Anayasa'da sanatın ve sanatçının korunması direktifi var
Bakan Günay, "Sonuçta anayasanın sanatın ve sanatçının korunması konusunda direktifi var. Yasaların vermiş olduğu bazı kazanımlar var. Bunları ortadan kaldırmak konusunda herhangi bir girişim de olmaz, herhangi bir sonuç da olmaz, bir model de oluşmaz" de
ANKARA - Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, şehir tiyatrolarının özelleştirilmesiyle ilgili, "Kimse endişe etmesin. Sonuçta anayasanın sanatın ve sanatçının korunması konusunda direktifi var. Yasaların vermiş olduğu bazı kazanımlar var. Bunları ortadan kaldırmak konusunda herhangi bir girişim de olmaz, herhangi bir sonuç da olmaz, bir model de oluşmaz" dedi.
Bakan Günay, Opera Sahnesi'ndeki 4. Murat balesinin dünya prömiyeri öncesi gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Sayın Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu'nun ardından tiyatroların özelleştirilmesine ilişkin açıklama yaptı. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?" sorusu üzerine Günay, "Bakanlar Kurulumuzda çoğunlukla hem şehir tiyatrolarına hem de devlet tiyatrolarına belli bir yapı verilmesi ve bu yapı çerçevesinde sanatçıların daha çok özgürleştirilmesi hem de sanatın daha çok yaygınlaştırılması konusunda yeni bir model aranması ve bunun da çok gecikmeden bulunması görüşü oluştu" diye konuştu.
Bu çerçevede dünya uygulamalarını incelediklerini belirten Günay, "Zaten bir süreden bu yana kamu kaynaklarını daha verimli kullanmak konusunda 'memur sanatçı' statüsünün ötesinde sözleşmeli ya da sanat projelerine destek vermek konusunda bir arayış eskiden beri vardı. Bu konuda ön çalışmalar da var ama şu anda nihai, olgunlaşmış bir model yok" ifadesini kullandı.
Günay, kimsenin endişe etmemesi gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"Sonuçta anayasanın sanatın ve sanatçının korunması konusunda direktifi var. Yasaların vermiş olduğu bazı kazanımlar var. Bunları ortadan kaldırmak konusunda herhangi bir girişim de olmaz, herhangi bir sonuç da olmaz, bir model de oluşmaz. Bu çerçevede, yani anayasanın koymuş olduğu temel prensip, yasaların çizmiş olduğu sınırlar çerçevesinde, kimsenin kazanılmış hakkını yok etmeden, kimsenin sanat yapma konusunda özgürlüğüne bir kısıtlama getirmeksizin, bir kez daha altını çiziyorum, daha özgür bir tiyatro ortamı nasıl yaratılabilir ve bütünüyle hem tiyatro hem sanatın öbür dalları nasıl daha yaygın hale getirilebilir konusunda bir çalışma yapacağız. Bunu Bakanlar Kurulu'nda paylaşacağız. Ondan sonra da eğer kabul görürse bir yeni model oluşmuş olacak ama bu konuda hemen bugünden yarına, 15 gün sonra tiyatro mevsimi kapanıyor, turne mevsimi başlıyor, bu 15 gün içinde, 1 ay içinde hemen yapabileceğimiz bir şey olduğunu zannetmiyorum. Bir çalışma yapacağız ve bu çalışmayı sadece kendi içimizde değil, tiyatro dünyasının ve sanat dünyasının önde gelen, konuyu yakından bilen ama tarafsız gözle konuya bakan, ideolojik gözlüklerle bakmayan arkadaşlarımızla da paylaşacağız. Sanat dünyasının içinden de daha özgürleştirici, daha özelleştirici, daha özerkleştirici model önerileri var. Dünyada da birkaç model var, bizimkine benzer modeller var, iyice özel modeller var, karma modeller var. Dünyadaki uygulamalara da bakacağız. Bu çerçevede bir sonuca varmaya çalışacağız. Önümüzde yoğun bir çalışma süreci var."
Bir süredir, bu konularda bir model aradıklarını belirten Günay, ancak herkesi ikna edebilen bir sonuca varamadıklarını söyledi. Günay, "Umarım bu kez hepimizi ikna eden, hem kamu kesimini hem hükümeti hem de sanatçılarımızı buluşturan bir modeli, bunların hepsinin mutabakatını sağlayan bir modeli gerçekleştiririz. Bugünden yarına böyle bir ani uygulama, bir gecede devrimsel uygulama olmayacak. Elbette bir toplumsal mutabakatı gerçekleştirmeye çalışacağız" dedi.
