaramaz bir çocuktum. Bu yaramazlığım ortaokul, lise çağlarında da devam etti. Üniversite çağlarında yaratıcılığımın ne olduğunu, neler yapabileceğimi inovasyon yarışmalarında keşfettim. Yaptığım işin, yapacağım şeylerin inovasyon olduğunu öğrendim. Adı inovasyon ama insan kendini tanıdıktan sonra, üstün olan yeteneklerini fark ettikten sonra o yetenekleri üzerinde çalışma yaparak geliştirebilir. Yani inovasyon sadece fikir, proje geliştirmek değil. Her insanın diğer insanlardan farklı, üstün olan bir yeteneği var. Kimi insanlar çok iyi müzik yapabiliyor, sanatçı olabiliyor, resim yapabiliyor, el aletleri ile daha üstün şeyler becerebiliyor, bu genlerinden gelen birşey. O üstün olan yeteneğini fark edince inovasyon olmaya başlıyor, o alanda bambaşka dünyalar yaratıyor.

- Desem ki, inovasyonun yerine başka bir kelime bulun, Türkçe’de ne kullanırdınız?

Türk Dil Kurumu “Yenileşim” diyor. Yenileşme, yani her şey yeniliğe gebe gibi bir şey.

- İnovasyonda her şey yeni olmak üzerine mi kurulmalı?

Değil. İnovasyon, sırlar dünyasının anahtarıdır. Merak ettiğiniz bir konu var, bir olay var, bir durum var veya bir sorun var inovasyon işin içine girdiğinizde o sırrı çözmeniz için bir anahtar oluyor.

- Size inovasyoncu diyebilir miyim?

Animasyoncu diyen de oldu.

- Hangi konuyu verirsem vereyim altından kalkabilir misiniz?

Tabii ki. Çok iddialıyım.

- Mühendis ya da bir sosyal bilimci olmanıza gerek yok, her telden çalıyor olabilmek gerekiyor. Konuları nasıl ele alıyorsunuz?

Aslına bakarsanız çok basit bir açıklaması var. Sorunlar insan beyninde oluşur. Yani size göre bir sorun bana göre olmayabilir. Ya da başkasına göre bir sorun diğer bir kişiye göre sorun olmayabilir. Bence sorunlar da çözümler de beynin içinde gizli. Bütün her şey aslında beyinde kodlanmış olarak gizli bir şekilde duruyor. İnovasyon sadece o gizli kodları çözüyor ve size çözümü sunuyor.

- O kodları nerede öğrendiniz?

Öğrenmedim. O bütün insanlarda var olan bir şey. Ama sadece belli insanlarda o kodları çözebilme yeteneği var.

- İnovasyonla uğraşanların daha üstün yetenekli olduğunu mu düşünmeliyiz?

Evet.

Madem böyle yetenekliler, neden inovasyoncular, inovasyonu bir türlü anlatamıyorlar?

İnovasyonu anlatmak ayrı bir şey karşı tarafın anlaması ayrı bir şey. Benim anlattığım şekilde herkes anlayamaz ki. Herkesin benim söylediğimi benim düşündüğüm şekilde anlamasını bekleyemem. Diğer insanların inovasyona bakış açısını benim yaşadığım şekilde yaşaması gerekir ki, anlayabilsin.

- Türkiye’de inovasyon yapan kaç tane şirket var?

Aslında birçok şirket var. Ama gerçekte tam olarak inovasyon yapıyor mu dersek sayılıdır.
İki elin parmağı kadar. Şirkette her şeyden önce o kültür olmalı herhalde… Ama portal olmadan da inovasyon kültürünü oturtamazsınız. Ben şunları gördüm. Bizim 4-5 tane inovatif fikrimiz var, bunu şirket içindeki zeki olduğunu düşündüğümüz arkadaşlara verelim inovasyon yapsınlar, bu fikre sahip çıksınlar, biz de inovasyon yapmış olalım. Bu şekilde olmaz. İnovasyonu doğru anlatmak, inovasyonun ne olduğunu ne işe yaradığını, nasıl yapılabildiğini, neler katabileceğini gerçekten inanan arkadaşlarla bir kültür oluşturarak şirket içinde yapmak lazım.

