Yoğun takvim piyasaları baskılıyor

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Ekim ayı işlemlerinde piyasalardaki ‘mevsim geçişi’ni yakından hissetme şansımız olmuştu. Tıpkı normal hayatta olduğu gibi piyasalarda da benzer etkileri gözlemledik; “pozisyon açsak mı, kapatsak mı, mevcudu mu korusak, tahvil faizleri mi mantıklı yoksa hisse senetleri mi?” sorularına yanıt arama çabası içerisine girdik. Yeni haftada yoğun veri takvimi nedeniyle sorularda da, sorulma sıklıklarında da artış gözlenecek.

ECB’nin odakta olduğu yaz döneminden bu yana nasıl bir yol haritası izleneceği üzerine kafa yorup durduk. Ekim ayı toplantısı ile birlikte soru işaretleri kısa vade açısından yanıtlanmış durumda. Varlık alım programı azaltılacak, süresi uzatılacak, piyasa işlemcilerinde de mevcut durumda en erken 2019’a dek faiz artışı beklentisi oluşmayacak. Önemli bir soru işaretini şu an için masadan kaldırmak da kazançtır. Bir köşede dursun.

Yeni haftada da merkez bankalarının gerçekleştireceği toplantılar ve klasik olduğu üzere ABD veri takvimini izleyeceğiz. Belki de takvim bu kadar yoğun olmasaydı, ABD’de olup bitenleri kısa bir soluklanmanın ardından yeniden konuşmaya başlayabilirdik. Bu da Trump’ın kısa vade açısından şansı olarak not edilsin.

BoJ cephesinde yeni bir hikaye yok. Beklendiği şekilde para politikasında mevcut duruşun değişmediği teyit edildi. Seçimlerde güç tazeleyen Başbakan Abe ile birlikte BoJ da politikasını yürürlükte tutmaya devam edecek. Enflasyon beklentilerindeki aşağı yönlü revizeler dışında bilinmedik yeni bir başlık yok.

BoE’nin Temmuz 2007’den bu yana ilk kez faiz artışına gitmesi olasılığını konuşuyoruz. Poundun Brexit sonrası dönemde sert değer kaybı nedeniyle enflasyona ciddi anlamda bir geçişkenlik yaşandı. Yıllık enflasyonun Eylül dönemi itibarıyla yıllıkta %3’e, çekirdek enflasyonun ise %2.7’ye yükseldiği ortamda BoE’nin de faiz artışı ile tepki vermesinin doğru olduğu şeklinde piyasa yaklaşımı söz konusu. Burada ayrışma olabilir; resimdeki gidişatı nereden ve nasıl okuduğunuza göre pozisyonunuz şekillenebilir. Zamanlama olarak tepki verilmesi, bankanın kendi açıklamalarına göre enflasyonun zirveye yakın olduğu ve geçişkenliğin sonuna gelinmiş olabileceği şeklindeki yönlendirme ile eşzamanlı mı olmalı, yoksa sürecin çok daha başların da mı adım atılmalıydı tartışmasına girilebilir. Belki de büyümenin öncelik olarak korunması gerektiğine odaklanıldı. Bilinmez. Gerçek olan şu ki, beklenti karşılanır ve sözlü yönlendirme de olursa GBP ilgisinin arttığı bir hafta olacak.

Merkez bankaları ve ABD veri takviminin yoğunluğu nedeniyle Trump’ın içeride karşı karşıya kaldığı politik patinajı çok fazla konuşmuyoruz. Vergi reformunun yasalaşmasına dair hafta içerisinde adım atılabileceği beklentisi ve Fed başkanının kim olacağı sorusuna yanıt bulabileceğimiz gibi başlıklar da USD’nin kısa vade için politikadan negatif yönde etkilenmesini sınırlıyor. Hiç etkilenmeyecek demek mümkün müdür? Bence zor. Bu takvim ile haftayı karşılamasaydık mutlak suretle etkilenirdi.

İçeride TCMB’nin Enflasyon Raporu sunumunu izleyeceğiz. 2017 için orta noktası yüzde 8.7 olan, 2018’de yüzde 6.4 olan TÜFE beklentilerinin güncellemeleri olacak mı ona bakacağız. Aynı zamanda TL’nin yakın dönem hareketinden TCMB’nin enflasyona dair beklentilerinde değişiklik olup olmadığına, sözlü yönlendirmeyi tercih edip etmeyeceğine de yanıt arayacağız. Bu nedenle içerideki akışın da TL’de etkili olması beklenebilir.

Son olarak bölgeyi konuşmak gerek. IKBY sınırlarında düzenlenen ve Irak’taki merkezi yönetim tarafından yasa dışı olarak nitelenen bağımsızlık referandumu sürecinde TL varlıkların negatif yönde etkilendiğini ve ayrıştığını görmüştük. Devamındaki süreçte DAEŞ’in işgali öncesindeki sınırlara çekilme olurken, yönetimsel anlamda da değişiklikler söz konusu. Sınır kapılarındaki yönetimin Bağdat’a devri konusunda önemli gelişmeler oluyor. Bunun da ortalıktaki gürültünün sona ermesi ile birlikte TL varlıklardaki ayrışmayı yerine koyma isteği ile karşılarsak şaşırtıcı olmamalı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ECB hamleleri ve riskler 14 Eylül 2019
GOÜ heyecanı her yerde 07 Eylül 2019
Beklemekle oluyor mu? 17 Ağustos 2019