“Tam zamanı”

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA nevzatsaygilioglu@atilim.edu.tr

“Tam Zamanı” diye attığımız başlık elbette dikkat çekici.

Neyin “tam zamanı” veya ne demek “tam zamanı”?...

Hemen açıklayalım. Bu başlık; 1-3 Kasım 2017 tarihleri arasında yapılan 3. Turizm Şurası’na ait slogan. Sloganıyla da zamanlamasıyla da çerçevesiyle de çok anlamlı bir Turizm Şurası oldu.

İkincisi 2002 yılında yapılmış olan şuranın aradan geçen 15 yıldan sonra bu üçüncüsü gerçekleştirilmişti. Peki bu şuranın anlam ve önemi nereden geliyordu?...

Önce tarihsel bir bilgi verelim. Bu bilgiyi sevgili turizmci dostum Seçim Aydın, Şura’nın son kapanış oturumunu izlerken telefon mesajıyla iletmişti.

Bu 3. Turizm Şurası, Atatürk’ten sonra Cumhurbaşkanlığı himayesinde yapılan ikinci toplantı imiş. Şöyle ki Atatürk; turizmin uluslararası anlamdaki önemine inandığı için hemen cumhuriyetin ilanından sonra, ilk sivil toplum kuruluşu olarak Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu'nu kurdurmuş ve uluslararası bir kongre yapması için de Dolmabahçe Sarayı'nı tahsis etmiş.

Anlaşılan bir kongre turizmi gerçekleştirilmiş. Şimdi de Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni tahsis ediyor ve bu 3. Turizm Şurası’nı da kendi himayelerine alıyor.

Bu durum, şuraya gerçekten tarihsel ve onursal anlamda farklı bir nitelik kazandırmış.

Nitekim 3. Turizm Şurası, 1 Kasım Çarşamba sabahı Cumhurbaşkanı Külliyesi'nde ve kendilerinin açılış konuşmasıyla başladı.

3. Turizm Şura’sını anlamlı kılan ikinci husus, Cumhurbaşkanının konuşmasının hemen arkasından 8 bakanın bir araya gelerek yaklaşık 2 bin kişinin önünde turizme ilişkin yaklaşımlarını ve politikalarını açıklamaları oldu.

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un yönettiği bu açık oturuma veya toplantıya; Orman ve Su İşleri Bakanı, Kalkınma Bakanı, Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı, Sağlık Bakanı, Maliye Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile İçişleri Bakanı katıldı.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun hoca kimliğiyle yüzlerce sayfadan oluşan power point sunumu, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan’ın konuya bir plancı titizliği ve anlayışıyla bütüncül bakışı, herkesin gözünün içine baktığı ve pürdikkat kesildiği Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın sektöre yönelik somut düzenlemeleri ve yol haritasını samimi ve kararlı bir şekilde anlatımı gerçekten çok etkileyici oldu.

Ev sahibi olarak Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un konuşması da bir vizyonu ve stratejiyi ortaya koyması bakımından önemliydi.

Kurtulmuş; Türk turizminin gelişmesinin bir takım oyununa ve kurumlar arası koordinasyona bağlı olduğunu belirterek tarihsel analiz yaptı ve 3. Turizm Şura’sını “3. Hamle dönemi” olarak tanımladı.

Bakan Kurtulmuş turizme ilişkin olarak;

- Uzak doğu ve Asya ülkeleri başta olmak üzere pazar çeşitlemesine yönelik bir “destinasyon yönetimi”,

- Sağlık, spor, kış, kültür, gibi yönleriyle turizmde “ürün çeşitlendirmesi”,

- Son zamanda yükselen Türkiye ve İslam düşmanlığına karşı turizmin “yumuşak güç” anlayışının benimsenmesi, konularının altını politikacı ve hoca kimliğiyle kalın çizgilerle çizdi.

Zaten şurada 13 Komisyon'un bulunması ve bu komisyonlarda 330’u aşkın konusunda uzman kişinin yer alması, ilk gün ve işin başında 1700 sayfalık raporun dağıtılması yeteri kadar bir olumlu etki ve algı oluşturmuştu.  Bize de Turizm Bakanlığı Eski Müsteşarı ve özel sektörde de turizmle de ilgili birisi olarak; TYD Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin’in başkanlık ettiği “Yatırım, Teşvik ve Finansman Komisyonu” içinde yer verilmişti. Son kapanış oturumunda Bakanlık Müsteşarı Ömer Arısoy’un başkanlığında 13 Komisyon Başkanı'nın rapor özetleri bu etkiyi pekiştirmesi bakımından önemli olmuştu.

Şimdi artık söylemleri bırakıp eyleme geçmenin “tam zamanı”.

Hükümetin benimsediği ve Cumhurbaşkanı'nın da en üst perdeden ifade ettiği 2023 yılında “50 milyon turist ve 50 milyar dolar turizm geliri” gerçekleştirmek için kolları sıvamanın “tam zamanı”.

Türkiye’nin doğal ayrıcalığı, mukayeseli üstünlüğü, engin deneyimi, olağanüstü zenginliği olan turizmde bu hedeflere ulaşabilmek için kısa, orta ve uzun vadeli eylem planlarıyla harekete geçmenin “tam zamanı”. Bu durumda turizmin paydaşlarının sektöre bütüncül bakması ve bir puzzle anlayışıyla resmin tamamını görmesi gerekiyor. İşte tam bu noktada da bakışlar Kültür ve Turizm Bakanlığına çevriliyor. Artık arkasına bu kadar rüzgar almış, siyaset gücünü ve ilişki becerisini kanıtlamış Numan Kurtulmuş’un liderliğinde bakanlık bürokrasisinin heyecanla geceli gündüzlü çalışması gerekiyor.

Turizme bakıştaki algının çok olumlu oluştuğu bu ortamı fırsata çevirmek ve un, şeker ve yağdan sonra artık helvayı yapmak için kolları sıvamak lazım. Tabii ki sektör oyuncularına da çok görevin düştüğü unutulmamalı. Bu Şura, pek çok şurada gibi sadece anılarda ve dökümanları da raflarda kalmamalı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar