Temkinli başladık

Gültekin KARA
Gültekin KARA OTOSTOP gultekin.kara@dunya.com

Geride bıraktığımız yıl birçok güçlüğü ve üzücü olayı geride bırakan Türkiye’de otomotiv pazarında ise çok büyük bir gerileme yaşanmadı. Ancak, özellikle son bir aydır yaşanan kur dalgalanmaları nedeniyle insanlarda büyük bir gerginlik olduğu da aşikar. Ancak, bu gerginlik içinde sektörün kendisini ocak ayına atması bir anlamda fırtına ile mücadele eden geminin kendine sığınacak ıssız bir koy etkisi yaptı. Sonsuza kadar bu koyda kalmak imkansız olmakla birlikte en azından bir durum tespiti yapma fırsatı doğuyor. Fırtınanın ne kadar süreceği belli olmasa da ocak ve şubat ayları en azından bir pozisyon korumak için fırsat veriyor.

Otomotiv sektöründe ithalat ya da yerli üretim farketmeden bir aracın sipariş süresi ile bayinin kapısına bırakılması arasında geçen süre markaya ve aracın üretim yerine bağlı olarak yaklaşık 30 gün düzeyinde sürüyor.

Dolayısıyla bugün verilen bir siparişin bayide olması şubat sonunu buluyor. İşte burada firmaları rahatlatan da bu süre. Aldığım duyumlarda çoğu firmanın bu süreçte mart ayına düşük satışı göz önüne alarak ayakları frende girecekleri yönünde. Ta ki fuara kadar…

Bu arada fuar demişken, belki de tarihin en sönük fuarı bizleri bekleyecek. Çünkü dediğimiz nedenlerle bu yıl firmaların oldukça çekimser olduklarını yazmıştık. O kadar çekimserler ki fuara lütfen dahil olanlar bulunuyor.

Ancak, tüm bunlara rağmen bu yıl pazara önemli modellerin sunulacağı da bir gerçek. Öyle ki bazı firmaların en önemli araçları bu yılı bekliyor. Durum böyle olunca temkinli bir yönetim şeklinin satışa nasıl satışa dönüşeceği de ayrı bir soru işareti olarak asılı duruyor.

Genelde pazarlama bütçelerinde şu anda bir kısıtlama öyle tahmin edilen büyüklükte değil. Lakin, bu seviyenin tüm yıl korunabileceğini beklemek de güç.

Yapılan araştırmalarda, böyle çalkantılı dönemlerde iletişimi kesmek yerine artıran ya da en azından aynı seviyede tutan firmaların rakiplerinin bir adım önüne geçtiğini ortaya koyuyor.

Öyle ya bu gibi çalkantılı durumlarda en önemli nokta finans değil güven… Kişi geleceğe yönelik güven duyuyorsa araç, konut gibi büyük yatırımlara giriyor. Bu güveni sağlamak için de etiket fiyatlarını indirmek bence yetersiz.

Firmaların birçoğunun yaptığı gibi iletişim bütçelerini, satışa aktarıp bu rakamları fiyat indirimi için kullanmak, bu zamanda ters tepecek bir silah bence. Zira, bayi trafiğinin yüksek olduğu, tüketicilerin alım odaklı bir düşünce yapısında dolaştığı dönemlerde fiyat indirimlerinin etkisi daha büyük olabilir.

Lakin, kişilerin alım eşiklerinin düşük olduğu noktada onları bayiye çekecek, güveni tahsis edecek iletişim faaliyetlerinin önemi bence artıyor. Dolayısıyla bu yılın iletişim stratejilerini birebir müşteriye dokunan projelere yönelten firmaların belki hemen olmasa bile önümüzdeki dönemde bunun meyvelerini toplayacaklarını düşünmek hayalcilik olmaz.
Sonuçta temkinli başladığımız ve krizlere gebe bir yıl bizi bekliyor. Özellikle referandum süreci başlarsa, otomotiv sektörünün biraz daha yavaşlayacağı kesin gibi.

İşte bu noktada bu yıl iletişim, geçmişe göre çok daha ön planda olacak gibi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hep bana… 18 Mart 2019
Baskınla olmaz 21 Ocak 2019
Rotası olmayan gemi 07 Ocak 2019
Umuda yolculuk 31 Aralık 2018
Otomobile soğan muamelesi 10 Aralık 2018
Feragat edilmiş 19 Kasım 2018
Nereye koşuyoruz… 12 Kasım 2018
Rica ederim yapmayın 05 Kasım 2018
Kurcalama arabayı 22 Ekim 2018
Çelik bile erir 08 Ekim 2018