Yabancı bir para birimiyle alınan ya da verilen avanslar parasal kalem olarak muhasebeleştirilebilir

VERGİ PORTALI
VERGİ PORTALI dunyaweb@dunya.com

BURAK ÖZPOYRAZ

Avans hesaplarının kur değerlemesine tabi tutulup tutulmaması konusu, ülkemizde gerek tabi olduğu yasal düzenlemelere gerekse gönüllülük esasıyla Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’na (UFRS) göre raporlama yapan işletmeleri her zaman yakından ilgilendiren bir konu olmuştur. Özellikle mal ve hizmet işlemlerini avans alıp vererek yapan işletmeler, içinde bulunduğumuz ekonomik koşulların bir sonucu olarak bu avans ödemelerini yabancı para birimlerinde almayı tercih ediyor ya da yabancı para birimlerinde yapmak durumunda kalıyor.

Geçtiğimiz günlerde Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (UMSK) yabancı bir para biriminde alınan ya da verilen avansların kur değerlemesi ve bu bakiyelerin satış ya da maliyet hesaplarına nasıl yansıtılması gerektiği ile ilgili bir UFRS Yorumu yayımladı. UFRS Yorum 22 ‘Yabancı para biriminde yapılan işlemler ve avans ödemeleri’ adı verilen bu yorum, uzun yıllardır ülkemizde de yürürlükte olan Uluslararası Muhasebe Standardı (UMS) 21 ‘Kur Değişiminin Etkileri’ standardında ele alınan ancak standardın uygulanması esnasında uluslararası düzeyde farklılıkların bildirilmesi sebebiyle bu standardın gerekliliklerine bir açıklama niteliğinde yazılmıştır.

Yabancı para birimi ile verilen avanslar kur değerlemesine tabi tutulur mu?

Genel hatlarıyla bu yorum parasal olmayan kalem olarak muhasebeleştirilen yabancı para biriminde alınan veya verilen avanslar için bir işlem günü tanımlanıp, avansın belirlenen işlem günündeki kurdan değerlenerek kayıtlara alınması ve daha sonra kur değerlemesine tabi tutulmaması gerektiğini açıklığa kavuşturuyor. Fakat burada dikkat edilmesi gereken nokta yabancı para birimindeki bazı alınan ya da verilen avansların parasal kalem olarak muhasebeleştirilmesi gerektiğidir. Ve dolayısıyla da UMS 21 ‘Kur Değişiminin Etkileri’ standardına göre parasal kalemler raporlama tarihlerindeki kurlar ile kur değerlemesine tabi tutulur. Yani sonuç olarak alınan ya da yapılan bir avans ödemesinin her raporlama döneminde bilanço kurundan değerlemeye tabi tutulup tutulmaması aslında bu avans kaleminin bilançoya varlık ya da yükümlülük olarak kaydedilmesi sırasında parasal ya da parasal olmayan kalem tanımına uyup uymamasına göre değişmektedir.

Peki, parasal ve parasal olmayan kalem ayrımını yapmak için nelere dikkat edilir?

Bu ayrım için yine UMS 21 rehberliğine başvururuz. IAS 21 tanımlarını dikkate alınarak bu konuyu bir örnekle şu şekilde daha anlaşılabilir hale getirebiliriz. Örneğin bir A işletmesi ileride yapma taahhüdünde bulunduğu bir mal veya hizmet satışı sözleşmesine taraf olsun. Ve A işletmesi bu satış taahhüdü için de yabancı bir para biriminde avans tahsilatı yapmış olsun. Bilançoya yükümlülük olarak kaydedilmesi gereken yabancı para birimindeki bu avans bakiyesinin parasal kalem olup olmamasının değerlendirmesi yapılırken sözleşme şartlarındaki hak ve yükümlülüklere bakmak gerekmektedir. Eğer bu sözleşmede satın alan tarafın bahsi geçen mal veya hizmetin teslimine kadar bu işlemden koşulsuz cayma ve işlemden caydığı zaman yabancı para biriminde verdiği avansı tekrar geri alma hakkı varsa, hem avansı veren hem de avansı alan açısından bu tutar parasal bir kalem olarak kayıtlara almalıdır. Çünkü bu tutar sözleşmeye göre sadece mal veya hizmet teslimiyle sonuçlanmayabilir, nakit olarak da ödenebilir durumdadır. Bu durumda bu avans kalemi bahsettiğimiz UFRS Yorum 22’nin kapsamıma girmez. Bu kalemler parasal kalem tanımına uydukları için bilanço tarihindeki kurlar ile değerlemeye tabi tutulur. Ancak sözleşmede satın alan tarafın cayma ve ödediği avansı geri alma hakkı olmasaydı, bu avans bakiyesi mal veya hizmet satışıyla kapatılacağı için bu kalem parasal olmayan kalem olurdu. Bu durumda avans, işlem tarihindeki kur ile çevrilip bilançoda bu şekilde taşınır sonraki bilanço dönemlerinde yeniden değerlemeye tabi tutulmaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar