Film Festivali programınız hazır mı?

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından Akbank sponsorluğunda düzenlenen 34. İstanbul Film Festivali, 4-19 Nisan tarihleri arasında sanatseverlerin yörüngesini sinemaya çeviriyor. İşte festival takipçileri için ıskalanmaması gereken 15 filmlik bir seçki...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hal ve Gidiş: Festivalin bu yılki “Açılış Filmi”, bol ödüllü bir drama. Ernesta Daranas, Küba’da gişe rekorları kıran bu filminde sorunlu bir çocuğu ve onu bazen kabullenen, bazen reddeden bir toplumu derinlemesine inceliyor. 
Çılgın Kalabalıktan Uzak: Thomas Hardy’nin ünlü yapıtının beyazperde uyarlaması, edebiyatseverler için festivalde. Thomas Vinterberg’in kamerasını Victoria İngiltere’sine çevirdiği” Çılgın Kalabalıktan Uzak”, birbirinden çok farklı üç adamı etkisi altına alan Bathsheba Everdene’in hikâyesi. 
Bana Bak Philip: Jason Schwartzman ve Elisabeth Moss’u buluşturan “Bana Bak Philip”, 2014 Locarno Jüri Büyük Ödülü sahibi. Yönetmen Alex Ross Perry, Amerikan bağımsız sinemasının en ilgi çekici ve yaratıcı yeni seslerinden biri. 
Gizli Kusur: Paul Thomas Anderson’ın merakla beklenen yeni filmi “Gizli Kusur”, özel dedektif Larry “Doc” Sportello’nun hikâyesini anlatıyor. Oyuncu kadrosu hayli iddialı: Benicio Del Toro, Josh Brolin, Joaquin Phoenix, Reese Witherspoon ve Owen Wilson. 
537o.jpg

✔ Yeni Kız Arkadaşım: Laura ağır bir hastalığa tutulunca, çocukluk arkadaşı Claire’den bebeğine ve kocası David’e göz kulak olacağına dair söz alır. Laura’nın ölümü üzerine Claire, David ve bebeği ziyaret etmeye karar verir, ancak evde muazzam bir sürpriz onu beklemektedir. François Ozon’dan...

While We’re Young: Ben Stiller, Naomi Watts, Adam Driver ve Amanda Seyfried’i buluşturan “While We’re Young”, bir önceki filmi “Frances Ha” ile son yılların en çok konuşulan bağımsızlarından birini yapan Noah Baumbach’ın imzasını taşıyor. 
Saint Laurent: Cannes’da Altın Palmiye için yarışan bu Bertrand Bonello filmi alışılmış bir biyografi değil... Yönetmen, moda devi Yves Saint Laurent’ın hayatını çizgisel bir hikâye şeklinde perdeye taşımaktansa, zamanda ileri ve geri giderek serbest bir anlatım tercih ediyor. 
Çöplük: “Billy Elliot”, “Saatler” ve “Okuyucu” gibi filmleriyle hem eleştirmenlerin hem de seyircinin gözdelerinden olan Stephen Daldry, yeni filminde kamerasını Brezilya’nın arka sokaklarında gezdiriyor ve çöplükte bir cüzdan bulan üç çocuğun öyküsünü anlatıyor. 
45 Yıl: Berlin’de “En İyi Kadın Oyuncu” (Charlotte Rampling) ve “En İyi Erkek Oyuncu” (Tom Courtenay) ödüllerini kazanan “45 Yıl”, seyirciyi evliliklerinin 45. yılını kutlamak üzere olan bir çiftle tanıştırıyor.
Her Şey Güzel Olacak: James Franco, Charlotte Gainsbourg ve Rachel McAdams, Wim Wenders’ın yeni filminde başrolde. 3 boyutlu film, ölümlü bir trafik kazasına neden olan ve 12 yıl boyunca bu kazanın kendi üzerinde yarattığı travmatik etkileri inceleyen bir yazarın hikâyesini anlatıyor. 
Postacının Beyaz Geceleri: Usta Rus yönetmen Andrei Konchalovky’nin son filmi, yönetmenin Rus sinemasına muhteşem dönüşünü müjdeliyor. Filmde, bilfiil kendilerini oynayan köylüleri izliyoruz. 
Güzelliğin Hanedanlığı: “Barbarların İstilası” ile “En İyi Yabancı Film” Oscar’ını kucaklayan Denys Arcand’ın yedi yıllık bir aradan sonra sinemaya dönmesine vesile olan bu son filmi, hem ekonomik hem de sosyal anlamda oldukça rahat bir hayat süren bir mimar hakkında. 
Eisenstein Meksika’da: Sanatçı, ressam, yönetmen, düşünür Peter Greenaway, hayatı boyunca sinema idolü kabul ettiği Sergey Ayzenştayn’ı bu filmde kendini tam kudretli hissettiği dönemde yakalıyor. Meksika’da geçen filmde Ayzenştayn, “Potemkin Zırhlısı”- nın başarısının ardından Guanajuato’ya gidiyor. 
Hayatını Yaşa: Bu cesaret verici öykü, genç bir kadının hedeflerinin peşinden gitmesini konu alıyor. Filmin baş karakteri Leyla, beyin felci geçirmiş ama yaşadığı tüm zorluklara rağmen başarılı bir üniversite öğrencisi ve gelecek vaat eden bir yazar.

546yumj.jpg

Yolcu: Hem yönetmenliğini hem de başrollerinden birini üstlendiği “Yolcu” için Tommy Lee Jones, “Yeni filmime Western demeyin” diyor. Hollywood’un en gözde oyuncularından oluşan bir kadroya sahip olan “Yolcu”, 1850’lerde Amerika’nın ortabatısındaki zorlu yaşam koşullarını anlatıyor.