Çağdaş sanatın yeni mitolojileri ile Boğaziçi'nin güzelliği buluşuyor

Güncel sanatın önemli isimlerinden Mat Collishaw, Aritmi başlıklı çalışmasında sanatla, bilim ve tarih disiplinlerinin perspektifinden önermeleri, yapay zekâ teknolojileriyle birleştiriyor. Borusan Contemporary’nin koleksiyon seçkisi Dijital Mitolojiler başlığı altında 61 yapıtı izleyiciyle buluşturuyor.

Haber Merkezi
YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Necmi ÇELİK

Borusan Contemporary, kültür sanat sezonunu yeni mitolojik çağ olarak nitelenen dönemin ürünü olan iki yeni sergi ile karşılıyor. Her iki sergi sanatseverleri Boğaziçi’nin eşsiz ve mitolojik güzelliği ile dijitalleşme çağının unsurlarını da içinde taşıyan yeni mitolojinin etkileyici eserleriyle buluşturacak. Sanatseverler Borusan Holding’in merkez ofislerinin bulunduğu Perili Köşk’ün katlarına ve çalışma alanlarına yayılan sergiyi Boğaziçi’nin etkileyici manzarası eşliğinde gezebilecekler. Yaklaşık bir yıl açık kalacak sergiler 16 Eylül 2023 - 18 Ağustos 2024 tarihleri arasında hafta sonları ziyaret edilebilecek. Galeri, ofis alanları, cafe, Artstore ve Boğazın nefes kesici manzarasına hakim açık hava terasları da dahil olmak üzere sergilerle bir müzeye dönüşen İstanbul’daki Perili Köşk aynı zamanda Borusan Holding çalışanlarının da günlük hayatlarına sanatsal bir dokunuş yapıyor. Dijital Mitolojiler başlıklı serginin Küratörü Necmi Sönmez “Bu iki sergide yer alan eserler ile Boğaz’ın güzel manzarası arasında sanki bir yarış var gibi. Bir anlamda sergilerin en büyük rakibi Boğaziçi’nin güzel manzarası” dedi.

Sanata aritmik bir bakış

Güncel sanatın önemli isimlerinden Mat Collishaw’u, Alice Sharp küratörlüğündeki geçici sergi programı kapsamında Aritmi ile ağırlayan Borusan Contemporary’nin koleksiyon seçkisi ise Dijital Mitolojiler başlığı altında Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan 61 yapıtı izleyiciyle buluşturuyor.

Mat Collishaw çağdaş Britanya sanatının en önemli ve ilginç isimlerinden bir olarak kabul ediliyor. Collishaw 30 yıllık kariyeri boyunca insan bilinçaltının doğası üzerine kafa yordu ve onu çeşitli ifade araçlarıyla etkilemenin yollarını aradı. Sanatçı, optik yanılsamalar, projeksiyonlar ve hareketli heykellerle seyircileri hem doğrudan hem de bilmeden meşgul eden eserler ve senaryolar yarattı. 90’li yılların sonundan bu yana sürdürdüğü sanat pratiğiyle, güncel sanata yön veren akımlar içerisinde anılan Collishaw, yeni solo sergisi Aritmi ile sanata, bilim ve tarih disiplinlerinin perspektifinden önermeleri, yapay zekâ teknolojileriyle birleştiriyor. Sanat ve bilim alanından iki önemli isim olan Albrecht Dürer ve Ernst Haeckel’ın çalışmalarını referans alan Collishaw, doğanın bozulmakta olan ritmini görselleştiriyor.

Pandoranın ilham kaynağı

İstanbul Boğazı Sanatçı Collishaw bu proje kapsamında Pandora isimli çalışmasını İstanbul Boğazı’ndan ilham alarak gerçekleştirdi. Sanatçı, Haeckel’ın deniz yaratıkları illüstrasyonlarıyla Albrecht Dürer’in Mahşerin Dört Atlısı adlı ahşap baskısını yapay zekâ yardımıyla dönüştürerek özgün bir illüstrasyon üretti. Sanatçının imza işi olan zoetrop formatında kurguladığı çarpıcı enstalasyonu Çınlayan Sirenler ise denizanası türlerinin doğal ritimleri dışındaki aşırı çoğalmalarını vurguluyor; bu istilacı canlıları doğanın zekâsını sembolize eden kapana kısılmış ahtapot ile karşılaştırıyor.