- Ne işe yarar?

Bir kere şirket için mi, kişi için mi düşünmek lazım. Gelecekte ismim var olsun diyorsanız o zaman öyle bir şey yapmalısınız ki, tarihe geçmelisiniz. Eğer inovatifseniz bunu bulursunuz.

- Siz tarihe geçeceğinizi düşünüyor musunuz?

Ben inanıyorum. İnovasyonu doğru kullanırsanız, kötüye kullanmazsanız, insanlık yararına kullanırsanız muhakkak faydalı bir şey yaparsanız. Ama tarihe geçmekten kastım insanlığa faydalı bir şeyler bırakabilmek, bir eser bırakabilmek.

- Henüz bırakamadığınızı düşünüyorum. Daha vaktimiz var değil mi?

Evet. Daha yolun başındayız.

- Türkiye şu an ekonomi problemi mi inovasyon problemi mi yaşıyor?

Bence siyasi problem yaşıyoruz. Bizim elimizde olan şeyler değil. Ben o kanaatteyim. Yani siyasi problem derken hükümetin, devletin… İnovasyon problemi şöyle, ülkemizin inovasyon adına yapması gereken çok şey var, bu doğru. Atması gereken çok adım var, bu doğru. Örneğin çalışma yasalarında inovasyona ihtiyaç var, eğitimde de var, tarımda var, sağlıkta var.

- Bir günüz nasıl geçiyor?

İşin açıkçası olaylara farklı bakarak geçiyor. Her gün rutin yaşamın dışına çıkmak gerekiyor inovatif olmak için, inovatif düşünebilmek için, inovatif yaşayabilmek için.

Normal günlük hayatınızda neler varsa yaşadığınız, sabah kalktığınızdan işinize gelene kadar, onu komple değiştirdiğinizi düşünün. Uyandığınızda yaptığınız eylemden işe gelene kadar, işte yaptığınız eylemden eve dönene kadar, düşünme yapınızdan çalışma yapınıza kadar, ilişkilerinize kadar, iş yönetim tarzınıza kadar. Haber dinlemeyin mesela. Metrobüste seyahat ederken mesela haberleri etraftan duyun. Bu da değişik bir haber alma yöntemi. Böyle kalabalık bir yerde, insanların sohbet ettiği bir yerde 5 dakika durup gündemde neler var dinleyebilirsiniz.

Ben haberleri direkt izleyerek, görerek, duyarak değil de etrafımdan anlamaya çalışıyorum. O anlık yöntemimi değiştiriyorum. O zaman beynimi farklılaştırıyorum.

- Nereden besleniyorsunuz?

Hayal kurarak besleniyorum. Yani bir şey yapmak istiyorsam o yapacağım şeyin hayalini kuruyorum. Aslında kurduğum hayal beynimde var olan bir şey. Ben var olan o olguyu, kodlanmış, şifrelemiş şeyi çağırıyorum, resm ediyorum, görüntülüyorum ve onu hayata geçiriyorum.

- En az 50 yarışmada mühendislerle yarışıp onları geçmişsiniz, farkınız neydi?

Hayal edebilmek. Çünkü bize hayal etmemeyi öğretiyorlar. Uçup kaçmamayı öğretiyorlar. Tamam, inovasyon uçun kaçın demiyor ama az önce de söyledim, mevcutta var olmayan bir şeyi üretemezsiniz, geliştiremezsiniz, yaratamazsınız. İnsanlar hayal kurmuyor artık çünkü hayatın şu an ki mücadelesine kendilerini kaptırmışlar.

- Ama sizin de var aynı mücadeleniz.

Ben o sorunu elimdeki imkânlarla değiştiremiyorsam yapabileceğim hiçbir şey yok. Ne yapmam lazım? Hayal kurarak onu değiştirmem lazım. Hayal kuruyorum ve o sorunun aslında sorun olmadığını düşünüyorum ve ondan sonra gerçekten çözüm üretiyorum.

