Gerilimin muzip yüzü, 115 yaşında

Zekâ ve İngiliz tarzı esprilerle dolu filmleriyle bugün bile en sevilen sinemacılardan biri olan Alfred Hitchcock, yaşamı ve yapıtlarını özetleyen bir kitapla yeniden karşımızda...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

nermin_sayin-017.jpg

Ünü kendisinden önce gelen sanatçılar vardır. Bugün onlardan birini anacağız sayfamızda; gerilim sinemasının pîri Sir Alfred Joseph Hitchcock’u. Birkaç tane nedeni var bu anmanın; ilki, 13 Ağustos’ta 115 yaşına bastı bu çığır açan İngiliz sinema adamı... İkincisi, tam da doğumgünü haftasında söyleşilerinden yapılan keyifl i bir seçki dilimizde yayınlandı... Üçüncü ve asıl nedense şu: Tam da bu sıcak günlerde izlenip, gerilip serinleyecek filmler bıraktı bize miras olarak... E, daha ne olsun. 

Hitchcock sık sık söyleşi veren bir yönetmen, öyle ki binlerce röportaj yaptığı sanılıyor. Bunlar arasından Sidney Gottlieb tarafından oluşturulan seçki, ünlü yönetmeni yakından tanımak için güzel bir fırsat. Sessiz filmlerden sesliye, İngiltere’den Amerika’ya, gerilim filmlerinden karmaşık türlerdeki yapıtlara, yönetmenlikten yönetmen-yapımcılığa geçmesi gibi sanat hayatı boyunca yaşadığı pek çok değişimin ipuçlarını bulabilirsiniz Agora Kitaplığı’ndan bu ay çıkan kitapta. 

Elbette, 1980’de 81 yaşındayken aramızdan ayrılan sinema dahisinin bugün bile tüm dünyada bu kadar hayranı olmasının pek çok sebebi var. Kuşkusuz sinemaya bakış açısı bunda en önemli etken, ama Norah Baring’in saptamasına katılmamak da elde değil: “Geniş belinin çevrelediği boyu ve o büyük kafasının içindeki parlak fikirlerle bir dehanın yanı sıra bir ‘şahsiyet’ o.” Ve bizler, o şahsiyeti, her filminde sürpriz bir kareden bize selam çaktığı için de seviyoruz. Hatta “Cameo rol” denilen bu sahnelerin fena halde meraklıları var. Üşenmeyip saymışlar; 66 filminin 37 tanesinde birkaç saniyelik “cameo” rollerde görülmüş Hitchcock, bu da neredeyse onun alâmeti fârikası... En ilginç rolü de “Lifeboat”ta: Kahramanın okuduğu gazetedeki zayıfl ama ilacı ilanının konu mankeni, o. 

“Bazen bütün arkadaşlarımın söylediği gibi, bir sadist olup olmadığımı merak ediyorum” diyen Hitchcock, dönemdaşı ve kendisinden sonra gelen pek çok isim için de bir esin kaynağı. Örneğin Orson Welles’in “Kaybolan Kadın”ı 11 kez izlediği biliniyor. “Pan’ın Labirenti” nin rejisörü Guillermo Del Toro ise “Hitchcock’un dehası sadece sinemayı değiştirmedi, dünyaya bakış açımızı değiştirdi” diyor. Haksız mı?

“Külkedisi bile çeksem, gözler hemen ölü arayacak”

Bir başka usta, Ingmar Bergman, Hitchcock’a neden hep seyirciyi korkutmak ve şok etmek istediğini sormuş. “Ona şu şekilde açıklamıştım” diyor Hitchcock, “Bir Külkedisi hikâyesi de çekebilirim. Ben profesyonelim ve işimde iyiyim. Ancak bir Külkedisi hikâyesi çeksem insanların gözleri hemen ölü arayacak. İkinci olarak, ben bir insanseverim: İnsanlara istediklerini veriyorum. İnsanlar korkutulmayı ve şoke edilmeyi seviyorlar.” Ee, hâlâ onun filmlerini heyecan ve beklenti içerisinde seyrettiğimize göre, hiç de haksız diyemeyiz Hitchcock için... "Arka Pencere" , "Çok Şey Bilen Adam" , "Vertigo", "Kuşlar", "North By Northwest", "Sapık", "Kelepçeli Âşık", "Rebecca", "39 Basamak" ve diğerleri hâlâ tüm dünyada en çok satılan DVD’ler arasında, bizde de ustanın hemen hemen bilinen bütün filmlerinin DVD’lerini bulmak mümkün. Peki, filmleri için neler diyor Hitchcock? “Sapık”ı çektiği en sinemasal film olduğunu söylüyor örneğin... “Kuşlar” ın büyük bir bölümünün gerçek olaylara dayandığını ve benzer bir saldırının 1960’da Kaliforniya’da meydana geldiğini; bu filmde kendisini en memnun eden sahnelerin “kuşların olmadığı sahneler” olduğunu da... “Harry’ye Derdimiz”in pastoral ve tipik bir İngiliz mizahı olarak nitelediriyor. “Arka Pencere’yle ilgili düşündüğüm ilginç şeyse, çektiğim diğer filmlere göre daha durağan olmasına karşın ortaya saf sinemanın çıkmış olması” diyor. “Kelepçeli Âşık”ın çekimlerinde çok az beliren güneş dışında hiçbir sorun yaşamadığını söylüyor. Filmin Monte Carlo’da çekildiğini düşünürsek, şansızlığı üstündeymiş doğrusu. Tıpkı onunla 1930'da bir söyleşi yapan Oswell Blateston gibi bitirmek ve DVD'ye bir tane Hitchcock filmi koymak istiyorum: “Hitchcock'un bütün fikirlerini duyabilmek çok eğlenceli olurdu; fakat aynı zamanda hepsinin uygulanmış halini görmek de bir şey.”

"Korkutarak hıncımı alıyorum"

Hitchcock, gençliğinde 3 yıl Cizvitlerin yönetimindeki bir okulda okumuş. “Beni sürekli olarak ölümle ilgili şeylerle korkuturlardı. Ben de şimdi insanları korkutarak hıncımı alıyorum” diyor. Aynı zamanda kendisini fantastiğe de yakın buluyor: “Ben zaten gerçekçi bir insan değilim, fantastiğe yakınım. Olayları hayatın sınırları dışında görüyorum.”zamanda hepsinin uygulanmış halini gö

Hayran olduğumuz yönetmenlere dair

•Alfred Hitchcock, Derleyen: Sidney Gottlieb, Agora Kitaplığı Büyük Yönetmenlerin Gizli Hayatları, •Robert Schnakenberg, Domingo Yayınları 
•Büyülü Fener, Ingmar Bergman, Agora Kitaplığı
•Haneke, Haneke’yi Anlatıyor, M. Cieutat-P. Rouver, Everest Yayınları 
•Bir Stanley Kubrick Kitabı, James Howard, Es Yayınları
•David Lynch, Colin Odell-Michelle Le Blanc, Kalkedon Yayınlarırmek de bir şey.”