TL daha fazla değerlenmelidir

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS amurat@etu.edu.tr

Türkiye yüksek getirili ve riskli ülkeler kategorisinde bulunuyor. Ancak bu gruptaki diğer ülkelerin ekonomilerinde ve piyasalarında, Türkiye’deki kadar uzun süreli dalgalanmalar yaşanmıyor. Brezilya’da halk sokaklara dökülüyor. Devlet Başkanı Rousseff koltuğunu kaybediyor. Bir noktada durum rahatlıyor. Rusya, Kırım’ı ilhak ediyor. Savaşa giriyor. Avrupa ve Amerika, Rusya’ya siyasi ve ekonomik yaptırımlar uyguluyor. Rus piyasaları ve ekonomisi bir süre sonra dengesini buluyor. Güney Afrika’da hükümet krizi yaşanıyor. Güney Afrika Randı önce değer kaybediyor. Sonra Dolar/ Rand kuru kriz öncesindeki seviyelerine dönüyor. Diğer taraftan, Türk Lirasındaki düşüş hareketlerinin uzun soluklu olduğu gözleniyor. Örneğin USD/ TL’deki genel yükseliş trendi Ocak 2013’te, yani 4.5 yıl önce başladı.

Kurun olması gereken seviyesi nedir tartışması dipsiz bir kuyudur. İhracatçılar bu yılın ilk aylarında, ‘‘Kur artışından fayda sağlamıyoruz. Aksine, zararlar söz konusu oluyor’’ görüşünü dillendiriyordu. Aynı grup geçen hafta, ‘‘Dolar/TL kuru 3.40’ın altına inerse, Merkez Bankası müdahale etmeli’’ dedi. Cumhurbaşkanının ekonomi danışmanları aralarında bile anlaşamıyorlar. Bir danışman, ‘‘Kurların daha aşağı gitmesi risklidir. İhracatı zora sokar. Şirketlerin karlılığı düşer. Bu da istihdam sorununu doğurur. Merkez Bankası elindeki araçları kullanarak müdahale etmelidir’’ derken; diğeri, ‘‘Dalgalı kur rejimi uyguladığımız için kur seviyesi düşüktür, bu seviye tehlikelidir, demek yanlıştır’’ ifadelerini kullanıyor. İhracatçılar da, ekonomistler de, ekonomi bürokratları da, mevcut faiz oranlarıyla özel sektör yatırımlarının artmayacağını biliyorlar. Yüzde 16-17’lik kredi maliyetleriyle iş yapılamaz, yorumunu sıkça duyuyoruz. Tabii faizi düşürmenin yolu enflasyonu indirmekten geçiyor. Türkiye’deki enflasyon maliyet kaynaklıdır. İthalat yoluyla iç fiyatlar yüksek kalıyor. İthalat ağırlıklı olarak dolar cinsinden yapılıyor. Yani USD/TL kuru daha fazla düşmeli ki, enflasyon kontrol altına alınabilsin. Dolar kurundaki düşüş devam eder, buna rağmen çekirdek enflasyon göstergeleri önümüzdeki aylarda yönünü aşağıya çevirmezse, Merkez’in enflasyonu düşürmek için uyguladığı faiz tartışılabilir.

Enflasyon tek hanelerde kalıcı olmadan, ‘‘USD/ TL’ye müdahale edilsin’’ demek yapay bir gündem yaratmaktır. TCMB’nin, TL’nin daha fazla değerlenmesinden rahatsız olacağını düşünmüyorum. Kurum, sıkı para politikasına devam edeceğini belirtiyor. Bir ülkede enflasyon yüksekken, Merkez Bankası tepkisiz kalamaz. Bir reaksiyon göstermezse, piyasa faiz ayarlamasını zaten yapar. Kasım 2016-Ocak 2017 döneminde döviz kurları ve enflasyon artarken, Merkez Bankası farklı nedenlerle topa girmedi. Piyasa kendi faiz ayarlamasını yaptı. Bu zaman zarfında gösterge tahvilin faizi yüzde 2 arttı.

Farklı sektörlerden insanlarla Türkiye ekonomisi ve piyasalarıyla ilgili sohbetler gerçekleştiriyorum. İş adamlarını, finansçıları ve ekonomistleri, akademisyenleri, eski ve yeni bürokratları dinliyorum. İstisnasız herkeste bir karamsarlık var. Türk Lirası biraz toparlanmaya başlamış. Borsa endeksi tarihin en yüksek seviyelerinde dolaşıyor. Ekonomik büyüme beklentileri yüksek seyrediyor. Ekonomik aktivitenin canlanması, finansal varlıkların performansı olumludur. Fakat insanlardaki kronik kötümserlik halini gidermenin yollarını da bulmak gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019