"Yaklaşımımı sanırım herkes biliyor"
Ertuğrul Günay, bir gazetecinin, "Özelleştirme konusu bir tedirginlik yarattı. Bu konudaki görüşünüz nedir?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Bu özelleştirmenin nasıl bir model içinde olacağı önemli. İki noktanın altını çok çiziyorum. Sanatçı özgürleşecek ve sanat Türkiye'de yaygınlaşacaksa, böyle bir model bulabilirsek sanıyorum hepimiz ittifak ederiz ama sanatı geriletecek olan, sanatçıyı baskı altına alacak olan, Türkiye'de sanatın yaygınlaşmasını engelleyecek olan hiçbir tasarrufumuz olmaz. Bu konuda herkesin rahat olmasını temenni ederim. En azından benim yaklaşımımı sanırım herkes biliyor, şu ana kadar ki."
Bakan Günay, "Devlet tiyatrolarının repertuvarlarının da incelenme altına alındığı iddiaları var. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine, şöyle konuştu:
"Geride bıraktığımız, benim yönettiğim 4 yılda, ondan önceki 4,5-5 yılda bizim hiçbir baskıcı yaklaşımımız olmadı ama şunu hep söyledik; toplumun farklı kesimlerinin beklentilerine cevap veren bir repertuvar olmalı. Türkiye'de şu anda 60'a yakın yerde sahne açıyoruz. Bir ay içinde 500 yerde perde açıyoruz. Bir yıl içinde 6 bin yerde perde açıyoruz, çok sayıda oyunumuz var, yerli ve yabancı. Elbette tiyatronun klasikleri olacak ama yerli yazarlar arasında özellikle seçim yaparken toplumun farklı kesimlerinin tanıdığı, bildiği yazarlara özen gösterilsin ve ideolojik bir görüntü olmasın, tek taraflı bir görüntü olmasın. Bu, çok haklı bir taleptir. Bugüne münhasır bir talep değildir. Uzun zamandan bu yana sürdürülen bir taleptir. Bu konuda herkesin bu yaklaşımı paylaştığını zannediyorum. Doğru talebe herkesin doğru cevap verdiğini, vereceğini zannediyorum. Bazı zamanlarda istisnai davranışlar, tek taraflı gibi görüntüler oldu. Bunun doğru olmadığını, yani herkesin aradığını bulabileceği bir repertuvarın daha doğru olduğunu düşünüyorum."
"Bir keşmekeş yaratılsın diye uğraşıyorlar"
Bir gazetecinin, "Sayın Başbakanın kızından kaynaklanan, Genç Osman oyununda yaşanan olaydan dolayı..." sözleri üzerine Bakan Günay, şunları kaydetti:
"Hiç böyle bir sorun olmadı. Olsaydı, üzerinden 1 sene geçti, o zaman olurdu. Sanatı daha çok yaygınlaştıracak olan, kaynakları daha çok verimli kullanmayı sağlayacak olan, sanatçıyı daha özgürleştirecek olan bir model sadece bizim tarafımızdan değil, tiyatro dünyasının önde gelen, dünyaca tanınmış temsilcileri tarafından da söyleniyor. Bu modelin kendisini biraz daha evrimleştirmesi gerekiyor. Bir ricam var, şehir tiyatrosunda ve devlet tiyatrosunda olmayan bazı arkadaşlarımız, bu kurumun dışındaki arkadaşlarımız biraz yangına körükle gidip, tartışmaya benzin döküyor zaman zaman. Kimse bunu yapmasın. Bence soğukkanlı bir tartışma yapalım ve Türkiye'nin geleceği için iyi bir modeli soğukkanlı bir tartışmanın içinden oluşturmaya çalışalım. Bunu özellikle rica ediyorum. Bazıları çünkü bir kurumu kurtarmak ya da bir kurumsal yapıyı iyileştirmek değil, tam tersine bir keşmekeş yaratılsın diye uğraşıyorlar. Bu tür arkadaşlarımız bence katkılarını biraz esirgesinler bizden."
Bakan Günay, "Hazırlayacağınız çalışma içerisinde opera da var mı?" yönündeki soruyu, şu anda tiyatro dışında bir tartışmanın olmadığını söyleyerek yanıtladı.