Salman Rüşdi uğradığı bıçaklı saldırıyı BBC'ye anlattı: Gözüm rafadan yumurta gibi aktı

Hindistan asıllı İngiliz yazar Salman Rüşdi iki yıl önce tek gözünün kör olmasına yol açan bıçaklı saldırıyı anlattı. BBC'ye konuşan Rüşdi, gözünün "rafadan yumurta" gibi aktığını söyleyerek, saldırgan Hadi Matar'a söylemek istediği şeyi de ilk kez kamuoyuyla paylaştı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Salman Rüşdi, iki yıl önce sahnede bıçaklandığı saldırıyla ilgili hatırladıklarını tüyler ürpertici ayrıntılarla BBC'ye anlattı.

BBC Türkçe'nin aktardğı habere göre; Booker Ödüllü yazar, gözünün "rafadan yumurta gibi" yanağından sarktığını ve gözünü kaybetmenin üzüntüsünü her gün yaşadığını söyledi.

Saldırı anıyla ilgili "Öleceğimi düşündüğümü hatırlıyorum" diyen Rüşdi, "Neyse ki yanılmışım" diye devam etti.

Rüşdi, yeni kitabı Knife(Bıçak) yaşadıklarıyla baş etmenin bir yolu olarak kullandığını söyledi.

O ana ilişkin çarpıcı anlatım

Saldırı, Ağustos 2022'de New York eyaletindeki bir eğitim enstitüsünde konferans vermeye hazırlanırken gerçekleşti.

Saldırganın "merdivenlerden koşarak" geldiğini ve 27 saniye süren saldırıda boynundan ve karnından toplam 12 bıçak darbesi aldığını anlatan yazar, "Onunla dövüşemezdim, ondan kaçamazdım" dedi.

Rüşdi yere düştüğünü ve her tarafının "olağanüstü miktarda kanla" kaplı olduğunu söyledi.

Helikopterle hastaneye kaldırılan yazar, altı hafta boyunca tedavi gördü.

Hindistan doğumlu 76 yaşındaki İngiliz-Amerikan yazar, modern zamanların en etkili yazarlarından biri. Saldırı tüm dünyada manşet oldu.

Salman Rüşdi, 1988 yılında yayınlanan Şeytan Ayetleri kitabı nedeniyle tehditler almış ve birkaç yılını saklanarak geçirmişti.

Bir gün birilerinin "seyircilerin arasından fırlayabileceğini" düşündüğünü belirten yazar, "Bunun aklımdan geçmemesi saçma olurdu" dedi.

Saldırı karaciğerine ve ellerine zarar vermiş ve sağ gözündeki sinirleri koparmıştı.

"Gözüm çok kötüydü. Şişmiş ve yüzümden sarkıyordu; yanağımın üstünde duruyordu, rafadan yumurta gibi. Ve kör olmuştum."

Rüşdi, bir gözünü kaybetmenin üzüntüsünü her gün yaşadığını söyledi. Merdivenlerden inerken, karşıdan karşıya geçerken ve hatta bir bardağa su doldururken bile daha dikkatli olması gerektiğini anlattı.

Ama beyni hasar görmediği için kendini şanslı sayıyor.

Rüşdi'nin bıçaklandığı etkinliğin moderatörü Henry Reese BBC'ye yaptığı açıklamada, saldırıyı önlemek için daha fazlasını yapabilmiş olmayı dilediğini söyledi.

Reese, "Daha hızlı hareket etmiş olsaydık, bunların çoğu önlenebilirdi diye hissediyorsunuz" dedi.

Oysa Salman Rüşdi'nin Reese dahil o gün kendisine yardım eden insanlara ve doktorlara duyduğu minnettarlık, kitabının daha ilk sayfasından anlaşılıyor.

Kitabın girişinde "Hayatımı kurtaran kadın ve erkeklere adanmıştır" ifadesi yer alıyor.

'Bu öldürmek için bir sebep mi?'

Yazar, saldırgana ne söylemek istediğini ilk kez açıkladı.

New Jersey'de ikamet eden 26 yaşındaki Hadi Matar, kendisini bıçaklamakla suçlanıyor.

Suçsuz olduğunu savunan Matar, hapishaneden New York Post gazetesine verdiği röportajda, YouTube'da Salman Rüşdi'nin videolarını izlediğini söyledi ve "Böyle samimiyetsiz insanları sevmiyorum" dedi.

Knife kitabında Rüşdi, saldırganıyla hayali bir konuşma yapıyor ve buna cevap veriyor.

"Amerika'da pek çok insan dürüstmüş gibi davranıyor ama maske takıp yalan söylüyorlar. Peki bu hepsini öldürmek için bir neden olabilir mi?" diye soruyor.

Rüşdi, hiç tanışmadığı Matar'la duruşma başladığında mahkemede yüz yüze gelebilir.

Duruşma, sanık avukatlarının Salman Rüşdi'nin kitabını delil olabileceği için inceleme talepleri nedeniyle ertelenmişti. Duruşmanın sonbaharda yapılması bekleniyor.

"Aptalca kişisel eşyalarımı düşündüm"

Müslüman bir aileye doğan ve ateist olan Rüşdi, uzun zamandır ifade özgürlüğünü sesli bir şekilde savunuyor. Ancak bunun "çok daha zor" hale geldiğini söylüyor.

"Pek çok insan, maalesef pek çok genç de dahil olmak üzere, ifade özgürlüğüne getirilen kısıtlamaların genellikle iyi bir fikir olduğunu düşünüyor. Oysa ifade özgürlüğünün tüm amacı, aynı fikirde olmadığınız konuşmalara izin vermekle ilgili."

Rüşdi, yerde kan gölünde yatarken nasıl "aptalca bir şekilde" kişisel eşyalarını düşündüğünü hatırlıyor.

Ralph Lauren marka takım elbisesinin mahvolmasından, evinin anahtarlarının ve kredi kartlarının cebinden düşmesinden endişe ettiğini anlatıyor.

"O anda elbette gülünç geliyor. Ama geriye dönüp baktığımda, bana söylediği şey, içimde ölmeye niyetli olmayan bir parçanın varlığıydı. Bir yanım 'O ev anahtarlarına ve kredi kartlarına ihtiyacım olacak' diyordu."

Bunun "hayatta kalma içgüdüsü" olduğunu ve "Yaşayacaksın. Yaşayacaksın. Yaşayacaksın" hatırlatması yaptığını belirtiyor.

"Sevginin gücü nefretin gücünden daha büyük"

Salman Rüşdi saldırıdan bir yıl önce beşinci eşi olan Amerikalı şair ve romancı Rachel Eliza Griffiths ile evlendi.

Rüşdi, Knife'ı bir korku hikâyesi olduğu kadar "bir aşk hikayesi" olarak da tanımlıyor.

* Burada çarpışan iki güç vardı. Biri şiddetin, fanatizmin, bağnazlığın gücü, diğeri ise sevginin gücü. Ve tabii ki sevginin gücü eşim Eliza'nın şahsında somutlaşıyor.

* Ve sonuçta, benim anladığım kadarıyla, sevginin gücü nefretin gücünden daha büyük olduğunu kanıtladı.

Rüşdi, halka açık etkinliklere tekrar katılacağını ancak gelecekte "daha dikkatli" olacağını söylüyor: "Güvenlik meselesi ilk soru olacak. Bu konuda tatmin olmadığım sürece bunu yapmayacağım."

Ancak kendisinin "oldukça inatçı bir insan" olduğunu aktaran yazar, "Kısıtlanmış ya da hapsedilmiş bir hayat istemiyorum. Kendi hayatımı yaşayacağım" dedi.