Üç vitesli dünya

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

 

Bu hafta IMF'nin olağan ilkbahar toplantısı yapılacak.    2013  yılı ilk tahminleri de ilk  dünya ekonomisi raporunda yer alacak.  Henüz resmi açıklama yok. Ama IMF yetkilileri  konferans, konuşma vs derken,  raporun içeriğini  hafiften sızdırmış durumda. 

Örneğin,  IMF Direktörü  Lagarde  "Economic Club of New York" isimli kurumda yaptığı konuşmada dünya ekonomisinin nerede durduğu,  kimin ne yaptığı, ne tür gelişmeler beklendiği gibi konularda IMF değerlendirmelerini açıkladı.

Dünya ekonomisinin sağlığı hakkında IMF, önceki yıllara  göre kıyasla, daha iyimser görünüyor . Lehman çöküşünün üzerinden beş yıl geçtikten sonra dünya ekonomisinin  nihayet pozitif bir raya oturduğu , çalkantılı yıllardan sonra finansal koşulların da düzelmeye başladığı söyleniyor.  Yine de bir çok ülkede finansal iyileşmenin henüz reel ekonomiye tam anlamıyla yansıtılamadığına özel olarak işaret ediliyor. Dolayısıyla  büyüme konusunda fazla bir iyimserlik yok. Sanki daha çekingen bir tonla değerlendiriliyor bu mesele. Dünya ekonomisinin bu sene de büyüme sorunu yaşayacağı öngörülüyor.
                                                   *              *            *
Bu senenin de yavaş geçileceği söylenirken herkesin bu durumda olmayacağına özel vurgu yapılıyor. Büyümenin bölgeler ve ülkeler arasında farklılaşacağı düşünülüyor. Hatta, bunun şimdiye kadar görülmemiş ölçüde bir farklılaşma olacağına işaret ediliyor.  Bence  bu senenin  değerlendirmelerinde en çarpıcı noktalardan birisi bu.
Lagarde  (herhalde resmi rapor da)  dünya ekonomisinde üç farklı büyüme alanı tanımlıyor. Dünya ekonomisi  farklı hızlarda büyüyecek  üç ülke grubuna ayrılıyor.  "Üç vitesli dünya ekonomisi"  benzetmesi buradan geliyor.
                                                  *             *             *
Birinci grup görece "iyi giden" ülkelerden oluşuyor.  Bu grubun içinde yer alan ülkelerin büyük kısmı gelişmekte olan ülkeler (yeni gelişen piyasalar).  IMF bu ülkelerin krize karşı daha hazırlıklı olduklarına, kriz sürecinde daha güçlü biçimde ayakta kaldıklarına ve izledikleri politikaların da daha doğru ve tutarlı olduğuna işaret ediyor.  Yani kriz sonrasındaki hızlı vites büyük ölçüde krizden görece güçlü çıkılmış olmasından kaynaklanıyor. Dünya ekonomisinin büyüme fakiri olduğu son beş senede küresel büyümenin dörtte üçünü gerçekleştiren ülkeler bunlar. Gelişen  Asya ve Sahra Altı Afrika ülkeleri bu grubun önde gelen üyeleri.

İkinci grupta,  Lagarde'ın deyişiyle, "iyileşmekte olan ülkeler" var.   ABD bu grupta yer alıyor. İsveç, İsviçre vb gibi gelişmiş ülkeler de bu grupta. Bunlar temel iktisat politikası meselesini çözebilmiş ülkeler. Lagarde  ABD'yi örnek gösteriyor ve  kriz sürecinde  finansal sistemi düzeltmek, hane halklarının borçluluğunu azaltmak  için ciddi çabalar  gösterildiğine işaret ediyor. Bu çabaların sonuç vermeye başladığı, güçlü bir özel talebin ortaya çıktığı,  ekonominin  sürdürülebilir  bir büyüme rayına oturduğu  öne sürülüyor. İyileşmekte olmaktan kastedilen de bu.

Üçüncü viteste kalan ülkeler ise "hala gidecek yolu olan ülkeler" olarak tanımlanıyor. Bunlar kriz sürecinin ve sonrasının başarılı olamamış ülkeleri. AB, Euro bölgesi ve Japonya bu grubun önde gelen üyeleri olarak tanıtılıyor. Son aylarda bu ülkelerde epeyce bir şeyler yapılmış olmasına rağmen henüz çarkların tam olarak dönmeye başlamadığına dikkat çekiliyor. Henüz finansal onarım tam olarak gerçekleştirilemediği için para politikası "patinaj yapıyor", düşük faiz ihtiyaç sahiplerine kredi yönlenmesinde etkili olamıyor deniliyor.  Avrupa'ya, vitesi yükseltmek için,  çoğu finansal nitelikte olmak üzere, temel politika önerileri yapılıyor.  

Genel bir izlenim olarak, üstü epeyce örtük olmakla beraber,  IMF'nin biraz daha eleştirel bir konuma kaydığı söylenebilir. Eleştirinin özellikle Avrupa'daki politika yeteneksizliğine dönük olması da daha realist bir noktaya gelindiğini gösteriyor diye düşünüyorum.  

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018