Talepkar markalar

Güventürk GÖRGÜLÜ
Güventürk GÖRGÜLÜ PAZARLAMA 3.0 guventurk@portakalonline.com

 

Ocak ayı başında "2013 Tüketici Trendleri" başlıklı yazıda, uluslararası tüketici trendlerini izleyen Trendwatching.com'un 2013'te etkili olacağını öngördüğü on tüketici trendinden söz etmiştim. Bu on tüketici trendinden sonuncusu "Demanding brands" yani "Talepkar markalar" başlığını taşıyordu. 

"Talepkar marka", kısaca bir markanın çevresel ve sosyal sorumluluğuna müşterilerini de davet etmesi anlamına geliyor. Yazıda ürün ve hizmetlerinin daha sürdürülebilir olmasına önem veren ve sosyal konularda daha fazla sorumluluk sahibi olmak isteyen markaların, 2013'te müşterilerinin de bu sorumluluğa katkıda bulunmasını talep edeceklerini belirtmiştik. Trendwatching.com Eylül ayı Trend Raporu'nu "Talepkar markalar"a ayırdı. Bu trendin detaylarına ve örneklerine kısaca bir göz atalım.

Tüketiciler için kendilerinden zaman, enerji ve para harcamasını isteyen bir markayla karşılaşmak elbette şaşırtıcı. Böyle bir aktif katılım belki zahmetli, hatta acı verici olabilir ama bunu hakkıyla başaran bir markaya tüketicilerin sonsuz saygı duyacağını da unutmamak gerekiyor. Peki bir markanın "talebini" anlamlı hale getiren şey nedir? İşte bir kaç temel başlangıç noktası:

Birincisi sürdürülebilir bir dünya; Daha az tüketim, yeniden kazanım ve benzeri eylemler.
İkincisi toplum; Aileniz, eşiniz, dostunuzdan başlayarak toplumun geri kalanı için iyi bir şeyler yapmak.

Üçüncüsü yaşam tarzı; Daha sağlıklı olmanız ve kendinizi daha iyi hissetmeniz için yapacaklarınız.

Dördüncüsü de kar amacı gütmemek; Bu tür kuruluşlar adına bir şey yapmak veya müşterileri bir şey yapmaya davet etmek.

Ancak bunu yapacak, yani "talepkar" hale gelecek markaların bazı temel gereklilikleri iyi anlaması gerekiyor ki, iş bir "tatsızlıkla" sonuçlanmasın. Her şeyden önce talepkar markaların herkes için olmadığı iyi anlaşılmalı. Talepte bulunmak bazı insanları baştan kaybetmek anlamına gelir. Ayrıca "Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş" sözünü de asla unutmamak gerekir. Çok büyük ve güçlü bir marka da olsanız herkesi tatmin edemeyeceğinizi unutmayın ve doğru şeyi yapmak için önce kendinizi iyice bir tartın. 

İkinci kural ise samimiyet. Müşteriniz sizin için harekete geçecekse, bu hareket konusunda size mutlaka güvenmeli. Bunun için de gerçeklik, dürüstlük ve samimiyet gerekiyor. Bunu yapamayacaksanız daha önceki yazılarda sözünü ettiğimiz "Hizmetkar marka" olarak vaziyet almanızda fayda var. 

Üçüncü olarak talebinizin bir "ödül" olmaması gerekiyor. Çünkü talepkar markalar müşterilerini olumlu bir eylem için ödüllendirmezler. Davet ettikleri şeyler de fiyat indirimi, ürün fazlası veya eğlenceli oyunlar olamaz. Bazı markalar hala isteksiz olsa da, dünyada pek çok hükümet, özellikle çevre konusunda ileri adımlar atmaya başladı ve talepkar olmaya aday markaların bunun gerisinde kalması pek de doğru olmayacak gibi görünüyor.
Dördüncü ve son olarak tüketiciden talebiniz bir kerelik olmamalı. Evet, belki dikkat çekmek için bir kerelik talepte bulunabilirsiniz, ama talepkar bir markanın anlamlı bir isteği sürekli hale getirmesi önemli. 

Bu trendle ilgili hem özel sektör, hem de yerel yönetimler kaynaklı pek çok örnek bulmak mümkün. Örneğin 2012 Aralık ayında Londra'da ve daha sonra da Teksas Austin'da açılan "Unpackaged" (Ambalajsız) adlı mağaza, müşterilerin kendi çantalarıyla ve ihtiyaçları kadar almasını sağlamak için gıda ürünlerini ambalajsız olarak raflarında bulunduruyor. 

Diğer yandan San Fransisco'da (ABD) 2007'den beri, Los Angeles (ABD) ve Manila (Filipinler) banliyölerinden Makati'de Temmuz 2013'ten beri plastik torba kullanımı yasaklanmış durumda. ABD'nin Massachusetts eyaleti içindeki Concord kentinde ise bir litreden daha küçük pet şişe su satışı bu yılın haziran ayından beri yasak. Evlerde de şişe suyu yerine şebeke suyu tüketimi teşvik ediliyor. 

Japonya'daki Hachikyo adlı restoran ise pirinç ve somon havyarından oluşan özel tabağı için hesap dışında müşterilerinden özel bir katkı payı istiyor. Bu katkı payı da bölgede zor koşullarda çalışan balıkçılara aktarılıyor.

Mayıs 2013'te Güney Afrika Organ Bağış Vakfı tarafından açılan mağazalarda ise tasarımcıların bağışladığı özel giysiler, para karşılığı değil organ bağışı karşılığı veriliyor. Brezilya'da Vitoria adlı futbol kulübü kırmızı siyah enine çizgili formasını bölgesel bir hematoloji vakfı için yeniden tasarladı. Başlangıçta siyah beyaz olan forma 10 maç boyunca taraftarların kan bağışlarıyla tekrar kırmızı siyaha dönüştürüldü.        

Önümüzdeki günlerde markalarda "talepkarlık" örneklerinin daha da artması bekleniyor.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Orta vadeli temenniler 21 Eylül 2018