Türkiye’ye Draghi gibi bir devrimci lazım

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS amurat@etu.edu.tr

Siyasi belirsizliklerin büyük bir kısmı ortadan kalkmasına rağmen, yabancı yatırımcıların Türkiye piyasalarına yönelik temkinli duruşu sürüyor. Bunun anlamı; fonların Türk piyasalarında net satış pozisyonu alması değil, risklere göre gelişen ülkeler arasında bir sıralama yapıldığında Türkiye’nin orta sıralarda yer almasıdır. En azından yılın son çeyreğine bu minvalde giriliyor. Tabii bu noktadaki kritik soru Avrupa Merkez Bankası( AMB) Başkanı Draghi’nin geçen hafta açıkladığı Varlığa Dayalı Menkul Kıymet Alım Programı’nın bu algıyı ne kadar değiştireceğidir. 

Draghi’nin bir devrimci olduğu söylenebilir. Yatırım bankalarıyla fazlaca içli dışlı olması başlarda soru işaretleri yaratıyordu. Draghi gibi pratik bir insanın AMB’nin hantal bürokrasisine ayak uydurmasının zor olabileceği de düşünülüyordu. AMB kurumsal kültür açısından Fed’den farklıdır. Güçlü karakterler istenmez. Kurumun karar mekanizması yavaştır. Draghi soru işaretleriyle, zor bir ortamda göreve başladıktan hemen sonra selefi Trichet’nin başlattığı faiz artırımlarına son verdi. Faizler indirildi. O dönemde var olma savaşı veren Euro Bölgesi'nde, tek başına mücadele etti. Euro bölgesindeki sorunlu ülkelerin rekor seviyelerdeki faizlerini düşürmek amacıyla ‘‘Doğrudan Parasal İşlemler’’ operasyonunu başlattı. Piyasa yapıcı bankalara üç yıl süreyle düşük maliyetli finansman sağlandı. Bu uygulamayla piyasa faizleri çakıldı. Defl asyonun önünü almak için; Fed, İngiltere ve Japonya merkez bankaları gibi büyük oyuncuların daha önce başvurmadığı ‘‘negatif mevduat faizi’’ politikasını hayata geçirdi. Son olarak geçen hafta, Almanya’nın güçlü muhalefetine rağmen, Avrupa usulü bir tahvil alım programı açıkladı. Bu operasyonla AMB’nin bilançosunun büyüyeceği düşünülürse, bunun bir parasal genişleme programı olup olmayacağı tartışması abestir. Yeni programın detayları ekimde açıklanacak. Geçen haftaki yazımda, ‘‘Faiz indirilebilir. Ancak Hedefl i Uzun Vadeli Finansman Operasyonu’na( TLTRO) başlanmadan bir tahvil alım programı gelmez’’ vurgusunu yapmıştım. Yeni programın ayrıntılarının ekimde duyurulacak olması, gelecek hafta başlayacak TLTRO’ya katılımın görülmek istenmesinden kaynaklanıyor. TLTRO’ya talep düşük olursa, Varlığa Dayalı Menkul Kıymet alımlarının kapsamı genişletilebilir. AMB’nin yeni programının verimliliği yakın gelecekte daha çok konuşulur. AMB yapabileceği her şeyi yapıyor. Draghi ‘‘Maliye politikasından destek gelmedikçe, 
AMB’nin önlemleri bir noktaya kadar etkili olur’’ görüşünü sürekli dile getiriyor. Bu noktada haklıdır. Fed’in programlarına destek, 1 trilyon doları aşan yıllık bütçe açığından, yani genişletici maliye politikasından geldi. Japonya’da ekonomi yönetimi parasal önlemlerin yarattığı olumlu havaya aldandı. Maliye politikasını sıkılaştırarak, vergileri artırdı. Toparlanma emareleri gösteren Japon ekonomisi, yönünü aşağıya çevirdi. Draghi’nin başında olduğu kurum maliye politikasını da yönetiyor olsaydı, biraz umut olurdu. Almanya’nın maliye politikasının gevşetilmesine şiddetle karşı çıkacağını öngörmek için ekonomist olmaya ihtiyaç yok. Agresif para politikası, Avrupa Yatırım Bankası’nın altyapı projelerine yeni kaynaklar sağlaması, halihazırdaki kemer sıkma politikalarının biraz gevşetilmesi, önümüzdeki süreçte euro bölgesindeki politika yaklaşımıdır. Euro bölgesindeki düşük büyüme trendi, yeni bir olay yaşanana kadar devam edebilir. 

Fed ve İngiltere Merkez Bankası sıkı para politikasına geçtikten sonra varlık fiyatlarında yaşanabilecek dalgalanma, Avrupa ve Japonya merkez bankalarının politikalarıyla dengelenir. Geçiş sürecinde piyasalardaki oynaklığın yükselmesi kaçınılmazdır. Portföy tercihlerinde ciddi değişimler olur. Sermaye belli bölgelere akar. Risklerini belli ölçüde azaltan ülkeler ödüllendirilir. Yazının başında da belirttiğim gibi, Türkiye portföy ağırlıklarında orta seviyelerde yer alıyor. Nötr de denilebilir. Kore, Çin, Singapur, Malezya, Peru gibi üst sıralardaki ülkelerin yanında yer almamız için içerinin stabilize olması lazım. Enfl asyonla mücadele devam etmelidir. İktidar büyümeye odaklanıyor. Para musluklarını açmayı düşünüyorlar. Dengeyi bulmak kolay olmayacak. Ekonomide Draghi gibi bir devrimci çıksa hiç fena olmaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019