- Siz soruna sorun gibi bakmıyorsunuz. Soruna sorun muamelesi yapmıyorsunuz.

Çözüm gibi bakıyorum. Bu benim için bir çözüm. Sorun olarak gördüğünüz her şey aslında sizin için bir çözüm.

- Her gün yeni bir yarışma gibi. Çözmüş müyüm sizi?

Evet. Doğru söylüyorsunuz.

- Çözdüğünüz zaman nasıl bir hissiniz var?

Mutlu oluyorsunuz. Mutluluk hormonu salgılanıyor. Kendinize olan güveniniz artıyor. Aslında başkası sorunu gördüğünde çok büyük sorunmuş gibi dövünüyor ama siz onu beyninize, masaya yatırıp incelediğinizde aslında sorun değil. Gerçekte çok güzel bir çözüm ama insanlar onu görmüyor.

- Kafanızda şu anda kaç hayal var?

Çok. Yüzlerce, binlerce. Her alanda olabilir.

- Sizi neden işe alıyorlar? Bir iş görüşmesi sizinle nasıl geçiyor?

Benimle iş görüşmesi çok çetin geçer. Şu anda saygın kurumlardan birinde çalışıyorum. Genel müdürümüzle bu inovasyon konusunda konuşurken bu konuda yetenekli olduğumu ve kurum içerinde inovasyon kültürü adına çalışmalar yapmamız gerektiğni ve ülke içinde bu işi yapabilecek en doğru kişinin ben olduğumu düşündü.

- Türkiye’de inovasyon konusunda çalışacaklara iş var mı?

Zor ama gelecekte ya da yakın zamanda ülkenin bu konuda birtakım atılımları var. Şu anda belki daha farklı alanlarda inovatif çalışmalar yapılıyor olabilir ama inovasyon konusunda ilerde daha ön planda olacağını düşünüyorum. O yüzden de gençlerin vazgeçmemesini öneriyorum. Vazgeçmedim, vazgeçmeyeceğim.

- Eğitiminizi söyler misiniz?

Eğitimim, Halkla İlişkiler Anadolu Üniversitesi, İşletme Anadolu Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi İngilizce İşletme hazırlık burslu okudum. Yurt dışından teklif geldi Atina Amerikan Koleji’nde okudum İngilizce İşletme; iki yıl orada kaldım, tekrar geldim. Marmara Üniversitesi’nde İnovasyon ve Girişimcilik Ekonomisi’nde yüksek lisans yaptım.

- Bir fırsatınız olsaydı, eğitiminizi değiştirir miydiniz?

Hep bir fırsatım vardı aslında. Ama bazen o fırsatları görürsünüz değerlendirip değerlendirmemek sizin tercihinizdir. Bu biraz satranç oynamak gibi bir şey... Yani geleceği görebilmek de inovasyonun içerisinde var olan bir şey. Buraya gelebileceğimi bildiğim için bazı şeyleri akışına bıraktım. Ama ne mutlu ki birçok aşamadan geçtim. Başarılı sonuçlar elde ettim ve şu an olduğum durumdan memnunum. Daha iyi yerlerde olabilir miydim? Gayet tabii olabilirdim ama daha iyi kime göre daha iyi, onu da sorgulamak lazım. Bana göre şu an en iyi yerdeyim.

- Gelecekte üstünde çalışmak istediğiniz bir alan var mı? Mesela genetik, biyoloji...

Uzay, evren, kâinat, sonsuzluk, kara enerji, kuantum bilgisayarı gibi şeyler ilgi alanıma giriyor. Ama tabii bazı şeylere de hazır olmak lazım. Yani şu an bile inovasyonu anlattığınızda insanlar animasyon algılıyorsa o tür bilgileri anlattığınızda artık ne derler, nasıl algılarlar, taşlarlar mı?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sessiz katil 18 Ekim 2019
Ben kimim? 20 Eylül 2019
T.C. Holding 06 Eylül 2019