Bir hayata tutunma hikayesi
Başrollerini Colin Firth ve Nicole Kidman’ın oynadığı “Geçmişin İzleri”, gerçek bir hayat öyküsünden beyazperdeye taşınan etkileyici bir drama
İSTANBUL - Günümüzün iki sevilen oyuncusu; Colin Firth ve Nicole Kidman’ı buluşturan “Geçmişin İzleri” (The Railway Man), sinemalarımızda bugün vizyona giriyor. Jonathan Teplitzky’nin yönettiği film, Eric Lomax’ın gerçek yaşam öyküsünü beyazperdeye taşıyor. Filmde Firth ve Kidman’a önemli rollerde; Jeremy Irvine, Stellan Skarsgard, Sam Reid, Tanroh Ishida ve Hiroyuki Sanada eşlik ediyor.
“Geçmişin İzleri”; İkinci Dünya savaşı sırasında Japon çalışma kampında esirken işkence gören İngiliz ordu mensubu Eric Lomax’ın hikâyesini anlatıyor. Filmde ortayaşlı halini Colin Firth'in canlandırdığı Lomax, yıllar sonra, yaşadıklarının büyük bir bölümünden sorumlu tuttuğu Japon tercümanın hayatta olduğunu keşfediyor ve hem onunla hem de zorlu geçmişiyle yüzleşmeye karar veriyor. Bir hayata tutunma, aşk ve kefaret hikâyesi olarak özetlenebilecek olan “Geçmişin İzleri” nin senaryosu Frank Cottrell Boyce ve Andy Paterson’ın ortak çalışması. Filmin senaristlerinden Frank Cottrell Boyce hikâye hakkında şunları söylüyor: “Death Railway (Ölüm Demiryolu) olarak bilinen Tayland/ Burma Demiryolu inşaatında çalışıp hayatta kalmayı başaranların birçoğu savaş sırasında yaşadıkları konusunda sessiz kalmışlardır. Yani en azından gündüzleri sessiz kalmışlardır. Geceleri ise öfk e ve kabuslarla geçmiştir. Yıllar sonar Eric Lomax sessizliğini bozmuştur. Askerlik günlerine dönüp hem psikolojik hem de gerçek zebanileri ile yüzleşmiştir. Eric, bir kadının yardımlarıyla kendisine yapılan sorgu ve işkencelerde hazır bulunan subay Takashi Nagase’i arar, bulur ve yüzleşir. Şaşırtıcı hayat hikâyesini ‘The Railway Man’ isimli kitapta anlatmıştır.”
Beyazperdenin en centilmeni: Colin Firth
Colin Firth, sinemada özellikle centilmen ve duygusal tipleri canlandırmak için tercih edilse de filmografisinin ilginç durakları da var.
Âşık Shakespeare (1998): Colin Firth'in geniş kitlelerin dikkatini çektiği ilk filmlerden biri Shakespeare'in “Romeo ve Juliet”i yazma öyküsünü anlatan “Shakespeare in Love.” Filmde Firth, sonradan özdeşleşeceği centilmen erkek tiplemesinden oldukça uzak, kaprisli Lord Wessex'i oynuyor (yanda.)
Bridget Jones’un Günlüğü (2001): Aktörün sinemada bugün temsil ettiği tipin vücut bulmuş hali, Bridget Jones’un büyük aşkı Marc Darcy.
İnci Küpeli Kız (2003): Johannes Vermeer'in ve ünlü tablosu “Girl With a Pearl Earring”in öyküsünü anlatan film, Firth’in tarihi bir kişiliği ne kadar başarıyla ete kemiğe büründürebileceğini kanıtlıyor.
Sihirli Dadı (2005): Bir tür Mary Poppins hikayesi olan “Nanny McPhee”de aktör, yaramaz çocuklarıyla bir türlü başa çıkamayan çaresiz bir baba rolünde.
Zoraki Kral (2010): Colin Firth’e Oscar ödülü kazandıran “The King’s Speech”teki kekeme kral George VI rolü, aktörün filmografisinin en önemli dönemeçlerinden biri.