Mat Collishaw Borusan Contemporary’deki yeni sergisi Aritmi hakkında şunları söyledi: “İklim değişikliğinin gezegenin çehresini ve ekolojisini dramatik bir şekilde dönüştürdüğüne dair belirgin emareleri ve Borusan Contemporary'nin İstanbul Boğazı'nın kıyısındaki istisnai konumunu dikkate alan bir sergi oluşturmaya çalıştım. Dünyanın içine düştüğü vahamete ilişkin bilgi eksikliği bulunmuyor, ancak çözüm kısmında bir sorun olduğu aşikâr. Aritmi’deki çalışmalarımda çözülmemiş bilmeceleri çağrıştıran bir dizi nakış sunacağım: rahatsız edici kayıtsızlığa karşı münferit ses, dijital/ genetik kodun akıl almaz karmaşıklığı, dünyanın ekolojisini dengelemenin Sisifosvari külfeti ve nihayetinde insanın Herkül’ü andıran kibri. Bu sergide, içinde bulunduğumuz zor duruma ne yazık ki bir çözüm sunulmayacak, sadece içinde beceriksizce yönümüzü bulmaya çalıştığımız bilmecelerin yansıması parıldayacak.”

Borusan Contemporary müdürü Dr. Kumru Eren ise yeni geçici sergileri hakkında şöyle dedi “Mat Collishaw’u on yıllık bir aradan sonra, aralarında Borusan Contemporary siparişiyle bir zoetrop formunda üretilen mekâna özgü yerleştirmesinin de bulunduğu özel bir seçkiyle İstanbul’da ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Collishaw doğanın düzensizleşen kalp atışını, bilimlerin kat ettiği izlekten, yapay zekâ teknolojileri aracılığıyla görselleştirdi. Aritmi, Mat Collishaw’un Summa’sı; doğayı, bilimi, tarihi, çok disiplinli düşünen bir sanatçının adeta eskiz defteri. Melankoliden, iklim dekadansına uzanan insanlık durumunun, şaşırtıcı ve büyüleyici bir portresi.”

Güvercin Martha’nın öyküsü

Borusan Contemporary koleksiyonu içinde yer alan güvercin Martha’nın ilginç bir öyküsü var. Borusan Contemporary’de Martha’nın Portresi başlıklı yazısında İbrahim Cansızoğlu şu bilgileri aktarıyor “Soyu tükenmiş hayvanlar üzerine yaptığı pek çok araştırmayı kitaplaştıran yazar ve ressam Errol Fuller, “Göçmen Güvercinler” isimli çalışmasında sürüler halinde hareket etmeye alışkın olan bu türün son üyesi Martha’nın yaşamının yalnız geçen son yıllarında hareketsizleştiğini not eder. Kuşun durgunluğunu sıkıcı bulan ziyaretçiler, kımıldasın diye ona çeşitli nesneler fırlatmaya başlayınca hayvanat bahçesi görevlileri, insanların fazla yaklaşmasını önlemek için kafesin etrafında bir güvenlik çemberi oluşturur. Martha, bu dönemde kendisi için ayrılan beş buçuk metreye altı metre yaşam alanında pek çok kez fotoğraflanır. John Gerrard’ın internetten ve çeşitli kaynaklardan topladığı bu fotoğraflar, Borusan Contemporary’nin siparişi üzerine ürettiği Endling (Martha) isimli dijital simülasyon işine kaynaklık ediyor. Sanatçının 3B modelleme uzmanlarıyla iş birliği içinde hazırladığı çalışmasında Martha’nın göz alıcı zarafetiyle tünediği ahşap çubuğun üzerinde hareket edişi izlenebiliyor. Kimi zaman aniden dönüp duruş yönünü değiştiren, hafifçe kafasını çeviren, gözlerini kırpan ve yutkunan bu kuşa ait görüntülerin kamera kayıtları olmadığını fark etmek ilk bakışta güç görünüyor. Bu görüntülerde garip bir şey vardır. Başka güvercinlerin küçük gövdeleri nefes alıp verirken hafifçe kabarıp iner ancak Martha’nın göğsü hareket etmez. İzlediğimiz görüntülerin canlı bir kuşa ait olmadığını anlamamızı sağlayan bu yegâne ayrıntı bizi Martha’nın gerçekliğine yakınlaştırır.”